Atom Egoyan isimli Ermeni film yapimcisinin Ararat filmi Turkiye de muhakkak seyredilmeli. Ermeni soykirimi denilen olaya Ermenilerin hâlâ nasil baktiklarini Turkler hakkinda ne dusunduklerini butun dunyaya olayi ve Turkleri nasil gostermek istediklerini gormek ve anlamak icin film seyredilmeli. Filmi ne seyrettim ne de senaryoyu okudum. Ama konuyu ciddi yaklasimla inceleyen bilim adamlarinin goruslerini aldim. Filmin icerigini ogrendim. Bu goruslerden Egoyan in uygulamasinin yanlisligini ve haksizligini ortaya koymakla ilgili olanlar beni etkilemedi. Daha dogrusu o hususlar uzerinde pek dusunmedim. Daha ziyade bu filmle yapilmak istenen dikkatimi cekti. Asagida ne demek istedigimi anlatmak icin ilgili birkac film sahnesinden bahsedecegim. Egoyan in kimligi ile filmdeki kimi sahnelerde anlatilmak istenenler hakkinda okurlara ve filmi seyredeceklere muhakkak bilgi vermek gerekiyor. Cunku maalesef yillardir muhatabi oldugumuz soykirim iddiasiyla ilgili Ermeni kampanyasi hakkinda fazla bir sey bilmiyoruz. Oncelikle hic olmazsa konuyla ilgilenen aydinlarimizin sorunun boyutlari ve iddialarin anlami hakkinda bilgilendirilmesi gerektigini dusunuyorum. Egoyan in universite yillarina kadar simdiki radikal durumundan cok farkli tutum sergiledigi biliniyor. Degisimi degerlendiren bir uzman Boylesine buyuk donusumlerde kisiler yeni kimliklerini mesrulastirabilmek icin daha onceki kimliklerinden cok daha asiri konumlara girerler ve abartma egilimi gosterirler diyor. Egoyan in radikal gorusleri 1999 da ortaya cikiyor. Cannes Film Festivali nde Felicia nin Yolculugu filmiyle dikkat cekip Turkiye nin Ermeni soykirimi ni kabul etmesi gerektigini belirtip bu konudaki mucadelesinin Turkiye tavrini degistirene kadar surecegini soyluyor. Ararat gundeme geldiginde de sik sik bu filmi Turkiye ye soykirimi kabul ettirmek icin gerceklestirdigini tek arzusunun Turkiye nin bunu kabul etmesi oldugunu soyluyor. Filmle ilgili olarak yaptigim arastirma uzmanlardan aldigim bilgiler konunun cok boyutlu ve son derece ayrintili oldugunu gosterdi. Bu boyutlar ve ayrintilar icine girmek ve bir neticeye varmak istemem. Sadece okurlara kimi cevrenin neden tepki gosterdigini anlatmak icin yuzeysel de olsa filmdeki kimi sahneden bahsetmek yerinde olacak sanirim. Filmin tamaminda Turkler sanki insanoglu degil de sadece kotuluk yapabilen yaratiklar olarak gosteriliyor diyenler ornekler veriyorlar. Filmde rol alan Misyoner Ussher Bizler Turkler tarafindan kusatildik. Erzakimiz tukendi. Cogumuz olecegiz diyor. Aglayan cocugunu kucaginda tutan kadini isaret ederek Ailesinin geri kalanini katledilirken gordu. Hamile kizina karni yarilip dogmamis cocugu bicaklanmadan once gozlerinin onunde tecavuz edildi. Kocasinin cinsel organlari kesildi ve agzina dolduruldu... diye ekliyor. Misyoner Ermenilere yoneltilmis bircok dehset verici sahne anlatiyor. Film zaten benzer sahnelerle dolu. Col ortasinda aclik susuzluk ve hastalikla bogusan olum sinirinda binlerce insanin zorlu yuruyusu. Her firsatta Turklerin normal olmayan bir insan irkina mensup olduklari gosterilmek isteniyor. Filmi inceleyen bir Turk bilim adami Filmi cocuk ve gencler bir yana orta yasli siradan bir kisi dahi izlese psikolojik acidan zarar gormesi muhtemeldir diyor. Ararat ta dikkat cekici bir mesaj da Anadolu nun Ermeni yurdu oldugu tezinin israrla islenmesidir diye ekliyor. Filme gore bugun Turklerin yasadigi yerler aslinda Ermeni topragidir. 1915 te kaybedilmistir. Bu yaklasimda oldugu gibi filmin bircok yerinde Ermenilerle Yahudilerin basina gelenler arasinda benzerlik yaratilmak gayretleri goruluyor. Vurgulamak gereken dehset verici iddialarla ilgili unsurlar buraya sigmayacak kadar cok. Dunyada bize karsi yurutulen kampanyanin boyutlari hakkinda bilgi sahibi olup eger durmak bilmeyen ve gittikce buyuyen bu tehdit ile ilgili gerekeni yapmamiz isteniyorsa egitilmemiz gerekiyor.