Cami adap ve estetiği -
Cami adap ve estetiği
Tevbe Suresi 18. ayeti kerime:
“Allah’ın mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete ermeleri umulanlar bunlardır.”
“Beldelerin Allah’a en sevimli yerleri mescitlerdir. Beldelerin Allah’a en sevimsiz yerleri de çarşı ve pazarlardır.” (Müslim Mesacid, 288)
“Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medîne bir minber; o bürhan-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i imâna imam, bütün insanlara hatip, bütün enbiyâya reis, bütün evliyâya seyyid, bütün enbiyâ ve evliyâdan mürekkeb bir halka-i zikrin serzakiri…” (19.Söz)
İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Aya Triada Ortodoks Kilisesi’ni bir yazbaşında ziyaret etmiştim.
Bahçesinde dolaşırken düzenli ve bakımlı oluşu hemen dikkatimi çekti.
En dikkatimi çeken ise bahçesinin nizamı ve ince düşünceyle ekilip dikilmesiydi.
Mesela geometrik bir biçimde etrafı taşlarla çevrili alanların zemini çayır çimen, az üstü çilek ekili, yukarısı bodur karadut, en yukarısı ise erik ve kayısı ağaçlarıyla donatılmıştı.
Aralara ise kokulu bitki ve çiçekler, reyhan, gül ve naneler ekiliydi.
Etrafta kimseler görülmüyordu ve ufak ufak atıştırmaya başladım.
Baktım ardımsıra üniversite öğrencisi olduğunu sandığım mesture öğrenciler de aynısını yapıyor.
İçimden güldüm; “avcı ve toplayıcı Türkler” dedim.
Az sonra bir adam geldi ve “henüz ermedi bunlar” dedi.
Pişkinliğe vurup, “böylesini seviyorum” dedim ve adam gitti.
Sonra ağaçları diken ve bakanlara hidayet ve merhamet dileyip kilise bahçesinden ayrıldım.
Ahirzaman fitnesinden cami ve mescitler de payına düşeni aldı ve alıyor.
Tüm bunlara cami adapsızlığı ve görgüsüzlüğü demek mümkün.
Uzun yılların gözlem ve şahitliklerini kısaca hülasa etmeye çalışacağım.
Camilerin iç-dış ve insani sıkıntıları
1- Ezan okumaktan, namaz kıldırmaya bir dizi yanlışlar.
2- Doğru zamanda, doğru ezan okumama hataları
3- Ezanı teganni denen türkü makamında ve bağırarak okumak. Seslerin camiden sokaklara taşması.
4- Camiye zamanında gel(e)memek.
5- Cemaatle hasbihal etmemek.
6- Kıraat ve kıldırmada eksik ve fazlalıklar, bariz okuma hataları, acele okuma, ağır okumak, tadil-i erkana uymamak.
7- Müezzin dikkatsizlikleri.
8- Namazdan sonraki dua okumalarında lüzümsuz ekleme ve çıkarmalar.
9- Mihrabın çevresini ince parlak ışıklarla donatma ve aşırı süslemeler.
10- Seviyesi yüksek ve cemaate çok mesafeli mihrap düzenleri.
11- Mihrabın üstündeki Allah (cc) ve Muhammed (asm) lafızlarının üstüne Osmanlı tuğrası ve Türk bayrağı asmak. (Antalya Demircikara Camii ve Çaybaşı Camii).
12- Hocanın alın değen yere ayaklarını basarak, sünnet kılması.
13- Tarihi camilerde keyfi ve cahilce değişiklikler yapılması. Mesela; Anadolu Selçuklu tarzı ahşap camiye metalden banyo gibi ilave yapmak (Antalya Demirci Kara Camii).
Mihrap ile minber arasına mihrap boyunca ayaklı dev klima yerleştirmek (Antalya Şeyh Sinan Camii).
14- 50 yıldır renkli camlarla aydınlık camiyi, buzlu camla değiştirip karanlık yapmak. (Meydan Kadıgil Camii).
15- Caminin iç ve halı temizliğini Ramazan’da bile yaptırmayan hocalar.
16- Camilerin tuvalet, şadırvan ve bahçelerindeki kir ve bakımsızlıklar.
[Kaç camimizde bugün çocuklar için, özel mekanlar ve meyve, çiçek koparcağı bahçecikler var! Harika imamlar ve hizmetlerini de görüyor, alkışlarla dua ediyorum ama azınlıktalar.]
17- Hutbe okumaya hazırlıksız çıkmalar, doğru dürüst hitap edemeyenler.
18- Cami lojmanında yıllarca oturduğu halde camiye tek çivi çakmayan imamlar.
19- Cemaat arasında hizip oluşturan hocalar.
20- Normal tatili haricinde namaz kıldırmayan cami görevlileri. (Antalya Kaleiçi mescidlerinin bir kısmı).
21- Camiyi antika halı ve eşya satıcısı yan dükkancı ile birlikte soygun vasıtası yapanlar. Namaza gelen ecnebi turist veya ziyaretçiye camide halı satıp, gaspla yardım toplayanlar.
Uzun lafın kısası imam ve müezzinler, en azından sanat tarihi ve estetik eğitim ve öğretimi almak zorundalar.
Yoksa bu gidişle tarihi cami ve mescidler harap ve viraneye döndürülecek.
Evindeki eski eşyaya değer vermeye alışmayanlar, cami eşya ve demirbaşına da vefa göstermiyor.
İmamlık bir meslekten öte hayat tarzı ve bir tutku olmalı.
Bu da çok ciddi emek, iman ve eğitim öğretim istiyor.
Bu haber risalehaber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (risalehaber) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(risalehaber). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com