1915 Ermeni Tehciri’nden Maradona’ya Vahram Çitciyan’ın hikâye - Gündem
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Առաւօտ

Gündem :

19 Aralık 2021  

1915 Ermeni Tehciri’nden Maradona’ya Vahram Çitciyan’ın hikâye -

1915 Ermeni Tehciri’nden Maradona’ya Vahram Çitciyan’ın hikâye 1915 Ermeni Tehciri’nden Maradona’ya Vahram Çitciyan’ın hikâye

“İstediler ki Vahram biraz el versin bu çocuğa, destek olsun maddi olarak, çevresi de çok genişti, yardımcı oldu. Bizim kulüpte oynamadı ama her zaman maçlara gelirdi, gözükürdü.”

Çitciyan ailesi gibi doğup büyüdükleri Ordu’dan 1915’te ölüme gönderilen ve çoğu geri gelemeyen ailelerin kim olduklarını bilmeden, bu değerli insanların tehciri neden yaşadıklarını, neden gittiklerini sorgulamadan, yaşadıkları acıları, kayıpları yazmadan onları tanımaya çalışmak bana göre doğru değil. Vahram Çitciyan’ın hikayesini yalnızca Diego Maradona ile çektirdikleri bir fotoğraf üzerinden yazmak, anlatmak da öyle… Bu yüzden Vahram Bey’in Arjantin’de yaşayan eşi Araksi Şirinle iletişime geçerek Vahram Bey’in ve ailesinin hüznünü doğdukları topraklardan alan fakat bir o kadar da başarıyla dolu hikayesini aktarmak istedim.

1915 olaylarından sonra büyük kayıplarla Ordu’ya geri gelebilen 135 aileden biri Çitciyan ailesidir. Vahram Bey’in büyükbabası Antranik Bey ve büyükannesi Arsaluys Hanım 1915’te Ordu’dan sevk edilen aileler arasındadır. Antranik Bey yolda öldürülüyor. Arsaluys Hanım bir zaman sonra Ordu’ya sağ olarak geri gelmeyi başarıyor. Döndüğünde ailesinin diğer mensuplarından sağ kalan olup olmadığını öğrenemiyor. Giderken geride (muhtemelen komşularına) bıraktığı 5 erkek çocuğundan sadece Artin’e ve kızı Keğuhi’ye komşularından bir ailenin sahip çıktığını görüyor ve onlarla yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Diğer çocukların Rusya, Amerika, Kanada gibi ülkelere gittiğine veya gönderildiklerine dair duyumlar alıyor. Arsaluys Hanım oğullarını, Artin Bey kardeşlerini bulmak için çok çaba gösteriyor ama bir bilgiye ulaşamıyorlar. Arsaluys Hanım maalesef yaşamının sonuna dek diğer çocuklarına kavuşamıyor.

Artin Bey, yaşamını uzun yıllar fındık tüccarı olarak Ordu’da eşi Dikranuhi Hanım ile sürdürüyor. Dikranuyi Hanım da 1915’te ailesini kaybetmiş. Ordu’ya geri döndükten sonra kız kardeşine bir Türk ailenin sahip çıktığını öğreniyor. Fakat kız kardeşi hafız okuluna gidiyor ve “Benim annem babam onlar” diyerek kendisini himaye eden aileden ayrılmak istemiyor. Dikranuyi Hanım’ın kız kardeşi ailede “Hafız Hanım” olarak bilinmiş ve böyle yaşamış.

Artin Çitciyan ve Dikranuhi Sercanyan’ın beş çocuğundan biri Vahram Bey. Çitciyanların 4 erkek 1 kız çocukları var. En büyükleri Andranik ve sırasıyla Dikran, Anjel, Vahram ve Aram Çitciyan. Vahram Bey Ordu’da Ermeni mahallesinde, yeni ismiyle Zaferimilli Mahallesi’nde 2 Mart 1934’te doğmuş. İlk ve orta öğretimini Ordu’da tamamladıktan sonra Ordu Lisesi’nden mezun olmuş, tıpkı eşi Araksi Hanım gibi. Liseyi bitirdikten sonra 1954 yılında askerlik görevi için Malatya’ya gidiyor. Askerden döndüğünde ise ailenin aldığı kararla 1957 yılında Ordu’dan İstanbul’a gidiyorlar. İstanbul’da iki sene yaşayan aile bu kez, Artin Bey’in kız kardeşi Keğuhi Hanım’ın oğlu Nişan Deveci’nin daha önce gittiği ve vize probleminin olmadığı Arjantin’e gitme kararı alıyor.

