Ermeni yönetmen Georgi Vanyan: Ben kaybetmiş bir barışçıyım - Gündem
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Փայլածու

Gündem :

11 Kasım 2020  

Ermeni yönetmen Georgi Vanyan: Ben kaybetmiş bir barışçıyım -

Ermeni yönetmen Georgi Vanyan: Ben kaybetmiş bir barışçıyım Ermeni yönetmen Georgi Vanyan: Ben kaybetmiş bir barışçıyım

Kafkasya Barış İnisiyatifi Başkanı, Sinema ve tiyatro yönetmeni, insan hakları savunucusu Georgi Vanyan, barış için yaptığı çalışmalar nedeniyle Ermenistan'da baskı görüyor. Vanyan, "25 sene boyunca Ermenistan vatandaşlarının barışçıl çözüm süreçlerine katılmasını sağlamak için mümkün olan her şeyi yaptım. Ben kaybetmiş bir barışçıyım" diyor.

Ermenistan’ın tanınmış savaş karşıtlarından solcu sinema yönetmeni Georgi Vanyan, 6 Kasım'da önce sosyal medya paylaşımı nedeniyle Erivan polisini kapısında buldu. Ermenistan Başbakanı Paşinyan’a açık mektup yazarak Aliyev’le aracısız görüşmeye çağıran Vanyan’la savaşı ve iki toplumun birbirine bakışını konuştuk.

Kafkasya Barış İnisiyatifi Başkanı, Ermeni sinema ve tiyatro yönetmeni Georgi Vanyan, hayatının en zor günlerini geçiyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a yönelik eleştirileri nedeniyle ağır bir para cezasına çarptırılan Vanyan, Facebook’taki paylaşımını silmediği takdirde bu cezanın iki katının ödemek zorunda kalacak. 6 Kasım'da önce evine gelen polislerden yazılı belge göstermelerini isteyen sanatçı, kesilen cezayı ödemeyi reddetti. Yeni paylaşımlarla tepkisini ortaya koyan Vanyan’a destek mesajları yazıldığı gibi, hakaret ve tehditte bulunanlar da vardı. Olumlu mesajlar arasında Azerbaycanlı takipçilerin yorumları da dikkat çekiyordu.

Bu olay, ünlü yönetmenin başına gelen ilk tatsız durum değil. “Tekali Süreci” adı verilen bir barış kampanyasının yürütücülerinden olan Georgi Vanyan, birkaç yıldır çeşitli baskılara ve saldırılara maruz kalıyor. Ermenistan’ın kendi vatandaşlarına karşı suç işlediğini düşünen Vanyan, Paşinyan’ı savaş dilini kullanmakla suçluyor. Devletin müttefik, toplumun da kurtarıcı aramasındansa komşu ülke Azerbaycan’la dostane ilişkiler geliştirilmesini öneriyor. Hatta bunun için Bakü’ye gitmeye hazır olduğunu da söylüyor.Tekali, Gürcistan'ın güneyinde Ermenistan'ın ve Azerbaycan'ın sınırlarının kesiştiği noktada bulunan bir köy. Azeri sosyal demokrat siyasetçi Zerdüşt Alizade’nin de yakın dostu olan 57 yaşındaki yönetmene, iki ülke arasında dün imzalanan anlaşmadan önce yaptığımız konuşmada Ermenistan ve Azerbaycan toplumlarının savaşa ve birbirlerine bakışını ve barışın neye bağlı olduğunu sorduk.

BU SAVAŞ GERÇEK BİR ARMAGEDDONDUR

Karabağ sorunu konusunda barıştan yana tutumunuzla ünlüsünüz. Bazılarına göre son olaylar her iki tarafta da milliyetçiliği alevlendirdi. Bu durum Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki olası bir barışın sonu mu, yoksa zamanla her şeyin yoluna koyulacağına ve halklar arasında kalıcı barış sağlanacağına umudunuz var mı?

Azerbaycan ve Ermenistan cumhuriyetleri kuruldukları günden beri savaş halindedirler. 'Temas Hattı'nda ve sınır bölgesinde gerek üniformalılar gerekse siviller sürekli yaralanıyor ve ölüyorlardı. Toplumlarımız düşmanlık üzerine kuruldu ve bu düşmanlık etnik milliyetçiliğin temeli oldu. Hatta çok milletli Azerbaycan bile malum sorunun diktesinden çıkamadı. Her iki devlet de ebedi bir sorunun ve bir varoluş tehdidinin sistemli propagandasını yaptı. Karabağ’daki savaş milliyetçiliği alevlendirmedi, bu zaten vardı. Şu an sadece sıkıyönetim getirildi. Ne Azerbaycan ne de Ermenistan halkı bu gerçeği inkâr edebilir. Bu savaş iki taraf için de bir felakettir, geçmişte barış için yapılan her şeyi silip savuran gerçek bir Armageddon’dur. Bir şeyler hayatta kalacak mı? Bunu zaman gösterecek. Ama şimdilik biz her bakımdan, fiziksel, politik ve kültürel olarak karşılıklı bir yıkımın suç ortakları veya sessiz figüranlarıyız.

15 günlük savaştan sonra Bakü ve Erivan ateşkeste anlaştılar, aralıklarla ateşkes ilan edildi, buna rağmen iki taraf da çatışmayı sürdürdü. Size göre Ermeni halkının çoğunluğu Paşinyan iktidarından ne istiyor? Ateşkese uymayı mı, savaşa devam etmeyi mi?

