Niyet le cozum olmaz -  
 
	
 
	
	
	 
	 
	
	Azinlik vakiflarinin  1936 Beyannamesi nde yer almayan tasinmazlari iktisap edemeyecekleri duzenlemesi degisiyor. Ancak  cozum icin onerilen yeni yasada kaygi verici muglakliklar var
Turkiye Cumhuriyeti ne karsi her turlu gorevi yerine getirmekle mukellef ve  azinlik  diye adlandirdigimiz bazi insanlarimizin endiseleri bugun yeniden Turkiyemizin gundemine oturmus durumda... Bu insanlarimizin  azinlik  olarak adlandirilmalarinin tek nedeni ise  onlarin  cogunluga gore yalniz ve yalniz kendilerini ilgilendiren  dil  din  irk  ve kultur farkliliklarina sahip oluslaridir. 
Cogunluk acisindan ise; bu  azinlik  etiketi altinda toplanan insanlar  cok cok kendisini (cogunlugu) zenginlestiren bir unsur olma ozelligini tasirlar  yoksa bu ozelliklerinden 
dolayi  onlara karsi  farkli ve eksik bir ihtimam ile  davranilmasi  birakalim uluslararasi anlasmalari  veya Turkiyemizin Lozan gibi (bu ulkenin dogmasina temel teskil eden en onemli) bir antlasmanin altina imza atmis olmasini  ozbeoz Anayasamizin 10. maddesi ile de yasaklanmistir. 
Ama tum ulusal ve uluslararasi taahhut ve teminatlara karsin; cogunluk  yani devlet ve dogal olarak  ona bakip  onu ornek alip kendi davranislarini duzenleyen toplum  azinliklara  farkli bir davranista bulunma hakkini!  kendinde goruyorsa  burda hem ulusal  hem uluslararasi 
hukuk  hem evrensel demokrasi ve insan haklari ilkelerince ve hem de ulusal bazda  cok ciddi sorunlar var demektir. 
Cifte standart 
Devletimizin ve davranislarini ona gore duzenleyen toplumun; adi  azinliklar  diye gecen insanlarimiza   cifte standart la davranmasi soz konusu oldugunda  haliyle bizzat azinliklarin ve ayni zamanda cogunluga mensup  yuksek niteliklerle donanmis insanlarmizin endise duymalari kacinilmaz. 
Turkiyemizin dunyadaki layik oldugu 
onurlu yerini alabilmesi icin sabirsizlanan bu insanlarin duyduklari endiseler nereden kaynaklanmaktadir? Endise yaratan uygulamalarin en carpici ve guncel ornegi   azinliklarin (camialarina ait) malvarliklarina el konuluyor  izlenimi doguran azinlik vakiflari  yani   1936 Beyannamesi nin yarattigi sorunlardir. Hukumetin  hazirladigi bir yasa tasarisiyla el atmaya karar verdigi  azinlik vakiflari  diye adlandirilan sorunun ve 1936 Beyannamesi nin ne olup ne olmadigini kisaca anlatmakta yarar var. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Ataturk un hasta dusmesiyle birlikte zamanin siyasileri tarafindan 1936 da alelacele 2762 sayili bir  Vakiflar Kanunu  cikarilir. 
Unlu Yargitay karari 
Amaci  sadece azinlik mensuplarinin degil  cogunlugun degerli aydinlari tarafindan bile elestirilen bu yasayla soyle bir uygulamaya gecilir: 
Azinlik vakiflarina   Bugun itibariyla  neyiniz var neyiniz yok devlete deklare edin  emri yollanir. Bu vakfilar da  kendi calismalari  bagislar ve Osmanli donemindeki takdirlerle sahip olduklari malvarliklarinin listesini Vakiflar Genel Mudurlugu ne iletirler. Bu listeye daha sonra  36 Beyannamesi  adi verilir. Sonraki yillarda bu vakiflarin sorumlularindan  butun 
israrlara ragmen  yeni beyanname istenmez. Boylece  azinlik vakiflarina   mal mulk edinme yasagi  gelmis olur. 
Devlet  1936 dan sonra  1971 yilina gelene kadar durumu adeta  idare ederek  vakif mallarina hicbir sekilde dokunmamistir. 
Ancak  1971 de  Istanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi nde  Balikli Rum Hastanesi Vakfi Yonetim Kurulu ile Maliye Hazinesi arasinda  36 Beyannamesi davalari nin ilki baslamis  sonucta Yargitay Hukuk Genel Kurulu 1974 te oybirligiyle  azinlik vakiflarinin 36 Beyannamesi nde bulunmayan mallari sonradan edinemeyecegini kararlastirmistir. (Hemen belirtmek gerekir ki  36-71 arasinda vakif yoneticileri  yasal yollardan haklarini arayarak soruna koklu bir cozum talep etme cesareti gostermemistir.) 
Vatandas  yabanci  mi? 
Iste anlattigimiz bu Yargitay karari daha sonra emsal ictihat teskil etmis ve butun davalar vakiflar aleyhine bitmistir. 
