CHP’den Adalar Belediye Başkan Aday Adayı Mehmet Selim Türker için Elazığ’da ‘200 yıllık kilise’yi otopark yaptığı ve otele çevireceği iddia edildi.

[Adalar Belediye Başkan Aday Adayı için şok iddia!] Yurt gazetesinden Ardıl Batmaz’ın haberine göre; Elazığ’da şehrin ortasında kaderine terk edilen 200 yıllık tarihi Ermeni Protestan Kilisesi, un fabrikası, pazar yeri ve hayvan pazarı olarak kullanılmasının ardından, otoparka dönüştürüldü. Uzun yıllardır otopark olarak kullanılan kilise, otopark yetkilisinin açıklamasına göre otele dönüştürülecek. Ancak İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ otopark yetkilisinin açıklamalarını yalanlayarak, “Kesinlikle öyle bir şey yok. Eski dönemlerde bu ailenin, kiliseyi ‘butik otel’e dönüştürme düşüncesi olmuş, bundan hareketle

yüzyılda Osmanlı döneminde inşa edilmiş tarihi Ermeni Protestan Kilisesi; umumi tuvalet, Arpacı un fabrikası, pazar yeri, koyun mekanı olarak kullanıldı. Aktif olarak otopark olarak kullanılan kilise, 1973’ten beri Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nün koruma listesinde yer alıyor. Kilisenin ‘Khoran’ bölümünün üzerinde Ermenice “E” harfi bulunmasına rağmen, müdürlüğün internet sitesinde yayınladığı 265 tescilli kültür mirası arasında, Süryani Kilisesi olarak gösteriliyor. Avukat Süleyman Türker’e ait olduğu bilinen kilise alanının, ticari amaç için kullanılıyor olması, bölge halkı ve yetkili makamlar tarafından da yadırganıyor. Otopark yetkilisiFethi Gündoğan’ın açıklamasına göre ise, kilise restore edilerek butik otele dönüştürülecek.

OTOPARK YETKİLİSİ: OTELİN YÖNETİMİ BİZDE OLACAK

Konuya ilişkin açıklama yapan otopark yetkilisi Fethi Gündoğan, “Alanı 7-8 yıl önce arpacılardan satın aldık. Tapusu bizde. Bize Hristiyanlardan, Süryanilerden ve Ermenilerden herhangi bir talep gelmedi. Burada ihale yapıldı. Kültür ve Turizm bakanlığı tarafından dışı restore edilerek, içi butik otele dönüştürülecek. Otelin yönetimi bizde olacak” dedi.

RAHİP MUŞE: HİÇBİR ŞEKİLDE KABUL EDİLEMEZ

Ermeni Protestan Kilisesi’nin ibadet haricinde her şekilde kullanıldığı belirten Süryani Kadim Ruhani Rahip Muşe Dağ, “Bir kilisenin otoparka olarak kullanılması, otele dönüştürülmeye çalışılması hiçbir şekilde kabul edilemez. 1-2 defa görüşmelerimiz oldu ama fayda etmedi. İbadet alanlarımız bakım konusunda göz ardı ediliyor. Kaç defa telefon açtım ama belediye başkanına ulaşamadım” ifadelerini kullandı.

“FIRSATLARI OLSA KİLİSEYİ KOMPLE KALDIRACAKLAR”

Elazığ’da Süryani olarak 2 ailenin, Ermeni olarak ise 5-6 ailenin bulunduğunu ifade eden Dağ, “Fırsatları olsa Süryani Kadim Kilisesi’ni de komple kaldıracaklar. Çok anlayışsız davranıyorlar. Herkes, Ermeni de olabilir, Hristiyan da olabilir, Müslüman da olabilir. Farklı farklı mezhepler var. Bir birimize niye eziyet edelim?” diye konuştu.

“KİLİSEYE SALDIRI OLDU”

2 yıl önce Süryani Kadim Kilisesi’ne bir saldırı olduğunu dile getiren Muşe, “Bu saldırıların ardından kiliseyi ve beni korumak için emniyet güçlerinden arkadaşlar görevlendirildi. Avrupa’yı görüyoruz. Avrupa’da bu Müslümandır, bu Hristiyan’dır diye bir şey yok. Bir arada yaşayabiliyorlar” şeklinde konuştu.