Bakü ve Erivan hiçbir hususta anlaşmadılar. Bu sadece Rusya’nın bir PR çalışmasıydı. Ve bir müzakere değil, istişare etkinliği olarak tanımlandı. Onlar şu an birbirleriyle değil, birbirleri hakkında konuşmayı seviyorlar. Putin’in Rusya’sı açısından ise olay şuydu: Dışişleri bakanlarımız okul teneffüsünde tartışan iki öğrenci gibi azarlanmak üzere Moskova’ya sürüklendiler. Rusya uzun zamandır hiçbir yaşam belirtisi olmayan Minsk Grubu’nun cesedine sopayla vurdu sadece. Ermeni halkının ne istediğine gelince, maalesef insanların ruh halini ölçebilecek bir cihaz henüz icat edilmedi. Her şey savaşın kurallarına göre ilerliyor. Ortaçağ’ın düşmanlık kültürünü çağrıştıran bir savaş tarzı, halkın kolektif imajını oluşturan sosyal medya platformlarındaki enformasyon savaşında da gerçekleşiyor. Bu sanal dünyanın dışında ise insanlar kurbanlara ve belirsiz bir geleceğe uyum sağlıyorlar sadece…

Azerbaycanlı arkadaşınız Zerdüşt Alizade “Savaştan birkaç gün önce Ermeni dostum Georgi Vanyan’la birlikte Azerbaycan ve Ermenistan halklarına seslendik. Bu sorunu barışla çözelim, Karabağ’a Aland Adaları statüsü verelim, dedik. Ama Ermeni toplumu bizi duymadı” diyor. Bu doğru mu?

Aland Adaları müzakere edilmesi gereken modellerden biriydi sadece, hala da öyle… Tabii bununla birlikte Minsk Grubu’nun tüm modellerini de müzakere etmek gerekli… Fakat aslında bunların hiçbiri yapılmadı. Zira iki toplumdaki sözde ilericilerin, “önce biraz demokratikleşelim, biraz petrol çıkartalım, film falan çekelim, uzak gelecekte biz de İsveçliler ve Finliler gibi sorunlarımızı çözeriz” gibi ezberlenmiş mazeretleri vardı.

İKİ ÜLKE KARDEŞ KATİLİ BİR SORUNUN ESİRİDİR

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev birkaç hafta önceki konuşmasında Dağlık Karabağ’a Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde en yüksek statüyü vermeye hazır olduklarını açıkladı. Bazı yorumculara göre, Ermenistan’da hükumet değişirse ve daha rasyonel bir lider iktidara gelirse, bu doğrultuda bir barış anlaşması imzalanabilir. Diğer yorumculara göre ise söz konusu anlaşma için Azerbaycan’da da hükumet değişmeli ve iktidara daha demokratik, Rusya’ya bağımlı olmayan bir lider gelmeli... Sizce sorunun barış ve diplomasi yoluyla çözümü için gerçekten de her iki ülkede iktidarların değişmesi şart mı?

Azerbaycan’daki ve Ermenistan’daki hükümetleri çorap değiştirircesine değiştirsek bile, hiçbir şey değişmeyecek. İki ülke de kardeş katili olan bir sorunun esiridir. Neden bizim ölüm kalım meselemiz İlham Aliyev ve Nikol Paşinyan’ın siyasi iradelerine bağlı duruma geldi? Nasıl oldu da ölüm ve yıkım makinasının durdurulması bu iki insanın kararına bağlı oldu? Ayrıca biz bunların hangi riskleri göze aldığını da tam bilmiyoruz. Böyle oldu, çünkü bunu biz istedik. Biz Ermenistan ve Azerbaycan vatandaşları 30 yıl boyunca buna doğru ilerledik. Ben doğrudan Aliyev’i araması ve onunla aracılar olmadan konuşması için başbakanıma sesleniyorum. Başka bir şey teklif edemiyorum.

Şöyle bir tabir vardır: “Ermeniler 1993’te Karabağ’ı kazandı ama Ermenistan’ı kaybetti” denir. Anlamı şu: Ermenistan dünyadan koptu ve Rusya’ya bağımlı oldu. Buna katılıyor musunuz?

Modern dünya düzeninde, bir bölgenin kontrolünün taraflardan biri için kazanç, öbürü için kayıp oluşu varsayımdan ibarettir. Karabağ sorunu zemininde bir pozisyon veya tartışmalı bölgelerden birinin durumu sonsuza kadar değişebilir. Bu konsept, Ermenistan’ı da Azerbaycan’ı da askeri bakımdan daha güçlü olan bir üçüncü tarafa bağımlı kılıyor. Halbuki bizim için müşterek zafer yalnızca iyi komşuluk ilişkileri ve barış içinde bir arada yaşamakla mümkündür. Ve o üçüncü taraf, böyle bir zafere pek de meraklı olmayabilir. Evet, Ermenistan Rusya’ya bağımlı… Evet, Ermenistan dünyadan izole edildi. Ve bu sadece müşterek zaferimizi geciktiriyor. Ama şu an bunun sonuçlarını tartışmakta bir anlam göremiyorum. Bu tartışma 1993’te yapılmalıydı.

Ve son sorum, Birleşmiş Milletler Ermeni güçlerinin Azerbaycan’ın 7 reyonundan çekilmesi gerektiğini söylüyor. Sizce Ermenistan hükümeti bu reyonları Uluslararası Barış Gücü’ne bırakabilir mi? Bu mümkün mü?

Bu hükümetin neler yapıp yapamayacağını bilmiyorum. Ben 25 sene boyunca Ermenistan vatandaşlarının barışçıl çözüm süreçlerine katılmasını sağlamak için mümkün olan her şeyi yaptım. Ben kaybetmiş bir barışçıyım.

Not: Bu röportaj Ermenistan polisi Georgi Vanyan’ın evine gitmeden önce gerçekleştirilmiştir.








Bu haber gazeteduvar kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (gazeteduvar) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(gazeteduvar). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+