Kamu Gözüyle Türkiye-Ermenistan İlişkileri: Rapor İçgörüler -
Kamu Gözüyle Türkiye-Ermenistan İlişkileri: Rapor İçgörüler
Son zamanlarda yayınlanan "Sınırların Ötesinde İçgörüler: Türkiye-Ermenistan İlişkileri Kamu Gözüyle" başlıklı rapor, araştırmacıların Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkiyi şekillendiren derin köklü algıları ve tutumları aydınlattığını gösteriyor. Hrant Dink Vakfı tarafından yayımlanan bu çalışma, her iki ülkede yıllarca süren gerginliğin ardından normalleşme sürecine yönelik kamu duyarlılığını yakalıyor.
Tarihsel Travmanın Mirası
Rapor, tarihsel acıların, özellikle Ermeni Soykırımı ve onun kalıcı etkilerinin, Ermenistan'daki kamu algılarını etkilemeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Birçok Ermeni, Türkleri kuşak travmasıyla şekillenen bir mercekten görüyor. Böylece, anket yapılan Ermenilerin %38.9'u Türkiye'ye "çok olumsuz" bir tutum sergiliyor.
Bu tarihsel travma, soyut bir kavram değil; günlük etkileşimlerde ve Ermeni topluluğunun kolektif psikolojisinde kendini gösteriyor.
Anlayış ve Katılım Önündeki Engeller
Rapora göre Ermenistan ve Türkiye'nin coğrafi yakınlığına rağmen, halkları arasındaki doğrudan etkileşim sınırlı kalıyor. Çalışma, Ermeni katılımcıların %92.4'ünün hiç Türkiye’yi ziyaret etmediğini ve %80'inin bir Türk ile hiç etkileşime geçmediğini buluyor. Türkiye’de de benzer bir tablo ortaya çıkıyor; Ermenistan’a dair kamu bilgisi genellikle yüzeysel olup, kişisel deneyimden ziyade tarihsel anlatılarla şekilleniyor.
Bu katılım eksikliği, normalleşmenin önünde kritik bir engel oluşturuyor. Her iki ülke de diyalog kurma çabaları içinde olsa da, özellikle Avrupa Birliği tarafından finanse edilen "Ermenistan-Türkiye Normalleşme Sürecine Destek" gibi girişimler aracılığıyla kamu duyarlılığı genellikle şüphecilik yönünde eğilim gösteriyor. Her iki ülkede de birçok kişi, hükümetlerinin ilişkilerinin karmaşıklıklarını ele almak konusunda gerçekten kararlı olmadığından endişe duyuyor ve bu durum güvensizlik döngüsünü daha da derinleştiriyor.
Kültürel Ortaklıklar ve İşbirliği Potansiyeli
Olumsuz algılara rağmen, rapor kültürel ortaklıkların gelecekteki işbirliğine temel oluşturabileceği alanları vurguluyor. Örneğin, mutfak kültürü her iki toplum tarafından ortak bir kültürel alan olarak tanınıyor. Turizm ve kültürel değişim de ilişkileri iyileştirmek için potansiyel yollar olarak görülüyor.
2020 Dağlık Karabağ Savaşının Etkisi
2020 Dağlık Karabağ savaşı, iki ülke arasındaki ilişkiyi önemli ölçüde karmaşıklaştırdı. Rapor, çatışmanın ardından Ermenistan'daki Türkiye algısının kötüleştiğini, birçok Ermeni'nin Türkiye’yi Azerbaycan’ın askeri zaferinde suç ortaklığı yapmakla gördüğünü belirtmektedir. Türkiye'nin çatışma sırasında Azerbaycan’a verdiği aktif destek, derinleşen düşmanlıklar ve güvensizliklerle birlikte kalıcı izler bırakmıştır.
