Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili 76 sanığın yargılandığı davanın gerekçeli kararına, o dönem Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde kümelenen Fetullahçı Terör Örgütü militanlarının, cinayeti önceden bilmelerine rağmen, bilerek ve isteyerek istihbari bilgileri içeren F3, F4, F5 raporlarını gizleyip imha ettiklerine dikkat çekildi. Katil zanlısı Ogün Samast'ın Dink'i öldüreceğini aylar öncesinden öğrenen Trabzon İstihbarat Şube, elde ettiği bilgileri sadece başında örgüt mensubu Ramazan Akyürek ve C Şube'den sorumlu Ali Fuat Yılmazer'in bulunduğu Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile paylaştı. Kararda, Trabzon İstihbarat Şube görevlilerinin cinayetin işleneceğinin Kasım 2006'da kesinleşmesi üzerine ise sorumluluklarını gizlemeye çalıştığına dikkat çekildi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davayla ilgili gerekçeli kararını açıklandı. Gerekçeli kararda cinayet öncesi özellikle Fetullahçı Terör Örgütü militanlarının kümelendiği Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün cinayetin bilerek önlenmemesi için çaba sarf ettiği ön plana çıktı.

Karara göre süreç şu şekilde gelişti; dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, İstihbarat Daire Başkanlığı'na (İDB) 17 Kasım 2004'de Erhan Tuncel'in Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) olması için teklif yazısı yazdı. İDB Daire Başkanı Sabri Uzun'da Aralık 2004 tarihli onay yazısı ile Tuncel 'Mehmet Kurt' kod adıyla Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü Aşırı Sağ Faaliyetler bürosuna bağlı YİE olarak çalıştırılmaya başlandı. Tuncel, resmi kayıtlara göre 17 Kasım 2006'ya kadar bu büroya bağlı çalıştı.



2006'DA DİNK'İN ÖLDÜRÜLECEĞİNİ ÖĞRENDİLER

Tuncel'den elde edilen bilgiler doğrultusunda Dink'in öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye 2006 yılı başlarında ulaşıldı. 2006 yılı ortalarında ise cinayeti işleyecek ilk tetikçi öğrenildi. İlk tetikçinin ismi ise Zeynel olduğu bilgisine ulaşıldı. Tuncel'den 2006 ortalarına kadar Trabzon İstihbarat Şube'de görevli polis memuru Muhittin Zenit sorumluydu. Tayin olması nedeniyle Tuncel'den artık aynı şubeden komiser yardımcısı Özkan Mumcu sorumlu oldu.

İLK TETİKÇİ VAZGEÇİRİLDİ

Tuncel, 2006 Mayıs, Haziran sonu itibariyle İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç'in talimatı ile şubeye çağırıldı. Bu görüşmede kendisine azmettiricinin eylemden vazgeçirilmesi adına yapması gerekenler iletildi. 10 no'lu F4 raporuyla da azmettiricinin kontrol altına tutulmaya ve vazgeçirilmeye çalışıldı. Tetikçi Zeynel, eylemden vazgeçerek Haziran 2006'da Kocaeli'ne gitti. Ağustos 2006'da fail Ogün Samast ikna edilmesine kadar cinayeti işleyecek kişi azmettirici tarafından bulunamadı. Tuncel'in sorumluluğu bu kez polislerden Mehmet Ayhan'a devredildi.



SARI GELDİ, USULSÜZLÜKLER ÇOĞALDI

Temmuz 2006'da da şube müdürü Dinç fiilen şube görevinden ayrıldı. Yerine Faruk Sarı atandı. Eylül 2006'ya kadar görüşme yoğunluğuna rağmen buluşmalar kayıt altına alınmadı. 12 Eylül 2006'da Tuncel ile yapılan buluşmaya dair 11 no'lu F3 buluşma raporu ve bu raporda düzenlendiği belirtilen F4 haber raporu Mehmet Ayhan ve Mehmet Uçar tarafından tanzim edilip raporlandı.

