Irkçılık demişken. -
Irkçılık demişken.
Daha birkaç yıl önce Amedspor yöneticileri ve futbolcuları söylemin de ötesinde fiziki şiddete de uğramışlardı. Statlarda “Ayağa kalkmayan Ermeni olsun” tezahüratları duymak gayet olağanlaştı. İş ciddiye binince Afrikalı-siyah futbolcular pekâlâ bu ırkçı söylemlerden payını alıyor.
Çarşamba gecesi sosyal medya ırkçılık karşıtı mesajlarla doldu taştı. Öyle olması çok doğal, çünkü
UEFA’nın en önemli organizasyonlarından Şampiyonlar Ligi’nde Türkiye’yi temsil eden Başakşehir, Fransa’da Paris Saint Germain (PSG) ile karşılaşmaktaydı ve maçın henüz başlarında saha kenarında görev yapan 4. hakem, Başakşehir Yardımcı Antrenörü Pierre Webo’ya ırkçı bir ifadede bulunduğu için Başakşehir sahadan çekilmişti.
Başakşehir’inki çok doğru bir hareket. Futbol sahalarında özellikle Afrikalı ya da siyah futbolculara yönelik ırkçı söylemler, tezahüratlar, futbol dünyasının çok önemli bir sorunu. UEFA da zaten sık sık kampanyalar düzenliyor ‘No to Racism’ başlıklı tanıtım videoları ve mesajlar yayınlıyor, statlarda böylesi mesajlar veren sloganların kameraların görebileceği açılarda yer almasına özellikle dikkat ediliyor.
Ancak buna rağmen birçok siyahi futbolcu eski yıllardaki kadar olmasa da hâlâ ırkçı söylemlere maruz kalıyor. Bu söylemlerin mağduru olan futbolcular ise artık daha sert tepkiler gösteriyor ve iş boykota kadar gidiyor. İyi de oluyor.
Bu son vaka şöyle gelişmiş: 4. Hakem, Başakşehir kulübesinde yer alan Pierre Webo’nun itirazlarından ötürü kırmızı kart görmesi gerektiğine hükmedip, orta hakemi kenara çağırıyor. Orta hakem kime kart göstereceğini sorunca da “Nigger’a” (Zenci olana) diyor. ‘Nigger’ kelimesi, çok uzun süredir, siyahlar için hakaret niteliği taşıyan bir tanımlama. Bizdeki ‘gâvur’ gibi düşünün. Webo ve Başakşehir kulübesi bu kelimeyi, üstelik bir hakemin ağzından duyunca, sahadan çekilmeye karar veriyor. PSG de bu karara eşlik ediyor. Zira Fransız ekibindeki Afrika kökenli ya da siyah futbolcular da bu muameleden yıllardır çekmiş.
Salı gecesi itibarıyla bu haber son dakika gelişmesi olarak televizyonlardan duyulunca ülkede haklı bir tepki oluştu. Oluştu oluşmasına ama yıllardır “Bizde ırkçılık yoktur” deyip duran siyasiler de bu kervana katılınca biraz tuhaf bir durum oluştu. Zira MHP’sinden, daha iki hafta önce ırkçı söylemlerde bulunan spor yorumcularına kadar, hayli geniş bir tepki zinciri vardı.
Tamam, tepki göstermek doğal da, bizim memleketin sicili bu konuda hiç de parlak değil. Daha birkaç yıl önce Amedspor yöneticileri ve futbolcuları söylemin de ötesinde fiziki şiddete de uğramışlardı. Statlarda “Ayağa kalkmayan Ermeni olsun” tezahüratları duymak gayet olağanlaştı. İş ciddiye binince Afrikalı-siyah futbolcular pekâlâ bu ırkçı söylemlerden payını alıyor. Futbolcu Emre Belözoğlu’nun böyle bir icraatı hâlâ akıllarda. Yöneticilerin de yakın zamana kadar ağızlarını tutamadıklarını biliyoruz. Diyarbakır’dan Batı’ya deplasmana giden takımlar sık sık “PKK dışarı” tezahüratlarıyla karşılanmıyor mu?
Bunlar futbol sahasında olanlar. İşin bir de siyasi boyutu var. Avrupa’da olup bitenlere tepki gösteren siyasetçilerimiz, bunu genel olarak “Bizde ırkçılık olmaz” argümanına dayandırıp daha da bir üst perdeden tepki göstermeyi severler. “Avrupa bize laf edeceğine kendine baksın” demeyi de pek severler.
Gelin görün ki, Salı gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başakşehir olayına verdiği tepkiyi gördüğümde, aklıma ister istemez, daha birkaç ay önce söylediği “kılıç artıkları” lafı geldi. Dahası, birkaç gün önce söylediği “Karabağ semalarında artık paçavralar değil, hilal ve yıldız dalgalanacak” sözü geldi. Gezi direnişini karalamaya çalışırken durup durup lafı Soros’un Yahudi olmasına getirmesi geldi. MHP’nin tepkisini görürken aklıma ister istemez Devlet Bahçeli’nin Bülent Arınç’a laf atarken işin içine Arınç ailesinin soyunu katması geldi. Bu örnekler öylesine bol ki.
Türkiye’de siyahlara, diyelim ki ABD’de olduğu düzeyde bir ırkçılık yapılmaması bu ülkede ırkçılık olmadığı anlamına gelmiyor. Var, epey var. Suriyeliler konusunda bol bol var. Araplara yönelik ırkçılık bol bol var.
Milliyetçilik, ayrımcılık, ötekileştirme bu ülkede o kadar yaygın ki, artık ne yazık ki normalleşmiş. Evet, siyahlara yönelik ırkçılık ABD ve Batı’daki kadar yaygın değil demiştik. Ama onu da ancak siyahlar günlük ve kamusal hayatta, bürokraside, Batı’daki kadar etkin ve kalabalık olduklarında anlayacağız aslında. Bu işler biraz da böyle ölçülüyor.
Yetvart Danzikyan
Bu haber agos kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com