Yeni bir dönem: Ermenistan-Türkiye diplomatik temasları ve gelecek perspektifleri (2020-2025) -
Yeni bir dönem: Ermenistan-Türkiye diplomatik temasları ve gelecek perspektifleri (2020-2025)
2020 Dağlık Karabağ Savaşı, Güney Kafkasya’daki jeopolitik dengeleri önemli ölçüde değiştirmiş ve Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Savaş sonrasında her iki ülke, ilişkileri normalleştirmeye yönelik diplomatik girişimde bulunmuştur. Bu makale, 2020-2025 yılları arasındaki Ermenistan-Türkiye ilişkilerindeki temel gelişmeleri inceleyerek diplomatik temasları, karşılaşılan zorlukları ve gelecekteki olasılıkları ele almaktadır.
2020-2021: Savaş Sonrası Konjonktür ve İlk Yakınlaşmalar
Kasım 2020’de çatışmaların sona ermesinin ardından, bölgesel dinamikler Ermenistan ve Türkiye’nin uzun süredir devam eden sorunları ele almasını gerekli kılmıştır. Azerbaycan’ın, Türkiye’nin de desteğiyle zafer kazanması, Ermenistan’ın stratejik hesaplamalarını etkilemiştir. Bölgesel istikrar ve ekonomik iş birliğinin potansiyel faydalarını fark eden Yerevan ve Ankara, diyaloğa açık olduklarına dair sinyaller vermiştir.
2022: Diplomatik Diyaloğun Başlatılması
Aralık 2021’de, Ermenistan ve Türkiye ilişkileri normalleştirme görüşmelerini yürütmek üzere özel temsilciler atamıştır: Ermenistan, Parlamento Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan’ı, Türkiye ise eski ABD Büyükelçisi Serdar Kılıç’ı görevlendirmiştir. Özel temsilciler arasındaki ilk toplantı, 14 Ocak 2022’de Moskova’da gerçekleşmiş ve yıllardır süregelen diplomatik durgunluğun ardından önemli bir adım olarak değerlendirilmiştir. 24 Şubat ve 3 Mayıs 2022’de Viyana’da düzenlenen sonraki görüşmeler, ön koşulsuz diyalog çerçevelerinin oluşturulmasına odaklanmıştır. Bu dönemde dikkat çeken gelişmelerden biri de, Şubat 2022’de Yerevan-İstanbul arasında doğrudan uçuşların yeniden başlaması olmuş, bu adım halklar arası temasları teşvik ederek olumlu bir atmosfer yaratmıştır.
6 Ekim 2022’de, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde yüz yüze görüşmüştür. Bu görüşme, ikili ilişkileri geliştirme ve bölgesel sorunları birlikte ele alma konusundaki ortak taahhüdü vurgulamıştır. Bu yüz yüze görüşmeden ziyade Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arasında en az 3 kere telefon görüşmeleri de gerçekleşmiştir. Basında yer alan haberlere göre tüm bu telefon görüşmelerinde genel olarak yapıcı bir gündem üzerinde diyalog yürütülmüştür.
2023: Felaket Karşısında İnsani İş Birliği
Şubat 2023’te Türkiye’yi vuran yıkıcı depremler, insani iş birliğinin gelişmesi için bir dönüm noktası olmuştur. Başbakan Paşinyan, Türkiye’ye başsağlığı dileyerek yardım teklifinde bulunmuş; bu çerçevede Ermenistan, 28 kişilik bir arama-kurtarma ekibi ve 100 ton insani yardım göndermiştir. Dikkat çeken bir diğer gelişme ise, Alican-Margara sınır kapısının onlarca yıl sonra ilk kez insani yardım geçişi için geçici olarak açılması olmuştur. 15 Şubat 2023’te Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın Ankara’yı ziyaret etmesi, bu iş birliği ruhunu daha da pekiştirmiştir.
2024: İlerleme ve Süregelen Zorluklar
2024 yılı boyunca Ermenistan ve Türkiye, tam normalleşme yönünde diplomatik çabalarını sürdürmüştür. Ancak Türkiye, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin ilerlemesinin Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barış anlaşmasının tamamlanmasına bağlı olduğu görüşünü korumuştur. Bu tutum, bölgesel ittifakların karmaşık yapısını yansıtırken, ikili ilişkilerin daha geniş jeopolitik meselelerden bağımsız olarak yürütülmesini zorlaştırmaktadır. 24 Eylül 2024 tarihinde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu'nun 79. oturumu çerçevesinde bir araya gelmişti.
Taraflar, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşme süreci kapsamında atılan adımlar ve varılan mevcut anlaşmalar hakkında ayrıntılı bir değerlendirme yapmıştı. Başbakan Paşinyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ermenistan-Azerbaycan çözüm sürecinin mevcut durumu, ilişkilerin normalleşmesi için anlaşma imzalama istekliliği ve Ermenistan hükümetinin "Barış Kavşağı" girişimi hakkında bilgi vermişti. Ancak bu görüşmeden sonra da beklenen somut adımlar, özellikle en azndan üçüncü ülke vatandaşları için sınırların açılması vs. gecikmeye devam etti.
