Hoşça Kal Raffi Can -
Hoşça Kal Raffi Can
Raffi, gurur duyuyor ve sıkça dillendiriyordu, 'Ermeni-Türk diyaloğunu biz başlattık' diye. Ben de 'abartma!' diyordum. 'Ben Ermeni tarafındayım!' diye devam ediyordum.
Stockholm. Doğan Özgüden, Ayşe Nur’un “Ermeni Tabusu” davasına ilişkin olarak, 1995 yılında kitabın yazarı Yves Ternon ile buluşmak üzere Paris’e gittiğimde, Ermeni toplumu ile bağ kurmamı sağladı. Onlar da bir zamanlar Paris Baro başkanı olan, Le Monde’un avukatının davayı izlemek üzere gelmesini sağladılar. Raffi Hermon Araks ile de o zaman tanıştım. Alforville’de buluştuk. İşsiz dönemlerinden biriydi. Kısa süre sonra CRDA’da Jean Claude Kebabjian’ın yanında çalışmaya başlayacaktı. Daha sonra Agos kurulunca Paris muhabiri olacaktı.
Raffi Hermon Araks, Kınalıada’da Hrant Dink Parkı açılışında
Raffi 78 kuşağındandı. Bu nedenle babası Dr. Hermon onu Paris’e yollamıştı zamanında, başı derde girmesin diye. Bir süre de Erivan’da yaşamıştı. Bir yanıyla hep teenager kaldı.
Pars Tuğlacı ile hemen bağrışmışlar. “Hayal ettiğimiz Türk geldi sonunda” diye. Hani operalardaki, Metin And’ın deyişi ile“Gönlü Yüce Türk”!
Kısa zamanda kardeşimiz gibi olacaktı. Zaman zamanda kızacaktık ona ablası ve abisi olarak. Ama yüreğimizi yumuşatmayı becerirdi hemen. Ira Tzouru ‘nun dediği gibi, “Ufak tefek atışmalarımız olmuş sonrasında kucaklaşıp barışmıştık.” Yada Jale Görgün Mildanoğlu’nun dediği gibi, “Sireli Raffi ne yaptın? Dayın baban maman neredeyse 100 yaşında gittiler. Senin neydi acelen? İnanılır gibi değil!”
Genç Raffi Erivan’da Fransa Ermenileri ile, 1989
Raffi nedeniyle Dr. Hermon ve Rita öğretmen ile de dost olacaktık hemen.
1996 yılında Paris’te UNESCO binasında düzenlenen 24 Nisan anmasına “ilk Türk” konuşmacı olarak katıldığımda dostluğumuz daha da pekişecekti. Konuşmamın metnini sağ olsun Doğan Abi tercüme etmişti.
Hrant Dink gibi onun da en büyük hayali Türkiye ile Ermenistan arasında köprü kurmaktı. Hrant’ı da kızdırmayı başaracaktı. İnsan hiç baş editörünü eleştirir mi? Meşhur “Ararat” filmi olayı!
Yani şu “Türkü kızdırmayalım” derken, birbirimize kızma halleri.
Hrant, Ermeni milliyetçiliğini eleştiren cümlesi nedeniyle Türk milliyetçiliği tarafından öldürüldü.
Nagorna-Karabakh/Artsaksh gazisi Sarkis Hastpanyan Ermeni milliyetçiliğini eleştirdiği için hapsedildi Erivan’da. O da erken öldü Raffi gibi. Erivan’da gömüldü. Ölmeseydi, yeni Ermenistan’da önemli görevlerden birine gelecekti.
Raffi de orada gömülecek büyük ihtimal.
İyi ki Ermenistan var. Yeni Ermenistan da Raffi’ye kapısını açtı. Armenpress’te Türkçe bölüm sorumluluğu verdi.
Maalesef halklar arası köprü kurma çabasında olanları vurmayı ya da kaçırmayı çok iyi biliyoruz.
Raffi Türkiye’deki Kürt basınında yazan ilk Ermeni gazeteci oldu. Ferda Çetin sağ olsun kabul etti önerimi.
1999 yılında Almanya’da Soykırım Karşıtları Derneğinin Ermeni Soykırımının kabulü için Almanya’da toplayıp TBMM’ye yolladığı 10 bin Türkiyelinin topladığı imzanın kopyasını Erivan’a Raffi Hermon Araks ve Jean Claude Kebabdjian ile birlikte götürdük.
1999 Kasımında TÜYAP, İstanbul Kitap Fuarına Jean Claude Kebabdjian’ı onur konuğu olarak davet etmeyi kabul etti. Raaffi o sıralarda hala Türkiye’ye gelemiyordu.
