Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar!’ - Gündem
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Առաւօտ

Gündem :

06 Haziran 2019  

Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar!’ -

Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar!’ Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar!’

Kalabalığı yetmezmiş gibi renkli yastıklarla kapatılmış alana bakınca bu curcunalı yerin bir pasaja ait avlu olduğunu anlamak zor. Hacopula Pasajı’nın yüksek anıtlar kurumuna ait olduğunu hatırlatıyor Alex Kiraci ve vaziyeti şöyle anlatıyor: “Oradan izin çıkmayınca bir çivi çakamazsın buraya. Kanun bu. Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar.”

Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir’de diyor: “Bütün ömrü boyunca didişen, yabancı şöyle dursun oğul-kardeş kanı dökmekten çekinmeyen insanlar, usta mimarların ve sanatkarların ellerinden sızan hüner ve rahmaniyet sayesinde bir evliya tarihini paylaşıyorlar.”

Kalabalığı yetmezmiş gibi renkli yastıklarla kapatılmış alana bakınca bu curcunalı yerin bir pasaja ait avlu olduğunu anlamak zor. Amiyane tabirle kaba etlerin dip dibe olduğu yerde, dedikodunun en has yerinde yüksek sesle isim zikretmemek de gerekiyor. Sade yer değil, her yer kulak.

Hacopulo Pasajı’nın iki girişi var. Bir giriş İstiklal caddesinden. İçeri girdiğinizde bu memlekete has diyalogların yaşanabileceği Esenler, Otogardan bildiğim bir vaziyet var. Üç beş delikanlı gözlerinizin içine bakarak sizi o renkli koltuklardan birine yönlendirmeye çalışıyor. Oturmaya niyetli değilseniz, kestirmeden çıkacağınız İstiklal’e aralardan süzülerek ulaşmaya çalışıyorsunuz.

Çay içtiğim yerde, tam karşımda duvarda yazılar var. Onlardan birinde, “Hayat kısa, katil uzun” yazıyor. Her nevi içerik mevcut. “Ölene kadar seveceğim” yeminli kendini bilmez ergen aşkından, örgüt sloganlarına, kafiyeli ama şahane manasızlıkta şiir benzeri çalışmalara kadar.



‘PASAJ 07:00’DE AÇILIR 21:00′ DE KAPANIRDI’

Alex Kiraci, pasajın en eski dükkan sahiplerinden. Eşiyle birlikte 1966 yılından beri Madam Katia’da, şapka tasarlayıp, satıyorlar. Bir ikisini deniyorum. İçerdeki hanımefendi nasıl takmam gerektiğini söylüyor. Çiçekli, tarafı sağ tarafa gelecek. Alex beye, pasajın halini soruyorum. Ses kaydı açık, izinle. Önce bir sor diyor, ne konuşturacaksın. Sormaktan ziyade, meramımı anlatıyorum. “Çinliler der ki; bir resim bin kelimeye bedeldir. Gel” diyor. “Benim görüşüm, benim arzum bu.” Bilgisayarında gösterdiği fotoğraf Hacopulo Pasajı’nın 9 seneki önceki hali.

Dükkanın içinden pasaj görünüyor. Burası son kale. İstila etmek için kapıya dayanmış renkli şeyler var. Hal vaziyet için bir yerlerle görüşülmüş mü? 2015 yılında belediyeyle konuşulmuş: “Belediye bilmiyor mu zannediyorsunuz. Onlar da geçiyor burdan” diyor Alex bey.

Vakti zamanındaki usül pasajın 07.00’de açılıp, 21:00’de kapanmasıymış. Dükkana girişte sağ tarafta asılı ruhsatta yazan da bu: “Şimdi kapanmıyor” diyor Alex bey: “Saat 09:00 (21:00) oldu mu, ‘Hadi siz hanımlarınızın yanına’ denilirdi. Çok da doğru yapılırdı.”

‘NARGİLE İÇENLERİN YERİ BELLİYDİ’

Pasajın içinde nargile de içiliyor. “İstanbul kültürüne gider mi nargile? Gençliğimde, muazzam 20. yüzyılın başları 60’lı, 70’li yıllarda nargile içenlerin adresi belliydi. Emirgan’a giderlerdi. Ağaçların altına.”

