Yazıklar olsun - Gündem
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Բաւական

Gündem :

19 Kasım 2018  

Yazıklar olsun -

Yazıklar olsun Yazıklar olsun

Çamlıbel’deki Ayios Pantelemionas Manastırı ve Kilisesi’nin yenilenen kapıları kırıldı, kilise duvarlarına yazılar yazıldı ve paha biçilmez iki çanından biri çalındı

Serhat İncirli RöportajıÇamlıbel Bucağı Güzelleştirme Kalkındırma ve Yaşatma Derneği (ÇAM-SEV) Başkanı Adıgüzel Akdeniz, köydeki en önemli tarihi eser Ayios Pantelemionas Manastırı ve Kilisesi’nin yenilenen kapılarının kırıldığını, kilise duvarlarına yazılar yazıldığını ve iki çandan birinin çalındığını üzüntüyle gördüklerini belirtti.

Akdeniz, Ayios Pantelemionas Manastırı ve Kilisesi’ndeki “katliamı”, Kıbrıs Postası’na anlattı...

Kilise’nin paha biçilmez çanlarından İsa motifli olan küçüğünün çalındığını belirten Akdeniz, yetkililerin konuya önem göstermesini istedi.

Akdeniz, “Bu binalar, bu eserler, kültürel mirasımızdır. İnsanlığın ortak eseri ve malıdır burası... Çok yazık oldu, çok günah... Bir Çamlıbelli olarak çok üzüldüm” dedi...

Manastır’ın 1600’lü yıllarda yapıldığı söyleniyor...

Bahçesinde Osmanlı’ya ait bir de çeşme var... Kilise daha sonra eklenmiş...

Efsaneye veya iddialara göre, 1571’de Osmanlı Ada’yı aldığı zaman bu bölge yani Ayios Pantelemionas Manastırı’nın yapıldığı Mirtu ya da 1974’ten sonraki adıyla Çamlıbel, tamamen Kıbrıslı Katoliklere ait bir bölgeymiş.

Maronitlere ait 67 köyün bu bölge ve buraya yakın yerlerde bulunduğu söylenir...

Ve yine aynı iddiaya göre bölgenin Osmanlı Ağası veya Paşası, bu toprakları, Ayios Pantelemionas Kilisesi ve Manastırı yapılsın diye Ortodoks Rumlara hediye etmiş...

Osmanlı Yönetimi’nin vergi toplama gibi çok önemli bir görevi de Ortodoks Kilisesi’ne tüm Ada genelinde verdiği biliniyor...

Haliyle, Kilise’nin “tefecilik” yapması ve akabinde de mal zengini olması, kaçınılmaz bir durum haline geliyor tabii ki...

Ve bilinen bir şey daha, 1974 yılına gelinceye kadar, bahse konu bölgede sadece dört adet Katolik Maronit köyü kalmış... Bu arada bölge de Ayios Pantelemionas Kilisesi’ni mal zengini yapmış...

Derken 1974 ve tüm mallar Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi yönetimine geçmiş...

Rumlar, 1974 sonrası, Lefkoşa Engomi’ye aynı isimle dev bir kilise yaparken, eskisi de önceleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kışla olmuş...

Derken, 2015 gibi asker burayı terk edince, bina da boşta kalmış...

Ve bu satırların yazarı ile Çamlıbelli Adıgüzel Akdeniz adlı bir çevre dostu kardeşimiz, aynı köyde muhtarlık da yapan Seyfi Tünelci’nin defalarca bölgede haber yapmış olmaları, “aman kilise yıkılıyor, yazıktır, günahtır, tarihi değerdir” deyişleri; hiç de mütevazı davranmayacağım, ses getirmiş... 2016’da bu kilise ve çevresindeki manastırın yenilenmesi, en azından yerle bir olmaması için, iki toplumlu Kültürel Miras Teknik Komitesi devreye girmiş...

Avrupa Birliği ve BM Kalkınma programı (UNDP) katkıları ile çalışmalar başlatılmış...

Kilise’nin kapıları yenilenmiş, birçok bina çökmesin diye, skaloşalarla ya da iskeleler kurularak desteklenmiş... Etraf temizlenmiş...

Derken, aradan iki yıl geçmeden, kilisenin şu anda neredeyse tüm yenilenen kapıları kırılmış durumda... Ama hepsinden önemlisi, paha biçilmez değerde olduğu söylenen kilise çanlarından biri de çalınmış... Kilisenin duvarlarına yazılar yazılmış... İçine de kuşlar yeniden yuva yapıp, pislemiş...

Çamlıbel Bucağı Güzelleştirme Kalkındırma ve Yaşatma Derneği (ÇAM-SEV) Başkanı Adıgüzel Akdeniz, “şu anda kilisenin ve manastırın bu hale sokulmasından hicap duyuyorum” diyor...

“DEHŞETE DÜŞTÜM”

Soru:Sayın Adıgüzel Akdeniz, ağlamayı beğenmiyoruz... Ayios Pantelemionas Manastırı ve Kilisesi, onarmıştık, yenilemiştik, temizlemiştik; şimdi yeniden yıkıp döküyoruz... Neler söylemek istersiniz?