Aile Arjantin’e gittikten sonra Artin Bey artık ticaretle uğraşmıyor ve eşi Dikranuhi Hanım ile sakin bir hayatı tercih ediyor. O yaştaki insanların doğduğu büyüdüğü yerden çok uzakta farklı bir ülkeye, kültüre alışma süreci çocuklarının geçirdiği süreçten daha farklı ve zor olmalı. Artin Bey Arjantin’de yaşamına devam ederken birgün Ermenistan’dan kardeşinin orada olduğuna dair bir haber geliyor. Yıl 1966… Artin Bey kardeşini ve akrabalarını görmek için önce Avrupa’ya oradan gemiyle Türkiye üzerinden Ermenistan’a gidiyor. Kardeşiyle yıllar sonra buluşuyorlar. Neler hissetti, neler yaşadı bilmiyoruz fakat şeker hastası olduğu bilinen Artin Bey orada fenalaşıyor ve Ermenistan’da vefat ediyor. Büyük oğlu, Arjantin’den Ermenistan’a babasının cenazesini almaya geliyor ve Artin Bey Arjantin, Buenos Aires’te Ermeni Mezarlığı’na defnediliyor. Eşi Dikranuhi Hanım ise 1988’de vefat ediyor. Onu da Buenos Aires’te Ermeni Mezarlığı’na defnediyorlar.

Vahram Bey ve kardeşleri Arjantin’de soyisimlerinin ilk iki harfini içeren “Chitex” tekstil firmasını kuruyorlar. Aile tekstil sektöründe çok başarılı oluyor, fabrikalar kuruluyor. Çitciyan ailesi böylelikle tanınan, geniş çevreye sahip bir aileye dönüşüyor.

Vahram Bey, Ordu’dan aile dostları olan Karacaömer Köyü’nden Sahag Şirin ve Araksi Şirin’in oğlu Karakin Şirin ve Arusyak Hanım’ın kızı Araksi Hanım ile 1968’de İstanbul’da evleniyor. Arjantin’de düğün töreninin yapıldığı San George Vicente Lopez Kilisesi onların evlilikleri ile açılıyor.

Araksi Hanım’ın babası Karekin Şirin Almanya’da eğitim görmüş üç dört dil bilen donanımlı bir gençmiş. Karakin Bey’in babası vefat ettiğinde ailesi Almanya’dan Ordu’ya geri dönmesini istiyor. Böylelikle Ordu’ya dönerek yaşamını orada sürdürüyor. Karakin Bey, 1974 yılında kızını ziyaret etmek için geldiği Arjantin’de vefat ediyor. Babasının vefatından sonra annesi Arusyak Hanım Arjantin’de kızı Araksi Hanımlarla yaşamaya başlıyor ve o da 1983 yılında vefat ediyor. Şirin ailesinin mezarları da Arjantin’de, Buenos Aires Ermeni Mezarlığı’nda bulunuyor.

Vahram Bey işinde başarılı, evliliğinde mutlu bir hayat sürdürüyor. İki çocukları var; oğulları Diego ve kızları Karina. Vahram Bey’i Türkiye’nin tanıması ise Arjantin’de kurduğu Deportivo Armenio Kulübü ve dünyaca ünlü futbolcu Maradona’yla olan bağlantısı sayesinde oluyor.

Araksi Hanım’a “Vahram Bey’in Maradona’yla olan ilişkisi nedir? O günlere dair neler hatırlıyorsunuz?” diye sorduğumda “Benim kocam futbol hastasıydı, çok severdi futbolu, Türkiye’de Beşiktaş futbol takımını tutardı. Arjantin’de Deportivo Armenio Kulübü’nü kurdu ve başkanı oldu. O yüzden bütün futbolcuları tanıyordu.” dedi. Maradona’nın menajeri Jorge Cyterszpiler Maradona’yı bütün kulüplere götürüyor, gösteriyormuş, Armenio Kulübüne de getiriyor. Maradona o zamanlar çocukmuş. “İstediler ki Vahram biraz el versin bu çocuğa, destek olsun maddi olarak, çevresi de çok genişti, yardımcı oldu. Bizim kulüpte oynamadı ama her zaman maçlara gelirdi, gözükürdü. O günden sonra ilişkimiz hep devam etti, evimize gelmiştir, bütün aile, çocuklar tanır kendisini. Oğlum Diego’nun ismi ordan gelir.” diye ekliyor.

Vahram Bey yıllar sonra, 1971 yılında, doğup büyüdüğü Ordu’ya geliyor. Bu ziyaretinde Orduspor için kendi tekstil fabrikasında yaptırdığı özel formaları hediye ediyor. Doğduğu büyüdüğü mahalleye gidip çocukluk arkadaşlarıyla görüşüyor. Yıllar sonra yapılan bu ziyaretin Vahram Bey için neler ifade ettiğini ondan dinleyemediğimiz için ne yazık ki bilemiyoruz.

Vahram Bey vefat etmeden önce şöyle vasiyet ediyor: “Öldüğümde yakın beni ve küllerimi Deportivo Armenio kulübü için yaptırdığım stadyuma dökün.”

Aile, vasiyeti 29 Mart 2011’de yerine getiriyor.





Bu haber akunq kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (akunq) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(akunq). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+