Bu son çatışma, uzlaşma çabalarını daha da zorlaştırdı. Birçok Ermeni, Türkiye'nin müdahalesinden ihanete uğradığını hissetmekte ve bunu tarihsel bir saldırganlığın devamı olarak algılamaktadır. Sonuç olarak, Ermenistan’daki kamuoyu sertleşmiş, adalet ve soykırımın tanınmasına yönelik talepler daha da belirgin hale gelmiştir.
Kamuoyunu Anlamak İlerleme Yoludur
Araştırma, kamuoyunun gelecekteki diplomatik çabaları şekillendirmedeki önemini vurguluyor. Siyasi müzakereler genellikle manşetleri süslese de, bu raporda yer alan sıradan vatandaşların tutumları uzun vadeli barış ve işbirliğini sürdürmek için hayati öneme sahiptir. Çalışma, toplumsal düzeyde köklü güvensizliği ele almadan resmi diplomatik girişimlerin kalıcı bir başarı elde etme konusunda zorlanabileceğini öne sürüyor.
Anketler, her iki toplumun da önlerindeki zorlukların farkında olduğunu gösteriyor. Birçok katılımcı, diyalog ve anlayış isteğini ifade ediyor ancak siyasi manevraların anlamlı bir değişim yaratmayabileceği korkusuyla temkinli davranıyor. Bu belirsizlik, hem tabandan hem de hükümet düzeyinde gerçek bir katılımın gerekliliğini vurguluyor.
Diyalog ve Anlayış Çağı
Raporun sonuçlarına göre, Ermenistan ile Türkiye arasındaki normalleşme, sadece siyasi anlaşmalarla değil; empati, anlayış ve diyalog yönünde bir kültürel değişim gerektiriyor. Her iki ülke de geçmişle yüzleşirken, hükümet düzeyinde ve halklar arası etkileşimler yoluyla yeni yollar bulmalıdır.
Hrant Dink Vakfı’nın sözleriyle, "Sınır önce kafamızda açılır." Bu duygu, artan anlayış ve karşılıklı saygı yoluyla her iki ülkenin tarihi yaraları iyileştirmeye başlayabileceğine dair umudu kapsıyor. Diyaloğu teşvik etmeyi amaçlayan girişimler — akademik değişimlerden, kültürel işbirliklerinden veya topluluk etkinliklerinden olsun — bu iki komşu ulus arasındaki uzun süredir var olan engelleri aşmada kritik öneme sahiptir.
Normalleşme Yolunda
Rapor, her iki hükümetin de sürdürülebilir bir taahhütte bulunması ve uluslararası aktörlerden destek alması gerektiğini vurguluyor.
Geçmişle yüzleşme ve ortak bir gelecek inşa etme isteği, nihayetinde normalleşme çabalarının başarısını tanımlayabilir.
Sonuç
Rapora göre sonuç olarak, normalleşme süreci yalnızca siyasi müzakerelere değil, aynı zamanda sıradan vatandaşların birbirleriyle etkileşime girmeye, ortak tarihlerini kabul etmeye ve işbirliği ile güven üzerine inşa edilmiş bir geleceği hayal etmeye istekli olmalarına bağlı olacaktır.
Böylece "Sınırların Ötesinde: Türkiye-Ermenistan İlişkileri Kamu Gözüyle" raporundaki bulgular, Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkide göz ardı edilemeyecek kritik bir kavşağı vurgulamaktadır. Anlamlı bir normalleşme süreci için tarihlerini dürüstlük ve açıklıkla ele almaları gerekmektedir. Geçmişin kabulü sadece bir tanıma eylemi değil; güven ve işbirliği oluşturmak için hayati öneme sahiptir. Kültürel değişim ve diyalog fırsatları gelecekte bir yol sunuyor, ancak bu süreçte her iki hükümetin ve halkların samimi bir taahhüt göstermesi gerekecektir. Sadece bu yolula Ermenistan ve Türkiye güven duygusunu aşmayı ve karşılıklı saygı ve işbirliğine dayalı bir geleceğin yolunu açmayı umabilirler.
Bu haber ermenihaber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (ermenihaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(ermenihaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com