F3-F4-F5 RAPORLARINI İMHA ETTİLER

Bu buluşma raporu Engin Dinç'in kendi araştırması üzerine cinayet sonrası yürütülen soruşturmada bizzat getirip sunmasıyla ortaya çıktı. Bu tarihe dek yapılan yazışmalarda bu buluşma ve evrakları gizlendi. 11 no'lu F3 raporu ve ekinde bulunan F4 haber raporu ve F5 takip raporları, bilinmeyen bir tarihte İDB ve Trabzon İstihbarat Şube'den imha edildi. Bu rapor mahkeme kararına kadar ortaya çıkmamış durumda.

İLK KEZ HABER RAPORU DÜZENLEMEDİLER

Ekim 2006'ya gelindiğinde tetikçinin Ogün Samast olduğunu bilen Trabzon İstihbarat Şube, 19 Ekim 2006'da Tuncel ile görüştü. Buna ilişkin 12 numaralı F3 gizli buluşma raporu düzenlendi. Ancak daha önce düzenlenen 11 ayrı raporun aksine ilk kez bir buluşmanın içeriği hakkında haber raporu düzenlenmedi.

SORUMLULUKLARINI GİZLEMEYE ÇALIŞTILAR

Bunun, istihbarat görevlilerince yeni tetikçi ve cinayete ilişkin gelişmelerin kayıt altına alınmaksızın, artık haricen takip edildiğini gösterdiği vurgulandı. Karara göre; Tuncel'in YİE'den düşümü işlemlerinin Kasım 2006'da gerçekleştirilmesiyle, İstihbarat Şubenin işleneceği kesin hale gelen cinayete ilişkin sorumluluğunu gizlemeye çalıştığının kanıtı oldu.

İSTANBUL'DAN GİZLEDİLER

Bu tarihlerde azmettirici ve tetikçi, silahla atış denemesi yapmaya başladı. Samast, tüm arkadaş çevresine dahi tasarladığı cinayeti ve kimi öldüreceğini bile söyledi. Buna rağmen alelade ve dayanıksız nedenlerle Tuncel'in YİE'liği sona erdirildi. Bunun üst bir aklın yönlendirmesiyle belli bir kasıt doğrultusunda yapıldığını gösterdiği değerlendirmesi yapılan karara göre; YİE düşümü yapılmakla cinayetin de işleneceği artık kesin olduğu halde çok önemli bu değişiklik de İstanbul'dan gizlendi. Bu tarihten itibaren istihbaratça fail ve azmettirici grup takip edilip izlendi. Tedbir dinlemeleri yapıldı.



EYLÜL 2006'DAN İTİBAREN CİNAYETİN İŞLENMESİ SAĞLANDI

Samast'ın İstanbul'a otobüsle otogardan gönderildiği gün de Trabzon İstihbarat Şubenin faili ve azmettiriciyi takip ettiğini gösteren ancak, sadece azmettiricinin isminin geçtiği takip tutanağını tanzim ettikleri kaydedildi. Bu şekilde Trabzon İstihbarat Şube'nin Eylül 2006'dan itibaren belli bir saik ile hareket ederek, cinayetin işlenmesini sağladı.

BİLGİLER SADECE AKYÜREK VE YILMAZER'LE PAYLAŞILDI

Bu bilgiler, bir kısım yönetici görevlileriyle cinayetin işlenmesini sağlayanlardan olduğu anlaşılan Başkanlığını Ramazan Akyürek'in yaptığı İstihbarat Daire dışında hiçbir kurumla paylaşılmadı. Ali Fuat Yılmazer de o dönem İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube'de görevliydi. Özellikle İstanbul'a gerekli tedbirleri alması için uyarılarda bulunulmadı.



F5 BELGELERİNİN İMHA EDİLDİĞİNİ İTİRAF ETTİ

Yasin Hayal ve grubuna yönelik istihbarat şube görevlileri tarafından yapılan takiplere konu F5 takip tarassut belgeleri de Dink cinayetine iştiraklerini gizlemek amacıyla cinayet sonrasında şubede imha edildi. Sanıklardan istihbarat şube çalışanı Muhittin Zenit'in de davada yaptığı savunmalarda, 20 kadar F5 raporu düzenlediklerini, cinayetten sonra Trabzon Emniyeti'ne gittiğini ancak bu raporların bulunduğu dosyanın olmadığını, imha edildiğini itiraf etti.