Filistin asıllı Brezilya'lı karikatürist Carlos Latuff, çizdiği 11 karikatürden dolayı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Twitter'e sunulan erişim engeli talebine tepki gösterdi. Dünyca ünlü karikatürist, Erdoğan'ın bu girişiminin Türkiye'nin yansıması olduğunu dile getirdi.

Twitter'deki 11 karikatürün de içerisinde bulunduğu 80 içeriğin kaldırılması talebinin sansür olduğunu ifade eden Latuff, "Türk demokrasisi bu mudur? Erdoğan, Türklerin karikatürlerime erişmesini neden istemiyor? Erdoğan'ın korkusu nedir?" sorusunu sordu.

Türkiye'de basının çok ciddi baskılara tabi tutulduğunu vurgulayan Latuff, sosyal medya yardımıyla Türkiye'deki siyasi olayları takip ettiğini söyledi. Birtek Türkiye değil, dünyanın farklı bölgelerindeki hak ihlalleri hakklında çizimler yaptığını bildiren Latuff, "Politik bir karikatürist olarak içinde Filistin, Brezilya, ABD, Avrupa ve Ortadoğu’dan takip ettiğim bir dizi ülke var. Ama 2010 Aralık ayında Türkiye’de olduğum dönemde gördüm ki karikatürlerimi geniş bir kitle takip ediyor ve bundan oldukça memnunum" yorumunu yaptı.

"Arap baharı sırasında ve Mübarek diktatörlüğünün yıkılışına kadar olan süreçte bölgede gelişen olaylarla olan irtibatımı koparmadım ve oradaki aktivistler paylaşılan karikatürlerimi gösterilerde kullandılar. Erdoğan tam da bu sebeple Twitter’a sürekli müdahale ediyor. Çünkü sosyal medyanın gücü sayesinde Türk medyasında göremeyeceğiniz politik ironilerin yer aldığı karikatürler hızlıca yayılıyor."

Türkiye'deki gelişmelere karşı Avrupa ülkelerinin sessiz kaldığına dikkat çeken Latuff, "Maalesef Erdoğan’ın kişisel hırsları Türkiye’yi, muhaliflerin devlet düşmanı olarak etiketlendiği bir totaliter rejime dönüştürüyor. Şu açık ki Erdoğan’ın Suriyeli mültecileri politik bir şantaja dönüştürmesi sebebiyle Avrupa Birliği Türkiye’de yaşanan ağır hak ihlallerine göz yumuyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de muhalif her kesimin tutuklandığını veya gözaltına alındığını hatırlatan Latuff, şunları söyledi: "Kuşkusuz ki, bu çizimleri Türkiye'de çizmiş olsaydım tutuklanırdım, işkence görürdüm ve belki de Can Dündar’ın başına geldiği gibi fanatiklerinden biri tarafından öldürülmeye çalışılırdım."