Pasajın yüksek anıtlar kurumuna ait olduğunu hatırlatıyor Alex bey. “Oradan izin çıkmayınca bir çivi çakamazsın buraya. Kanun bu. Ne çivi çakması, temelleri yerinden oynattılar. Burası hazineye ait ama devlet hani nerde?”

‘PASAJA KAYYIM ATANDI’

Şehrin kusursuz olması, estetik harikası durması ihtimaller arasında elitist bir yere varabilir fakat başka bir gezegenden bakılsa da sakil bir görüntü var. 7 yılda bu hale gelmiş. Ondan evvel, adisyon kullanılmadığı zamanlarda pasajın içinde şapkacılar, meşhur olduğu söylenilen bir düğme markası, gelinlikçi, terziler, kumaşçılar varmış. Pasajın İstiklal tarafındaki girişinde, şimdilerde oyuncakçı dükkanların olduğu yerde ise Lüküs tuhafiye bulunuyormuş. Halen varlığını sürdüren markalarla çalışıyormuş bu tuhafiye.

“Kiraları 11. Sulh Hukuk Mahkemesine veriyoruz” diyor Alex bey. Pasaja İbrahim Bülbül adında bir kayyım atandığını söylüyor. “Ben şahsen tanımıyorum. Hiç birimizi de kabul etmiyor. İki üç sözümona güvenlikçi koydular buraya. Onları da biz koruyoruz. Bu hallere düştük işte, işin hakikati bu” diyor.

Bu bilgiyi birçok kişiye sorup, teyit etmeye çalıştım. Kayyımla yönetildiği biliniyor. İsmi cismi bilinmiyor.

Pasajın bir diğer eski dükkan sahibi “Mustafa Abi’nin Yeri.” Bittabi işletmecesinin adı da Mustafa. Mustafa bey ya da Mustafa abi, 1985 yılından beri pasajın içinde. Buranın 1-2 yıldır daha sakinlediğini söylüyor. “Miting alanına daha rahat giriyorum” diyen bir tanışını anlatıyor.

‘ESKİDEN BURADA FİLM ÇEKİLİRDİ’

İstanbul’un ara sokaklarında cafelerin açılmasının 2000’den sonra olduğunu anlatıyor Mustafa abi. Niçin insanlar buraya geliyor? “Kendini hür hissediyorlar. Burası daha otantik. Kendimi öyle bir işe vermiştim ki… Kaç şekerli içtiğini sorar, aklımda tutardım. Bunların hepsi emek, fedakarlık” diyor.

Görüntüden memnun olduğu söylenemez. Yanıbaşımızdaki renkli yastıklardan birini göstererek, “Burayı boğuyor bunlar. 35 senedir burdayım. Nargile falan bilmem. Bunların hepsi yeni. Ara Güler’in babasının ecza deposu burdaydı. (Madam Katie’nin yanındaki cafeyi gösteriyor) Üst katında fotoğraflarıyla uğraşırdı. Eskiden burda film falan çekilirdi. Böyle olunca kimse gelmiyor” diyor.

“Düşünür gibi yapayım mı?” diyor Mustafa abi. Öyle poz veriyor.

‘NARMANLI HANI PASTA GİBİ SIVADILAR’

Pasajın arkasında bir de kilise var. Etrafı binalarla çevrili olduğu için bileni yok. Keşmekeş arasında görünme bâbında pek hükmü de yok. Yanıbaşımda oturan, öğrenci oldukları besbelli gençlere, burada ne olduğunu, ne bulduklarını soruyorum: “Her yerde zaten standart cafe var. Böyle bir ortam çok bulamıyorsunuz. Tabureler var. Bu kültürü seviyorum” diyor Mustafa Abi’nin yerini kast ederek. Mimar Sinan Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, 4. sınıf öğrencileri olduğunu söylüyorlar. İstiklal Caddesi’nin sonundaki Narmanlı Hanı konuşuyoruz. Restorasyonu için öğrencilerden biri “Pasta gibi sıvadılar” diyor.





Bu haber gazeteduvar kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (gazeteduvar) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(gazeteduvar). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+