Ermeni asıllı ünlü sanatçı Aram Tigran’ın vefatından artık dokuz yıl geçti. Erivan Radyosu’nda da çalışmış olan ve “Kürt ve Ermeni halkları arasında bir barış güvercini” olarak anılan Tigran, “Dünyaya bir daha gelirsem, ne kadar tank, tüfek ve silah varsa hepsini eritip saz, cümbüş ve zurna yapacağım” diyordu.

8 Ağustos, Ermeni müzisyen Aram Tigran’ın ölüm yıldönümü. Babası, 1915’te yaşanan Ermeni Soykırımı’ndan kurtulmuştu, Tigran ise 1934’te Suriye’de dünyaya geldi. Dokuz yaşında müzikle ilgilenmeye başlayan Tigran, ud çalmaya başladı. 1966’dan sonra Ermenistan’ın başkenti Yerevan’a taşındı ve 18 yıl boyunca Erivan Radyosu’nda çalıştı.

Aram Tigran, 55 yıllık müzik yaşamında Ermenice, Kürtçe, Süryanice, Zazaca, Arapça, Türkçe ve Yunanca şarkılar okudu. 1995’ten sonra Atina’ya yerleşti ve burada da hayatını kaybetti.

Diyarbakır’da gömülme vasiyetine karşın yetkililerin engel olduğundan burada gömülemedi. Belçika’nın başkenti Brüksel’de toprağa verilen sanatçının mezarına Diyarbakır’dan getirilen toprak döküldü.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Aram Tigran’ın ölüm yıldönümü vesilesiyle şöyle bir mesaj pajlaştı:
Aram Tigran sürgünde doğdu.

Dokuz yıl önce bugün sürgünde öldü.
Vasiyeti, memleketi Diyarbakır’a gömülmekti.
AKP iktidarından izin çıkmadı.
Aram Tigran hâlâ sürgünde..
Eserleri bizlerle..
Ruhu şad olsun!