Ulkemizin Yargitay gibi yuce bir makami  
 Turk olmayanlar in olusturdugu tuzelkisiliklerin  tasinmaz mal edinmelerinin 
yasak oldugunu  ifade edebilmistir. 
Burda  yanlis anlasilmaya yer vermemek icin altini cizip vurgulamakta yarar var:  Turk olmayanlar  diye nitelenenler  bu ulkede  cesitli nedenlerle yasayip  ticari ya da kulturel etkinliklerde bulunan Fransizlar  
Ingilizler  Amerikalilar vs. degil  bu ulkenin ceremesini cogunluktan farksiz bicimde ceken  Ermeni  Rum ve Musevi kokenli  fazlasi  eksigi olmayan Turkiye Cumhuriyeti vatandaslaridir. 
Ust mercilerde takinilan tutumlarin topluma nasil yayildigina iliskin bir parantez acalim: 26 Aralik 2001 de  basinimizin cok saygin gazetelerinde  Turkiye deki Noel 
ayinlerine Musluman yurttaslarimizin da katildigini belirtmek icin   Turkler de ayinlere katildi  basliklari kullanildi. 
 Turk olmayanlar  ifadesi bir yuksek hukuk makaminca kullanildiginda  gazetelerin de bu uslubu benimsemesi neredeyse kacinilmaz hale geliyor. 
Tescil eksigi 
Konumuza donup hemen belirtmeliyiz ki  1936 Beyannamesi nde yer almasina ragmen cok sayida tasinmazin henuz azinlik vakiflari adina tescili bile yapilamamistir; tam 65 yildir oylece beklemektedir. 
Gelelim hukumetin bu konuda hazirladigi son yasa tasarisina. Tasari  yetkililerin sorunlari giderme niyeti tasidigini ortaya koymasi acisindan cok sevindirici. Ancak  bu niyetin gerceklesebilmesi icin bazi kaygi verici noktalarin netlestirilmesi gerekiyor: 
Tasarida  1936 dan  1 Ocak 2002 ye kadar edinilen mallarin 1936 Beyannamesi ne eklenmesi ongoruluyor; ancak bu Icisleri ve Disisleri bakanliklarinin oluruna birakiliyor. Olur icin hangi kistaslarin esas alinacagi ise muglak kalmis durumda. Bu da keyfi uygulamalara yol acabilecegi kaygisina yol aciyor. Onerilen duzenleme asagidaki gibi: 
Azinlik vakiflarinin 1936 dan 1 Ocak 2002 ye kadar her ne suretle olursa iktisap etmis oldugu gayrimenkuller  1936 tarihli beyannamesine eklenir. Vakiflara satin alma  bagis  olume bagli tasarruflar ve benzeri yolla ellerinde bulundurduklari gayrimenkullerin 1936 listelerine eklenmesine 
Disisleri ve Icisleri Bakanligi nin uygun gorusu alinarak Vakiflar Genel Mudurlugu nce karar verilir. Bu vakiflarin tasinmaz iktisab etmeleri ve tasinmazlari uzerinde her turlu tasarrufta bulunmalarina Disisleri ve Icisleri bakanliklarinin uygun gorusuyle Vakiflar Genel Mudurlugu karar verir. 
Cozme niyeti acik 
Ilgili hukumlerin uygulanmasinda 
 mutekabiliyet  kosulunun da aranabilmesi hukmunun getirilmesi  birer Turkiye Cumhuriyeti kurulusu olan azinlik vakiflarini 
 yabanci  sayan mantigin Turkce tercumesiyle karsilasmak anlamina gelir. 
Tasarinin bu haliyle yasalasmasi durumunda  sorunu cozme niyeti acikca gorulmesine ragmen  bu  resmi niyet i gerceklestirmeye yonelik eksiklikleri gideremeyecektir. 
Bir onemli nokta da sudur: Aradaki donemde kaybedilmis haklarin ne olacagina deginilmis degildir. Ustelik  1936 Beyannamesi nin yarattigi turden uygulamalarla bir daha karsilasilamayacaginin teminatinin ne oldugu da anlasilmiyor. 
Kendi toplumunun  azinliga mensup  sayilan insanlarinin sorunlarina egilmeyen cogunlugun  belli bir sure sonra  ayni sorunlarla kendisinin de bas basa kalacagini unutmamasi gerekir. Cunku su veya bu yonden toplumun  azinligi  olan kesime eziyet etmekte bir mahzur gormeyen zihniyet  yarin oteki gun  azinlik  kalmadigi anda  cogunluk arasindan  mutlaka bir  yeni azinlik  yaratacaktir. 
Cunku kimligini surekli  birilerine ve bir seylere karsi olma  temelleri uzerine insa edenler  varliklarini surdurebilmek icin surekli  yeni karsitlar a gereksinim duyarlar.
Raffi A. Hermonn: Arastirmaci gazeteci  Paris.
	
	 
Bu haber  kaynağından gelmektedir. 
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı ()  ve yazarına ait olup,
 bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com