Türkiye iktidarına yakın duran basın mensupları, Suriye’nin Tel Abyad kentinde bulunan Surb Haç Ermeni Kilisesi’nnin Kürtler tarafından işgal edildiğini iddia etti.

18 Ekim’de “Halep Bugün” TV kanalında yayınlanan kısa videoda, Ermeni Kilisesi’nin YPG tarafından karargah olarak kullanıldığını iddia etti. İddiaya göre Kürtler, kliseyi ibadete kapattı ve Ermenilerin kiliseye girmelerini yasakladı. Yayınlanan resimlerde ise kilise duvarlarında müebbet hapis cezasına çarptırılan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın posterlerinin bulunduğu görüldü. Türkiye’ye destek veren Suriye Milli Ordusu (SMO) da, Suriye Ermeni toplumunu dönmeye ve kiliseye sahip çıkmaya çağırdı.

Diğer taraftan, Türkiye basınında yer alan bu haberlere sosyal medya üzerinden tepki veren Kürtler, bu iddiaların yalan olduğunu bildirerek, DEAŞ’tan şehrin kurtarılmasından sonra kilisenin Ermenilere iade edildiğini ve tekrar ibadete açıldığını vurguladı. Aynı zamanda", “NPA (North Press Agency) ile “Al AaN” kanalında yayınlanan haber ve repörtajlar, kentin Kürtlerin elinde bulunduğu sürece Ermeni Kilisesinin ibadete açık olduğunu kanıtlıyor. Aynı kaynaklar, Kiliseyi karargaha çevirenlerin Kürtler değil, DEAŞ mensupları olduğunu da bildiriyor.

Tel Abyad’dan Kamışlı’ya taşınan 4 Ermeni aileden birine ulaşan “Sputnik Armenia”ya konuşan Khaçik Melkonyan da, Türkiye basınında yer alan iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Tel Abyad’da yaşadıkları süre içerisinde Ermeni Kilisesinde papazları olmadığını, ancak kilisede serbestçe ibadet yapabildiklerini ve Kürtler tarafından hiçbir kısıtlama yapılmadığını bildiren Melkonyan, savaş operasyonlarından önce Ermeni ailelerin Kamışlı ve Halep’e taşındıını da sözlerine ekledi.

Melkonyan, “Savaş operasyonlarından 20 gün önce Ermenilern Tel Abyad’da hiçbir engel olmaksızın ayin yaptığını bildirmek isteriz. Üstelik Kürtler, şehri kontrol ettikleri sürece Ermenilere iyi davrandı, hatta kiliseyi kısmen restore etmeye yardım etti”, ifadelerini kullandı.

Tel Abyad’daki Ermeni Surb Haç Kilisesi, 1915 Ermeni Soykırımı’ndan kurtularak Suriye’ye sığınan Ermeniler tarafından 1923 yılında inşa edildi.