“Aliyev kendisini ve iktidarını garantiye aldı” -
“Aliyev kendisini ve iktidarını garantiye aldı”
Azerbaycan'da 7 Şubat'ta yapılan erken seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre, ülkeyi 20 senedir yöneten İlham Aliyev, 7 sene daha görevde kalacak. Merkezi Seçim Komisyonu'nun verdiği sonuçlara göre, oyların yüzde 92'den fazlasını İlham Aliyev aldı. İkinci sıradaki Zahid Oruc'un oy oranı yüzde 2,2 düzeyinde. Ancak gözlemciler, Azerbaycan seçimlerinin “ciddi eksikliklerin” gölgesi altında yapıldığını belirttiler. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri, mükerrer oy kullanıldığına ve sandıktan seçmen sayısından fazla pusula çıktığına dair işaretler olduğunu açıkladı. Azerbaycan’daki gelişmeleri yakından izleyen ve bir dönem Agos için de makaleler kaleme alan Arzu Geybulla ile son gelişmeleri konuştuk. Arzu Geybulla insan hakları odaklı haberleri için Aliyev rejiminin baskılarına da maruz kalmış bir isim.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev neden 2025'te yapılması gereken seçimleri bir yıl önceye çekti, buna niçin ihtiyaç duydu?
Aslında başta gelen sebep bu kararı verme gücüne sahip olması. Bu yetki ona 2016 yılında yapılan referandumla verildi. Tabii, bu referandum, 7 Şubat'ta olan seçimler kadar, seçim günü usulsüzlükleriyle doluydu, o yüzden ne kadar şeffaf bir referandum olduğu soru işareti. "Verildi" demek yanlış olur - bunu kendisi yasallaştırdı desek daha doğru olur.
Kendi açıklamalarında, seçimin erkene alınma kararı ise şöyle: Ocak ayında yaptığı konuşmasında, Azerbaycan'da İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra, yeni bir dönem başladığını açıkladı. Ve bu yeni donemde özellikle geri alınan topraklarda, ilk seçimlerin cumhurbaşkanlığı seçimleri olması gerektiğini savundu.
Diğer yetkililer de önümüzdeki iki sene içinde, hem yerel seçimlerin, hem parlamento seçimlerinin olacağını gerekçe göstererek, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aradan çıkarılması gerektiğini savundular.
Bir başka sebep Aliyev'in ülkede İkinci Karabağ Savaşı ve geçen seneki 19 Eylül operasyonundan sonra, popüler lidere dönüşmesi ve bu popülariteyi kullanarak, seçimde kaybetme riskini minimuma indirmek istemesi. Kendisini ve iktidarını garantiye aldı bu kararı vermekle.
Sorgulamamız gereken konu seçimlerin erken yapılması değil, çünkü zaten Aliyev bu güce sahip, ve bu seçimler ikinci kez yapılan erken cumhurbaşkanlığı seçimleri. Sormamız gereken soru bu kadar güce sahipken, bu kadar popülerken, neden Cumhurbaşkanı Aliyev, ülkede gerçek anlamda bağımsız bir seçime ve eşit oy kullanımına izin vermedi, ve neden şimdiye kadar gördüğümüz seçim sahtekarlıkları bu seçimde de apaçık uygulandı? İşte o zaman belki bir şeyler anlaşılır hale gelir.
Neden?
Şimdiye kadar ülkede bir kere bile bağımsız seçim yapılmadı. Bu durumda, gerçekten kazanır mıydı endişesi olabilir; ya da insanlar seçimlere gelmezse endişesi de yaşanmış olabilir. Çünkü Azerbaycan’da bütün seçimlerde yazılmamış bir kural vardır, devlet dairelerinde çalışan herkes, seçim günü, otobüslerle seçime getirilir. Bu sadece 5-10% arası bir seçmen kitlesi. O yüzden seçim günü sahtekarlıklar - tekrar tekrar oy kullanmalar, toplu şekilde sandığa oy atmalar vs gibi usulsüzlüklere ihtiyaç duyulmuş. Ama bunlara rağmen Seçim Kurulu’nun açıkladığı yüzde 70’in üstünde bir katılım oranı çok düşük.
Seçim öncesinde Azerbaycan'da bağımsız medyaya yönelik baskılar artmıştı. Seçim gününde de usulsüzlükler olduğu yönünde haberler gördük. Önceki seçimlere göre bu seçim daha mı anti-demokratik geçti yoksa değişen bir şey yok mu?
Aslında, değişen bir şey yok. Değişen tek şey baskıların çok bariz bir şekilde yapılması. “Yaparız, kimseler de bize bir şey diyemez” gibi.
Durumu en iyi AGİT'in misyonu aslında açıkladı: “7 Şubat erken cumhurbaşkanlığı seçimi, kısıtlayıcı bir ortamda gerçekleşti ve eleştirel seslerin bastırılması ve siyasi alternatiflerin yokluğu seçime damgasını vurdu. Görevdeki iktidara anlamlı bir şekilde meydan okunmadı ve bu, bağımsız medya, sivil toplum ve siyasi partiler için alanın daralmasıyla birleştiğinde, mevcut yetkilerin de güçlenmesiyle gerçek çoğulculuktan yoksun bir mücadele ortaya çıktı.”
Azerbaycan'da iki büyük muhalefet partisi seçimi demokratik olmadığı gerekçesiyle boykot etti. Bu partilerin toplumsal tabanı nedir?
Etti etmesine. Sonrasında da açıklamalar yaptılar demokratik olmadığını belirttiler.
Ama bu ne kadar işe yaradı, ve ne kadar etkileyici oldu? Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de muhalefet partileri seçimleri boykot etmişti. Toplamda son 6 seçime bu partiler katılmadı - parlamento seçimleri de buna dahil.
Toplumsal tabanı orta ve alt sınıflar olarak değerlendirebilirim.
Üst kesimlerden de destekleyen elbet vardır ama bence diğer iki sınıf kadar sayıları yüksek değil.
Bunları söylerken şunu da not düşmem gerekir - son 20 sene içinde yaşanan demokratik çöküş sonucunda, insanların artık partilere çok umut bağlamadığını söylemek lazım. Ortalama Azerbaycanlı vatandaşın derdi, düşük maaşlar, işsizlik, eğitimde ve sosyal yardımlarda gerileme. Korku da bir o kadar yaygın. 20 sene içinde kaç kişi (özellikle sivil toplum içinden) hapse girip çıktı hükümet karşıtı oldukları için... Aralarında siyasetçiler de vardı ve hala var. Baskılar aynı zamanda insanlara karşı da uygulanıyor. Çok yüksekten konuşanların aileleri, kendileri baskılara maruz kalıyor, işten atılmalar, okuldan uzaklaştırmalar, görevlerinden alınmalar gibi.
Bu genel durum da, tabanı etkiliyor ister istemez.
Bu haber agos kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com