Ermenilerle ilgili tasarı ve lobi çalışmalarıyla tanınan ve ülkedeki Ermenilerin üzerinde büyük etkisi olan ABD Kongresi Temsilciler Meclisi kongre üyesi Ermeni asıllı Adam Schiff, Suudi Arabistan’ın ABD büyükelçisi Rima Bint Bander El-Suud ile “Erneni Soykırımı”nı görüştü.

Ermenistan’da faaliyet gösteren haber sitesinde yer alan makalede, Suudi Arabistan’ın “Ermeni Soykırımı” ile ilgili tasarıya her türlü desteği sunacaklarını yazdı.

İşte Minval.az sitesinde yer alan makaleni ilgili kısmı:

Ermeni soykırımı ile ilgili lobi çalışmaları sürerken, Suudi Arabistan büyükelçisi ve ABD Kongresinin önde gelen lobicilerinden biri neye karar verdi?

ABD’nin başka bir devletin İç işlerine karışmamama medeni devlet davranışının temel taşlarından biridir. Ancak sadece “kağıt üzerinde” geçerlidir. Gerçekte, örneğin ABD'de hiç kimse yabancı bir devletin kendi “etki gruplarını” yaratmasını yasaklamaz, bilakis ortam sağlar, bunu da açıkça yapar. Lobi yapar, yaptırır, konferans düzenler, kitapçıklar gönderir vb. Ancak yurtdışından seçim kampanyalarına sponsorluk etmez. Çünkü bu çerçevede yapılacak olan maddi bir yardım açık bir suçtur.

Ancak şimdi, ABD Kongresi Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanının web sitesine göre, Demokrat Parti üyesi Adam Schiff, Suudi Arabistan’ın büyük elçisi Rima Bint Bander El-Suud ile Washington Suudi Arabistan Elçiliği'ndeki "partide" bir araya geldi. Genelde ikili işbirliği ve Schiff'in Kongre'nin alt meclisinde temsil ettiği Kaliforniya'daki KSA yatırımları hakkında konuştular.

Ancak kongre üyesine göre, toplantıda ve Adam Schiff'in 1915-1923 Osmanlı İmparatorluğu'ndaki “Ermeni soykırımı” nı (bu ifadeler Minval.az sitesinin ifadeleridir) resmi olarak tanıma konusundaki önerisini tartıştılar. Schiff, Suudi Arabistan büyükelçisi Kongre'deki kararın desteklenmesine destek vermeyi kabul ettiğini söyledi. Dahası, Rima Bandar El-Suud’un, "Suudi Arabistan'ın Osmanlı İmparatorluğu döneminde de şiddet ve baskı altında tutulduğunu, tarihimizde Osmanlı yönetimi ile ilgili hoş anılarımız yoktur. Osmanlının yaptıklarını tasvip etmiyoruz. Dolayısıyla ülkemiz her zaman insan haklarını gözeten ve haksızlığa karşı odaklanan bir ülkedir. Tarihsel olayları araştırmak her milletin hakkıdır ve gerçek netleştiğinde kimse endişelenmemelidir. Türkiye, Ermeni Soykırımı ile suçlanıyor. Bu ciddi iddialardır ve bunun araştırılmasında bir sakınca yoktur. Gerçek tespit edilinceye kadar insan haklarının korunması için endişe talep edemez ”dedi.

Adam Schiff'e Kongre'deki bu kararın kabulü için fırsatlarından ve lobiciliklerinden yararlanacağı sözü veren Bander el Suud, Son yıllarda Türkiye'nin politikası her zaman Riyad için endişe kaynağı olmuştur ve Erdoğan’ın panosmanizminin İslam ülkelerinin, özellikle de Arapların çıkarlarına aykırı olduğuna inanıyoruz.” dediği kaydedildi.

******

Adam Schiff, ABD Kongresi'ndeki en ünlü ve aktif Ermeni lobicilerinden biridir. California’daki Ermeni topluluğunun üzerinde büyük bir etkisi var ve “oy organize oy kullanma” ile bilinen bir isimdir.

Düzenli olarak Temsilciler Meclisi "Ermeni kararları" nı sundu ve yaptığı etkileyici konuşmalarla dikkatleri üzerine çeken biri. Schiff, elbette Capitol Hill'de deneyimli bir oyuncudur, ancak bu kez “kıyıları cezbetti” açıkça…

Rima Bint Bandar el-Suud sadece Schiff ile görüşmesinin arifesinde, dünya Suudi Arabistan'daki kitlesel infazlarıyla sarsıldı. Suudi krallığı Şii 37 kişiyi idam etti. İdam edilen 11 kişi İran'a casusluk yapmakla suçlandı, 14 kişi 2011-2012'de ülkenin doğu kısmındaki protesto gösterilerine katılmakla suçlandı. Katliam niteliğindeki idam edilenlerin arasında çocuk yaşta olanlar da vardı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, “Bu şok edici kitlesel infazları şiddetle kınıyorum.” dedi. Af Örgütü Fransa temsilcisi Anne Denis ise, "Suudi Arabistan uluslararası hukuka aykırı ölüm cezalarını gerçekleştirdiğini bir kez daha dünyaya gösterdi. Ülke barbarlığa yaklaşıyor, sonuçta idamlardan biri çarmıha gerildi.” İfadelerini kullandı.

Rima Bandar el-Suud’un Ermeni Kararı’nın tanıtımına katkıda bulunacaklarını da söyledi.

Şimdi Riyad ve Ankara ilişkilerinde ciddi bir kriz var. Türkiye, İslam dünyasındaki etkisini hızla artırıyor. artık “Batı yanlısı” görünmüyor ve ılımlı laik modeli Suudi Arabistan’ın dini fanatizminden çok daha çekici görünüyor. Riyad, Ankara ve Katar’ın 2017 krizi konusundaki kararlı desteğini affetmedi. Son olarak, “Kaşıkçı vakası”nı unutmamalıyız, Suudi muhalif yazar, İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürüldü. Bu çerçevede, böyle bir program da oldukça olası görünüyor: Schiff’in, Riyad’ın resmi olarak inkar etmek için acele etmediğini ifade etmesi, Riyad’ın Ankara’ya “resmi olmayan bir cevap” olduğunu, ancak bunun doğrudan sorumluluğunu üstlenmediğini belirtti. Bu, "Ermeni aksanıyla Arap intikamı"dır.

Sadece burada öyle görünüyor ki, Riyad'da sessizliğin bazen kelimelerden daha belirgin olduğunu göz önünde bulundurmadım. Ve ondan da bir sonuç çıkar.