MÜZE MÜDÜRÜ ZİYA KILIÇ: MÜHİM OLAN KÜLTÜR VARLIĞI

Konuya ilişkin görüşlerini aldığımız Elazığ Arkeoloji Ve Etnografya Müzesi Müdürü Ziya Kılıç, “Ben buraya Bitlis Ahlat’tan yeni tayin edildim. Daha önce Elazığ’da 2003 – 2005 yılları arasında arkeolog olarak da görev almıştım. Kilise olması, otopark olması hiç önemli değil. Mühim olan kültür varlığı olması. Çünkü asıl kıymetli olan odur. İnsanoğlunun geçmişte kullandığı her yapı bizim için aynı önem ve aynı kıymettedir. Ben oradan geçerken, etrafına bir otopark yapılmış değil de bir tesis yapılmış olduğunu gördüm” ifadelerini kullandı.

KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRÜ DEMİRDAĞ: HERHANGİ BİR TALEP YOK

Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ, YURT’a yaptığı değerlendirmede, kilisenin otopark olarak kullanılmasından rahatsız olduklarını belirtti. Alanın şahıssa ait olduğu için kanunen ellerinin bağlı olduğunun ve alanın sahibi Süleyman Türker ile birçok kez görüştüklerinin ancak faydalı olmadığının altını çizen Demirdağ, “Bu tarihi eserimizi, ucube halden kurtaralım. Yanaşmıyorlar, hiçbir şekilde yanaşmıyorlar. Temel sıkıntımız bu” dedi.

Ahmet Demirdağ’ın açıklamaları şu şekilde:

“Kilise çok kötü bir durumda. Oranın sahibi Süleyman Türker diye bir avukatımız var. İstanbul’da yaşıyor. Kendisiyle daha önce birçok kez görüştük ama etkili olmadı. Şuan orayla ilgili herhangi bir talepleri yok bize. Kilise alanı; şahısın, şahısların veya ailenin mülkü olduğu için resmi olarak, kanunen kimse müdahale edemiyor.

“BU TARİHİ ESERİMİZİ ‘UCUBE’ HALDEN KURTARALIM”

Bunun rahatsızlığını bütün Elazığ yaşıyor. Kilisenin bu şekilde kullanımından herkes rahatsız. Biz o şahısların arkasına çok düştük. Projeyi siz bize verin, hatta projesini de biz yapalım, siz bize destek olun, en azından bakanlığımıza sunalım, bakanlığımız zaten bu tip projelerde çok büyük destekler veriyor. Yani yazıktır. Bu tarihi eserimizi, ucube halden kurtaralım. Yanaşmıyorlar, hiçbir şekilde yanaşmıyorlar. Temel sıkıntımız bu.

“KANUNLAR ELİMİZİ BAĞLIYOR”

Bütün il, valilerimiz, kültür turizm müdürlüğümüz, bakanlığımız hep beraber orayı kurtarmak için çaba harcıyoruz. Yani gelsinler yeter ki bize dilekçe versinler. Zamanında bir dilekçe vermişler, butik otele dönüştürelim diye bir mantıkları olmuş. Ondan da vazgeçmişler. Daha doğrusu ona kimse müsaade de etmez kolay kolay. Orayı değerlendirme noktasında, ziyarete açılan bir ibadethane mantığıyla yapılmasına kimse yanaşmadı. Yanaşamadığı için de kimse oraya müdahale edemiyor. Doğal olarak kanunlar elimizi bağlıyor, temel sıkıntımız bu.

“TURİZME KAZANDIRILMASI LAZIM”

Hakikaten hepimizin içini acıtan bir durum bu. Oranın bir şekilde turizme kazandırılması lazım. İbadethane olarak kullanılacaksa ibadethane olarak kullanılsın. Elazığ şehri farklı dinlere, farklı bakmaz. Şuan faal olan kiliselerimiz var. Milletin farklı dinlere bakış açışı olumsuz değil. Eski dönemlerde bu ailenin, kiliseyi ‘butik otele’ dönüştürme düşüncesi olmuş, bundan hareketle kişiler öyle açıklama yapmış. Şu anda öyle bir şey söz konusu değil.”