Anadolu’da Kalan Rum - Ermeni Malları - Gündem
18 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Մասիս / Ժամ : Շաւաղօտ

Gündem :

23 Kasım 2018  

Anadolu’da Kalan Rum - Ermeni Malları -

Anadolu’da Kalan Rum - Ermeni Malları Anadolu’da Kalan Rum - Ermeni Malları

19 ağustos 1905,Yunanistan ve Bulgaristan’ın Osmanlı imparatorluğundan ayrılış tarihlerinin netleştiği günlerdir.

Dev Osmanlı devleti yıkılıp yerine Türkiye cumhuriyeti kurulmasına az zaman kalmıştır artık.

İmparatorluk çeşitli etnik ve dini cemaatlerin ve teşekküllerin bir arada yaşaması demekti. Ulus devlet ise tek milliyetin bulunduğu devlet demekti. Durum ona doğru yürümeye başlamıştı.

İmparatorluk çözülüyor, ortaklar yavaş yavaş ayrılmaya başlıyorlardı. Yabancıların kışkırtmalarıyla “Millet-i Sadıka” denen Ermeniler de doğuda büyük katliamlarla ortamı kan gölüne çevirmişler ve sonuçta büyük bir göç ettirme hareketine (tehcir) lüzum görülmüştü.

Osmanlı imparatorluğu ile onun bir tabisi olan Yunanistan arasında cereyan eden mübadelede Yunanistan topraklarında kalan Türkler Türkiye’ye, Türkiye’de kalan Rumlar da Yunanistan’a gönderilmeye başlandı.

Yunanistan’da kalan Türklerin terk ettiği mallar tamamen yağmalanmasına rağmen Türkiye’den mübadele yoluyla evini barkını emlak ve arazisini terk ederek giden Rum ve Ermenilerin malları itina ile korundu.

Özellikle İzmir gibi büyük Rum göçünün yapıldığı illerde terk edilen malların korunması ve yağmalanmaması için büyük askeri ve inzibati tedbirler alındı.
Bu bağlamda Göç edilen topraklar bölgelere ayrılarak Rum ve ermeni malları koruma altına alındı.

Rumlardan kalan evlere yerleşenler çıkarıldı, uzun süre oturduğu tespit edilen Türklerden rayiç bedel üzerinden kiraları bile tahsil edildi.

Rum ve ermeni mallarına konarak yağma yapanları ihbar edenlere büyük ödüller verildi.

Elde mevcut olan tespit defterlerine göre sadece İzmir dâhilinde Rumlardan kalma on bin ev ve bir o kadar kıta arazi, zeytinlik bağ ve bahçeler vardı.
Anadolu’nun her tarafında ermeni tehciri sonucu bu tarzda on binlerce mesken ve dükkân kaldı, Osmanlı devleti bunların hiç birisinin yağmalanmasına müsaade etmedi.

Bütün Anadolu’da kalan gayr-i menkulleri bir bir defterlere kaydettirdiler.
Bu gayrimenkullerin bir gün asıl sahiplerince veya varislerince istenebileceğini hesaplayarak muazzam bir korumaya tabi tuttular.

Sultan 2. Abdülhamid’in dâhiyane fikirleri kadar İslam’dan taviz vermeyen bir de hamiyetperverliği vardı.

Zira kul hakkı demek sadece Müslüman kulları değil gayri Müslimleri de kapsıyor ve onların mal ve kazançlarının da sonuna kadar devlet olarak korunmasını gerektiriyordu.


Mükremin Kızılca






Bu haber rasyonel kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (rasyonel) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(rasyonel). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+