Hıristiyanlar için İznik`i özel kılan gün -
Hıristiyanlar için İznik`i özel kılan gün
HIRİSTİYANLAR için önemli olan İncil'in, MS. 325 yılında 19 Haziran günü, 300'ü piskopos seviyesinde 2 binden fazla din adamının toplanması sonucu 'Matta', 'Markos', 'Luka' ve 'Yuhanna' havarilerinin isimleri ile dörde indirilmesine ev sahipliği yapan Bursa'nın İznik İlçesi 'nde, yıl dönüm olmasına rağmen konsil'in toplanıldığı Senato Sarayı'nın yeri henüz belirlenemedi. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Şahin, 2014 yılında İznik Gölü'nde buldukları bazalikanın bu saraya ait olabileceğini söyledi.
Medeniyetlerin bir çoğuna ev sahipliği yapan Bursa'nın İznik İlçesi Hıristiyan dünyası için en önemli buluşma olan 1. Konsil ve 7. Konsil'in gerçekleştirilmesinden dolayı çok özel bir yere sahip. İnanç Turizmi'nin en önemli merkezlerinden biri olması gerekirken bunu yeterince kullanamayan İznik'i, Hıristiyanlar için önemli kılan iki konsil toplantısından 1'ncisi, MS. 325 yılında gerçekleşti. Roma İmparatorluğu'nun, Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesinin ardından, Hz. İsa'dan sonra yazılmış çok sayıda birbirinden farklı incillerle ilgili sorunların çözülmesi isteyen İmparator 1. Konstantin, İznik'te yaptırdığı Senato Sarayı'nda, 300'ü piskopos seviyesinde 2 binden fazla din adamının katıldığı 1. Konsil'i düzenledi.. Uzun süren toplantıların ardından 100'den fazla ceylan derisi üzerine yazılan mevcut incillerin sayısı, 19 Haziran tarihinde, 'Matta', 'Markos', 'Luka' ve 'Yuhanna' adları ile dörde indirildi. 1. Konsil'de Hazzeti İsa'nın tanrının oğlu oldugğuna karar verildi.
GÖL İÇERSİDEKİ BAZİLİKA SARAYIN UZANTISI MI ?
İznik'te, I. Ekümenik Konsil'in yapıldığı Senüs Sarayı'nın yeri henüz netlik kazanmazken İmparator 1.Konstantin'in yaptırdığı bu sarayda, bazikalarında yer aldığı görüşü ağırlık kazanıyor. Söz konusu sarayın yerini bulmak üzere Bursa Valiliği'nin öncülüğünde 22-23 Mayıs 2010 tarihlerinde İznik'te yapılan ve geniş kapsamlı düzenlenen çalıştaydan belli bir sonuç çıkmazken, UÜ. Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Şahin, başkanlığındaki araştırma ekibi'nce , İznik Gölü'nde 2014 yılında havadan yapılan çekimlerde göl içersinde bazalika kalıntılarına ulaşıldı. Ortaya çıkartılan bu bazalikalar, Amerika Birleşik Devleti Arkeoloji Enstitüsü tarafından yayınlanmakta olan "Archaeology" isimli dergide, 2014 yılının en önemli 10 büyük keşfi arasında gösterildi. Prof.Dr. Şahin, o dönemin çok iyi incelenmesi halinde bu bazalikanın, 1. Konsil'in yapıldığı saraya ait olabileceğini öne sürerken buranın Su Altı Müzesi olarak turizme kazandırılması çalışmalarının devam ettiğini açıkladı.
KAYA: İZNİK SIRA DIŞI BİR YER
İznik'in İnanç Turizminin merkezi olması içip yaptığı geniş kapsamlı araştırmalar ile tanınan ve bu konuda 4 ayrı kitap yazan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Üyeliğinden emekli Hüseyin Kaya, "İznik'in Uluslararası Evrensel Barışa Katkı Sağlayacak bir inanç turizm merkezi olarak öne çıkması gerektiğini, "Dünya'da savaş çıkaran bir çok etken varken, İznik'iin insanlık tarihine hizmet veren en güzel buluşmaya ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, bunun dünyaya çok güzel sunulması gerektiğini söyledi.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI AKTAŞ: "TÜM MİSAFİRLERİ İZNİK'TE AĞIRLAYABİLECEĞİZ"
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş yaptığı açıklamada, "İznik konumu itibariyle Hristiyan alemi için çok önem arz eden bir yer. 325 yılında 1'inci konsil, 700'lü yıllar da da 7'nci konsil burada toplanmış. bu manada tüm dost ve misafirleri İznik'te ağırlayabileceğimizi ifade etmek istiyorum" dedi.
