Ermenistan, uluslararası toplumun Azerbaycan'ın Ermeni dini ve kültürel mirasıyla ilgili politikalarını belgelemesini önemli buluyor. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ani Badalyan , Aysor.am'ın sorusuna yanıt olarak bunu ifade etti. Soru ve Sözcü'nün cevabı aşağıda tam metniyle yer almaktadır.

- Son zamanlarda BM'nin kültürel haklar alanında özel raportörünün, Dağlık Karabağ'daki Ermeni tarihi, kültürel ve dini mirasın yok edilmesi ve Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ tarihini çarpıtması, Ermeniliğin izlerini silmeye yönelik girişimleri konusundaki endişelerini dile getirdiği bir talep gönderdiği öğrenildi. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz, beklentiler nelerdir, bir tepki olacak mı?

- Haklısınız. Ekleyebilirim ki, talepte ayrıca insanlara, anıtlara ve sembollere yönelik saldırılardan, uluslararası insancıl hukukun ihlallerinden bahsedildi. 7 Aralık 2021 tarihli BM Uluslararası Adalet Divanı kararından, kutsal yerlerin yıkılmasından, mezarlıkların tahrip edilmesinden bahsedildi. Ayrıca, 'Batı Azerbaycan' terimi altında yayılan yanıltıcı gündemden, Ermenilere karşı nefreti körüklemekten, 19 Eylül saldırısından ve etnik temizliklerden bahsediliyordu.

Dikkat çekici bir şekilde, BM'nin özel raportörleri, daha önce de Dağlık Karabağ halkının haklarının, kültürel haklar dahil olmak üzere, ihlallerini dile getirmişti ve Ermeni mirasının yok edilme vakalarını rapor etmişti.

Maalesef, yukarıda bahsedilen Uluslararası Adalet Divanı'nın hukuki olarak bağlayıcı kararı bile, Ermeni dini ve kültürel mirasıyla ilgili politikaları durdurmadı. Evet, bu durum aynı zamanda nefret dilinin, Ermenistan'ın toprakları ve Dağlık Karabağ tarihi hakkında bilimsel olmayan safsatalarla birleşmiş bir şekilde devam etti.

Aynı zamanda, bu gerçeklerin uluslararası toplum tarafından belgelenmesinin, bu tür suçların önlenmesi ve bölgede diyalog ortamının ve istikrarlı bir barışın sağlanması için hayati önem taşıdığını düşünüyoruz.