Bu resmi görüşmelerden ziyade Ermenistan-Türkiye sınırında iki ülkenin bakanlıklar ve farkı devlet daireleri temsilcileri de birkaç kere toplanıp sınırları açılması durumda ne gibi teknik meseleler ortaya çıkabileceğini ve onların giderilmesi için neler yapılması gerektiğini bile ele almış, gümrük, karayollar, demiryollar gibi altyapıların harekete geçirilmesi görüşmüştür...
2025: Mevcut Durum ve Gelecek Beklentileri
2025 yılının başları itibarıyla Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, bazı kritik meseleler çözüme kavuşturulmamıştır. Resmi diplomatik ilişkilerin kurulması ve kara sınırlarının tamamen açılması, her iki tarafın da kabul ettiği ancak henüz gerçekleştirmediği hedefler arasında yer almaktadır. Uzmanlar, Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecinin aşağıdaki faktörlerden etkileneceğini belirtmektedir:
Ermenistan-Azerbaycan İlişkileri: Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ihtilafların çözümü kritik bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Kapsamlı bir barış anlaşması, Ermenistan-Türkiye yakınlaşması için elverişli bir ortam yaratabilir.
İç Siyasi Dinamikler: Her iki ülkede de iç siyasi irade ve kamuoyu görüşü, dış politika kararlarını şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır. Sürdürülebilir ilerleme için iç kamuoyunun desteğinin sağlanması gerekmektedir․
Jeopolitik Etkenler: Bölgesel güçler (Rusya ve İran) ile uluslararası toplumun (Avrupa Birliği ve ABD) rolleri de büyük önem taşımaktadır. Bu aktörlerin çıkarları ve müdahaleleri, ikili normalleşme sürecini ya kolaylaştırabilir ya da zorlaştırabilir.
2020-2025 dönemi, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde önemli ancak karmaşık bir evrime sahne olmuştur. 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nın ardından, diplomatik temaslar, insani iş birliği ve bölgesel faktörler, ikili ilişkilerin seyrini belirleyen temel unsurlar olmuştur. Özel temsilcilerin atanması, doğrudan diplomatik temaslar, uçuşların yeniden başlaması ve özellikle 2023 depremlerinin ardından sağlanan insani yardımlar gibi somut adımlar atılmıştır.
Buna rağmen, normalleşme süreci henüz tamamlanmamıştır. Her iki taraf ilişkileri geliştirme konusunda kamuoyuna açık beyanlarda bulunsa da, resmi diplomatik ilişkilerin kurulmamış olması ve kara sınırlarının hâlâ kapalı bulunması önemli engellerin varlığını göstermektedir. Türkiye’nin, normalleşme sürecini Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barış anlaşmasına bağlaması, sürecin ilerleyişini daha karmaşık hale getirmektedir.
Bunun yanı sıra, her iki ülkedeki kamuoyu algısı ve siyasi söylemler de süreci etkilemektedir. Ermeni Soykırımı’na ilişkin tarihsel meseleler milliyetçi anlatıları beslemeye devam etmektedir. Bu tarihsel yaraların, diyalog, eğitim girişimleri ve güven artırıcı önlemler aracılığıyla ele alınmadığı sürece, derin güvensizliklerin diplomatik ilerlemeyi engelleyebileceği öngörülmektedir.
Ayrıca, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki varlığı, Avrupa Birliği’nin bölgesel ticaret ve bağlantı çabaları, ABD’nin istikrar odaklı diplomatik teşvikleri gibi dış faktörler de süreci yönlendiren kritik unsurlar arasındadır.
Önümüzdeki yıllarda tam normalleşmenin gerçekleşmesi, sürekli diplomatik ivmenin korunmasına, siyasi cesarete ve toplumların uzlaşmaya hazır olmasına bağlı olacaktır. Taraflar, diyaloglarını sürdürür, güven artırıcı adımları hayata geçirir ve ticaret ile seyahat üzerindeki kısıtlamaları kademeli olarak kaldırırsa, uzun vadede istikrarlı ve iş birliğine dayalı bir ilişki kurma olasılığı artacaktır.
Sonuç olarak, 2020-2025 dönemi diplomatik yeniden etkileşim açısından kritik bir süreç olmuştur. Ancak, kalıcı bir normalleşmenin sağlanması için tarafların sembolik jestleri aşarak siyasi taahhütlerini kurumsal ve yapısal değişimlere dönüştürmesi gerekmektedir. Uzun vadeli bir vizyon ve pragmatik bir yaklaşım benimsendiği takdirde, bir asırdan uzun süredir süregelen güvensizlik ve düşmanlık sona erdirilebilir.
Bu haber ermenihaber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (ermenihaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(ermenihaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com