İZNİK BELEDİYE BAŞKANI OSMAN SARGIN: "HRİSTİYANLIK İÇİN İZNİK ÖNEMLİ KENTLERDEN BİRİ"
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın ise, "İznik hristiyanların 'Amentü'sünün yazıldığı mekanlardan biri. Bugün hristiyan aleminin amel ettiği dini kurallar bu konsillerde belirleniyor. Bu anlamda da hrisiyanlık için İznik önemli yerleşim yerlerinden birisi. Bugün hristiyanların kiliselerinde resimler yer alıyorsa, hristristiyan alemi bunu İznik'e borçlu. Çünkü bu kararlar İznik'te alınmamış olsaydı, belki kiliseler sade bir şekilde olacaktı. Kiliseler buradan çıkan kararların resimleri ile süslenmiş" açıklamasında bulundu. PROF.DR. GÜÇ: İZNİK KONSİLİNE İKİ KİŞİ DAMGA VURMUŞTUR
1. Konsil'in toplanma amacı ile birbirinden farklı görüşler bulunurken, UÜ İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Güç'de günümüzde İncil'lerin dörde indirilmesi kadar geçerli bir görüşü paylaştı. Prof. Dr. Ahmet Güç, teslis inancıyla birlikte Hz. İsa’ya ilahlık atfedildiğini ve bir anda Hıristiyanlıkta Hz. İsa'nın ön palana çıkartıldığını belirtip, "Tanrı ikinci plana itildi ve bundan sonraki gelişmeler, Hz. İsa’nın şahsı etrafında inançlar oluşmaya başladı. Geniş coğrafyada yaşayan Hristiyanlar Hz. İsa’nın şahsıyla ilgili farklı farklı kanaatlara inançlara sahip olmaya başladılar. Mısır İskenderiye Kilisesi’ne bağlı Kuzey Afrika taraflarında yetişmiş iyi bir din adamı, Arius bu Konsile damgasını vurdu. İznik Konsili’ne diğer bir ifadeyle 2 kişi damgasını vurmuştur, ilki İmparator 1. Konstantin, diğeri de Arius’tur. İnançtan kaynaklanan din veya mezhep çatışması noktasına gelen imparatorluk sınırları içerisinde birlik ve beraberliği sağlamak için İmparator 1. Konstantin, 325 yılında İznik’te bir Konsil toplama kararı aldı. Konsile 300’ü piskopos seviyesinde olmak üzere 2 bin 48 civarında temsilci katıldı. Bu konsilde asıl tartışılan konu, 'Hz. İsa yaratılmış mıdır ?( yoksa (Yaratılmamış mıdır?' Arius’un temsil ettiği İskenderiye ekolü ve onun gibi düşünenler, Hz. İsa’nın yaratılmış olduğunu savundular ve onlar diğer taraftan da tanrının tekliği ilkesini savunuyorlardı. Eğer biz Hz. İsa’nın yaratılmamış olduğunu diğer bir ifade ile tanrı ile aynı özden ve eşit derece tanrısal özelliklere sahip olduğunu kabul edersek bu tanrının tekliği ilkesine zarar verir dolayısıyla Hz. İsa yaratılmıştır görüşünü savundular. Diğer bir grup ise Hz. İsa’nın da tanrı ile eşit derece tanrısal özelliklere sahip olduğunu savundular. Önemli olan özde birliktir dediler. Hz. İsa yaratılmamış dediğimiz zaman bu tevhit ilkesine zarar vermez denildi. Bu konu oylandı. Rivayete göre 318 kişi Hz. İsa’nın tanrı ile eşit özelliklere sahip olduğu yönünde oy kullandı yani çoğunluk bir anlamda Arius’un görüşünü benimsiyordu. Fakat İmparator 1. Konstantin konsile başkanlığı ettiği için netice itibariyle çoğunluğun görüşü olarak Hz. İsa’nın yaratılmamış olduğu tanrı ile eşit derece özelliklere sahip olduğu görüşü kabul edildi. Bu aynı zamanda devletin resmi görüşü olarak benimsendi ve böylece bu teslin iki unsuru baba ve oğul kararlaştırılmış oldu" ifadelerini kullandı.
Bu haber mynet kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (mynet) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(mynet). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com