Versailles sarayında düzenlenen Dünya Kültür Zirvesinde toplantıya katılırken, Zülfü Livaneli ve Paris Büyükelçisi, Özal’ın MİT müsteşarı Sönmez Köksal önümüzde yürürken onları selamladı.
Köksal dik dik Raffi’nin yakasındaki Özgür Gündem rozetine baktı. Bunu fark eden Raffi Sönmez beye hemen cevabı yapıştırdı: “Türk basınında yer verdiniz de sanki!” diye.
Raffi, gurur duyuyor ve sıkça dillendiriyordu, “Ermeni-Türk diyaloğunu biz başlattık” diye. Ben de “abartma!” diyordum. “Ben Ermeni tarafındayım!” diye devam ediyordum.
Ermenistan’da, çevirmen dostum Dikran ile katıldığı bir programda alt yazı “Türk gazeteci” diye geçecekti.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi azınlık haklarına ilişkin bir araştırma projesi için eleman aradığında Raffi’yi önerdim. Daha sonra Raffi, İHD’nin ilk Ermeni Genel Başkan Yardımcısı olmayı başardı.
Yerel seçimlerde babam gibi “azınlık dostu” olan eski Adalar kaymakamı Mustafa Farsakoğlu CHP’den Belediye Başkan adayı olunca, Ermeni bir danışman arayışına girince, Raffi’yi önerdim. Ermeni toplumunun desteği sayesinde 150 oy fark ile seçim kazanıldı. Çok iyi bir çalışma yürüttüler birlikte. Orada İstanbul Rumlarının göçertilmesine ilişkin bir film izlediğimi hatırlıyorum. İstanbul kültür mirasının baş savunucularından biri olan Çelik Gülersoy’a ilişkin bir sergiye bakmıştım.
En önemlisi Raffi Hermon Araks ve Mustafa Farsakoğlu’nun çabası ile Kınalıada’da Hrant Dink Parkının açılması oldu. Açış Konuşmasını Rakel Dink yaptı.
Farsakoğlu’na vekaleten bir cenazede namaza bile durdu.
Prof. Dr. Levon Zekiyan’ın, Osmanlı Ermeniliği üzerine Venedik’te Uluslararası Konferans düzenlerken, buna Raffi’nin önemli katkısı olmuştu. Ve Venedik’e yaraşır bir sürpriz. Bir Venedik Gecesinde Taner Akçam ile bizi Gülten Çayan ile buluşturmaz mı Levon Hoca?
Ama Raffi ile en önemli başarımız ise, Cezayir Savaşının kahramanı Henri Alleg’in başkanlığında Fransız Senatosunda CRDA ile, Ermeni-Türk Diyaloğu konferansı düzenlememiz oldu. Konferans sürerken dışarıda piyanistler davet olunmadıkları için protestoda idi. Ama bu konferans onların hayalinin gerçekleşmesinin önünü açmaz mı?
Cebimizde kuruş olmadığı için, posta masrafından kaçmak için senatörler için hazırlanan dosyaları, kapıdaki görevlilere teslim etmiştik.
Uzun yıllardır Ermeni soykırımının parlamentoda kabulü Senato’ya takılıyordu. TC yanlısı senatörler bile, “artık Türklerle Ermeniler diyaloğa başladı” deyip, Ermeni soykırımının tanınması için oy kullandı.
Toplantıya katılanların konuşmalarını çoğaltıp katılan herkese vermiştik. Bu arada Aydınlık muhabiri de isteyince vermiştik.
Aydınlık Konferansı manşete taşıdı, “konuşma metinlerini ele geçirdik” diyerek. Aydınlık Yayınları ise, izin almadan yayınlayıp, 2 korsan baskı yaptı. (*)
Ecevit- Bahçeli Hükümeti ise MGK organı olarak, ASİMKK kurulmasına karar verdi, inkar sanayii oluşturdu.
Her nedense, “ilk” başlatanlar çokça unutulur. Belki de Raffi bundan hep tekrarlardı “biz başlattık” diye. Oysa hiç gereği yoktu. Bilen bilir!
Bugünün Türkiye’sinde soykırım olgusunu kabul etmeyen aydın, insan hakları savunucusu, demokrat kabul edilmiyor.
Hoşça kal Raffi Can. Bizimle yaşayacaksın hep. Biz yaşadıkça.
(*) Bu konferansın ve diğer diyalog çalışmalarının tarihine ilişkin olarak bk: Ragıp Zarakolu (Derl.), Sivil Toplumda Türk-Ermeni Diyaloğu/Paris 1984-2005, Önsöz: CRDA Başkanı Jean Claude Kebabdjian, Pencere Yayınları 2008. Kitabın kapağında TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Erivan’ı ziyaret ettiğinde Tribünde taşınan “ARMENIA-TURKEY” pankartı yer almakta.
Bu haber artigercek kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (artigercek) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(artigercek). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com