Cevap: Dehşete düştüm... Dernek olarak büyük çaba sarf ettik burası için... Burada toplantılar yaptık... UNDP, AB yetkilileri ile görüştük... Bizim Türk siyasi parti temsilcileri ile de görüştük. Rum siyasilerle de görüştük... Rum gazetecilerle de... Derneğimizde bir de brifing verdik... Ayios Pantelemionas Manastırı ve Kilisesi, ismini Pantelemionas’tan alır... Bir şifacıdır... Dünya’da üç tane bu isimde manastır bulunmaktadır... 1604 yılında manastır inşa edildi. Kilise de bilahare eklendi... Çok vahim durumdaydı burası, zamana yenilmişti. Yenilenmesi korunması için yola çıkmıştık. Bölge halkı da yanımızdaydı. Bu binalar, bu eserler, kültürel mirasımızdır. İnsanlığın ortak eseri ve malıdır burası... Başarılı olduk, BM ve AB finansmanı sağladı... sonuçta 3,2 milyon Euro harcanacaktı. Ne yazık ki buraya bugün geldiğimde dehşete düşmüş durumdayım... Birçok çalışma askıya alınmıştı ama şimdi yeniden sıfırdan başlayacağız gibi görünüyor. Kapılar pençelere onarılmıştı, hepsi kırılmış dökülmüş...



“ÇAN ÇALINDI”

Soru: Kapı – pencere kırıldı, çanlardan biri de uçtu?

Cevap: En vahimi de o zaten. Çan çalındı... Çan’ın çalınması nedeniyle biz de durumu öğrendik. Bu rezalet çan çalındıktan sonra ortaya çıktı. Polis araştırmasını yapıyor, inşallah bulunup yerine konur. Buradaki tahribat vahimdir. Kilisenin içerisine yazılan yazılar, özel aletlerle çıkarılmak zorunda... Büyük masraf yapılacak.

“ÇOK BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK VAR ORTADA”

Soru: Çok büyük ayıp ve saygısızlık?

Cevap: Evet, çok büyük bir saygısızlık var ortada. Bu tarihi külliyeye yapılanları asla onaylamıyoruz... Geçmişte, Osmanlı döneminde de büyük yatırımlar vardı... Osmanlı Paşalarından birinin eliyle daire çizerek, bölgedeki Rum toplumuna, buraları sizindir dediğini işitiyoruz... Anlatılıyor... Keşişler önüne çıkmış, kilise istediklerini söylemiş falan... Dolayısıyla Osman

“OSMANLI PAŞASI ARAZİYİ BAĞIŞLAMIŞ”

Soru: Bir Osmanlı Paşası bu araziyi bağışlamış Rumlara ve Cikko Kilisesi’nden sonra, ülkenin en çok toprağa sahip kilisesiymiş zamanında...

Cevap: Öyle anlatılıyor... Doğu Akdeniz’deki en zengin kiliselerden biri olarak kabul ediliyor... Çok önemli bir dini yerdir, külliyedir burası...

“ÇOCUKLAR YAPMIŞ OLAMAZ”

Soru: Bu saldırıyı bir kaç çocuk yapmış olabilir mi?

Cevap: Çok çocuk sayılacak kişiler bu saldırıyı yaptı diye düşünmüyorum... Illimunite falan yazmışlar... Demirleri – kapıları kırdılar... Sonradan takıldı. Tarihi değeri olmayan demirler ama var olduğunu sanıp kırmış olabilirler... El yapımı ferforjeydi...



“YETKİ KARMAŞASI VAR”

Soru: Niye koruyamadık köyün hemen dibindeki bu yeri?

Cevap: Burada önce bir yetki karmaşası vardır... Anıtlar Yüksek Kurulu mu, Eski Eserler mi? Onlara mı bağlıdır... Yoksa mal sahibi olan Vakıflar’a mı? Burada bir yetki karmaşası vardır. Eğer Vakılflar’sa ki UNDP anahtarı onlara temsil etmiştir... Vakıflar Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter çok güzel, çok iyi, çok değerli bir insandır. O’na çağrıda bulunuyorum. Haberi yoktur belki de ama burada bir bekçi olmalıydı... Kilise dışında festival alanı oluşturduk. Lapta eski Belediye Başkanı’ndan mobese istemiştik. Eğer mobese konsaydı, korunacaktı kilise ya da suçlular bulunacaktı...

“KAŞLA GÖZ ARASINDA 300 KİLOLUK ÇAN GİTTİ”

Soru: Tedbir alınmadı ve şu andaki durumdayız...

Cevap: Kaşla göz arasında, 300 kiloluk çan gitti... Ada’da en değerli çanlardan biri olarak kabul edildiği söyleniyor... Çan üzerinde, İsa’nın çarmıha gerilmiş halini resmeden kabartmalar vardı... Çalındıktan sonra öğrendik... Bu işi bilen, antikadan anlayan biliyordu... Burnumuzun dibinde oldu ama korunmalıydı. Yetkililerimiz bir gece bekçisi alamayacak kadar aciz mi?

“ÇOK BÜYÜK EMEK HARCADIK ONARILMASI İÇİN”

Soru: Lefkoşa Sanayi Bölgesi’ne gidiyoruz, yetki karmaşası var... Girne Antik Liman’da yetki karmaşası var... burada da yetki karmaşası... Nedir bu Allah aşkına? Eski Eserler ne yapıyor?

Cevap:Rezalet... Bir kültür var burada... Osmanlı su kemerleri var, Osmanlı şadırvanı var dışarıda. Siz gelip defalarca buralarda haber yaptınız...

Soru: Galiba ilk burayı haberleştiren bendim, onarılmalı demiştim... Sizinle görüşmüştük...

Cevap: Aynen öyle... Gittik yetkililerle de görüştük, çok çaba sarf ettik. Siz defalarca geldiniz. Çok büyük emek var buralarda...

“TEMİZLİĞİNİ ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

Soru: Birinci etaba geri döneceğiz... Onca para harcandı...

Cevap: Çok yazık oldu, çok günah... Bir Çamlıbelli olarak çok üzüldüm... Kiliseye girince, çanın rezaletini de unuttum. Kime ne zararı vardı Allah aşkına? Temizliği biz üstlenmeye hazırız... Vakıflar umarım bekçi koyar...





Bu haber kibrispostasi kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (kibrispostasi) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(kibrispostasi). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+