​Rıfat Bali: Varlık Vergisi toplumsal kıskançlığın yasalaşmış hâliydi - Gündem
12 Kasım 2025 - Հակական տոմար - Տարի : 4518 / Ամիս : Տրե / Օր : Անի / Ժամ : Արփող

Gündem :

11 Kasım 2025  

​Rıfat Bali: Varlık Vergisi toplumsal kıskançlığın yasalaşmış hâliydi -

​Rıfat Bali: Varlık Vergisi toplumsal kıskançlığın yasalaşmış hâliydi ​Rıfat Bali: Varlık Vergisi toplumsal kıskançlığın yasalaşmış hâliydi

11 Kasım 1942 tarihinde, Varlık Vergisi adıyla çıkarılan yasayla binlerce Hıristiyan ve Musevi’nin hayatı, mülkü ve umudu elinden alındı. 83 yıl önce çıkarılan kanunu Agos’a değerlendiren tarihçi ve yazar Rıfat Bali, “İkinci sınıf vatandaş oldukları kanaatini perçinledi. Devletin yaptığı hatayı kabul edip özür dilemesi ve tazminde bulunması gerekir. Türkiye’de bu yapılmadı” dedi.

11 Kasım 1942 tarihinde Varlık Vergisi Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edildi.

Kanun kapsamında Hıristiyan ve Musevi toplulukların ödeyemeyecekleri bir vergi yükü getirildi. Birçok vatandaş mülklerini satmak zorunda kaldı. Dönemin hükümeti Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesini, "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak sundu.


Yasanın, jet hızıyla CHP grubu ve Meclis’ten geçmesi, dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu’nun öncesinde gazetelerin yazarlarıyla toplantı yapması ve kamuoyunu hazırlama emri vermesi, vergi miktarlarının önceden tespit edildiğini ortaya koyuyor.

Kanun, Meclis’te kabul edildikten bir gün sonra 12 Kasım 1942’de Resmî Gazete’de yayınlandı.

Saraçoğlu: Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz
Kanunla ilgili Başbakanı Şükrü Saraçoğlu, parti grubunda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz.”

Vergi listelerinin 15 gün içerisinde hazırlanıp, vergi dairelerinde askıya çıkarılarak tahsilata geçildiği ve yerine getiremeyen vatandaşların tüm mülklerinin haczedilerek haraç mezat satıldığı biliniyor. Ayrıca yaptığı satışlar vergi borcunu karşılayamayan vatandaşlar, Aşkale ve Sivrihisar gibi “çalışma kamplarına” sevk edildi.

İlk sürgün kafilesi
İlk kafilenin tamamı İstanbullu Hıristiyan ve Musevi topluluklardan oluşuyordu. 17 kişilik ilk sürgün kafilesi, 27 Ocak 1943’te Aşkale’ye doğru yola çıktı.

Bu isimler şöyleydi: İstefan oğlu Arşak Çuhacıyan, İstefan oğlu Mikael Çuhacıyan, İsak oğlu Samuel Varon, Arşak oğlu Yermina Varon, Haracon oğlu Mihran Yarman, Vahan oğlu Garbis Baykar, Samuel oğlu Nehma Pesa, Marko oğlu Yosef Pazalto, Yakup oğlu Şekip Adut, Hayim oğlu Gat Franko, Ruben Alaluf, Gegork Artin Topaloğlu, Yasef oğlu Leon Franci, İlya oğlu İsak Sion, Artin oğlu Hamparsom Erkman, Leon Taranto Türkaslan, Niko oğlu Yorgaki.


1943 yılının Şubat ve Eylül ayları arasında da haciz ve satışlar devam etti. Toplam bin 229 kişi Aşkale’ye gönderildi ve 21 kişi burada “borçlu olarak” hayatını kaybetti.

Varlık Vergisi’ni uygulayan bürokratlar sonrasında ödüllendirildi ve çeşitli mevkilere getirildi.

İlerleyen süreçte, Varlık Vergisi dünya basınına yansıdı ve artık gazetelerde yazı çıkmaması üzerine uzlaşıldı. 1943’ün Aralık ayının ilk haftasında, Eskişehir Sivrihisar’da serbest bırakılan vatandaşlar İstanbul’a ulaştı.

17 Eylül 1943’te ise TBMM toplandı. Burada Maliye Bakanlığı, Varlık Vergisi uygulanan vatandaşların bir kısmının tahsil edilememiş olan borçlarını silmeye yetkili kılındı. Bu tarihten itibaren de Varlık Vergisi'nin filli olarak tasfiyesi başlar. Kanun, 15 Mart 1944 tarihli TBMM oturumunda kaldırıldı.

Tarihte hem ekonomik hem de varlık anlamında kara bir leke olarak kalan kanunun 83’üncü yılında, tarihçi ve yazar Rıfat Bali Agos’a konuştu.


Varlık Vergisi, Hıristiyan ve Musevi toplulukların bugününü nasıl etkiledi?

“İkinci sınıf vatandaş” oldukları kanaatini perçinledi, tekrarlanabileceği ve her an haksızlığa ve ayrımcılığa maruz kalabilecekleri endişesini yerleştirdi. Ayrıca verginin uygulandığı tarihlerde, tarh etme ölçüsü çoğu zaman söz konusu kişilerin İstanbul’un nezih ve lüks yerlerinde (pastaneler, çayhaneler, otel salonları, restoranlar) görülmeleri neticesinde “zengin” kabul edilip vergilenmeleri olması, 1942-1943’den sonraki yıllarda gayrimüslimlerin bundan ders alıp “teşhirci” davranmalarını engelledi. Üçüncü neticesi, gayrimüslim iş insanlarının servetlerini yurtdışında saklamaları oldu.

Varlık Vergisi’nin çıkarılma amacı neydi ve sonuçları ne oldu?

Varlık Vergisi, yıllar boyu içten içe süregelen toplumsal haset ve kıskançlığın infilak etmesi idi. Savaş şartları altında karaborsa haberlerinin yoğun bir şekilde gazetelerde yer aldığı bir ortamda, gayrimüslim ticaret erbabının bu haberlerde sık sık yer alması bu infilaka sebep oldu. “Yetti artık, yediğiniz yetti, sıra bizde, artık bu kaymağı sizler değil bizler yiyeceğiz” düşüncesiyle hareket edildi ve olanlar oldu.

Varlık Vergisi arşivlerine ulaşılabiliyor mu?

Arşivler kapalı değil. Çok sayıda belge ve bunları temel alan kitaplar da yayınlandı. Henüz yayınlanmayanlar, Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı vergi tarh edilen mükellefler ile Aşkale’ye gönderilen mükelleflerin listeleri.

Yaşanan bu olayın dünyada bir örneği bulunuyor mu?

Bütün dünyada bu tür ayrımcılık uygulamalarına rastlanır. Önemli olan devletin yaptığı hatayı kabul edip özür dilemesi ve tazminde bulunması. Türkiye’de bu yapılmadı.





Bu haber agos kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+