Urfalılar Karabağ’da “pomelo devrimi” yapıyor -
Urfalılar Karabağ’da “pomelo devrimi” yapıyor
Çin Greyfurtu, ağaç kavunu bazen de şadok olarak bilinen, kalın ve sert kabuklu ve bir o kadar da yararlı Pomelo meyvesi artık Karabağ’da da yetiştiriliyor.
Suriye iç savaşı sebebi ile, bir çok şeyini kaybedip yeni bir hayat kurmak için Ermenistan’a gelen Ermeni ailelerden biri olan Asmaryanlar, attıkları bu büyük adımla sadece kendilerinin değil, Karabağ’daki tarım hayatının da kaderini değiştirmişe benziyorlar.
1915 Ermeni Soykırımı sırasında Urfa’dan Halep’e kaçan minik bir yetimin, yeni memleketinde kurduğu ailesinin torunları, yaklaşık 100 yıl sonra yine ev bildikleri yurtlarından göçmek, yeni bir hayata yelken açmak zorunda kaldılar. 2012 yılında Ortadoğu’nun daha da karışacağını ve artık Ermeniler için güvenli olmayacağını anlayan Vrej ve Hovhannes (Hovik) kardeşler, Suriye’yi terk etmeden önce ailelerinin hayatını idame ettirmek için, Suriye dışında nelere yapabileceklerini düşünmeye başlamışlar.
Kardeşlerden küçüğü, Vrej Asmaryan, Ermenistan’a gelip, tüm bölgeleri, tüm köyleri dolaşmış, istediği tarımcılığı yapmak için, gerekli toprağı aramış. Bir an evvel Ermenistan’a yerleşmek istedikleri halde, buldukları bölgeler içine sinmemiş. Tam o sırada arkadaşları “Bir de Karabağ’ı gör” demişler. “Havası, suyu, toprağı, her şey hoşuma gitti, yanıma bir parça toprak örneği alarak Halep’e döndüm” diyen Vrej analiz sonuçlarına oldukça şaşırmış. Toprağın iyi olduğu tahmin ettiği halde, analizleri yapanın “bu toprak çok zengin” demesi ile daha da sevinen Vrej, Karabağ planlarını yapmaya başlamış.
2015 yılından bu yana, yaklaşık 600 bin dolar yatırım yaptıkları Berkadzor bölgesinde, bu yıl büyük başarıya imza atan kardeşler 17 hektar alana yayılmış, 5000 ağaç ve binlerce kaktüsle ilgileniyorlar.
‘100 yıl önce daha zordu’
Büyük ağabey Hovik en umutsuz anlarda güçlerini kaybetmediklerini anlatırken Urfa’dan kaçan dedelerini düşündüğünü söylüyor. “Suriye’den çıkmak zorundaydık, nereye gidecektik, ne iş yapacaktık, o anlarda 100 yıl önceyi düşündüm, onlardan daha kötü durumda değiliz, onlar küçük bir çocuk olarak yaptılar, biz de yapabiliriz diye düşündük” diyor. Konut sorununu çözdükten sonra, aldıkları krediler ile tarımcılığa başlayan Asmaryan kardeşler şu anda Karabağ’da daha önce yetiştirilmemiş 4 çeşit portakal, 3 çeşit limon, 2 çeşit mandalina, 4 çeşit greyfurt pomelo ve zeytin üretimi ile uğraşıyorlar.
Attıkları adım ile Asmaryan ailesi sadece yeni bir hayat kurmakla kalmayıp, Karabağ ve Ermenistan’ın tarım hayatında da bir devrim gerçekleştiriyorlar. Daha önce doğa şartların elverişsiz olması sebebi ile denenmemiş egzotik bitki ve kaktüs çeşitleri, artık konservatif oldukları düşünülen Karabağlıların sofralarını süslüyor.
“Ermenistan ve Karabağ’da zeytin üretmeyi düşünmek kolay değil, mevsim çok elverişli değil, ama vazgeçmemek lazım” diyen Hovik Asmaryan eksi 8 derecede limon ağaçlarını gayet güzel büyüttüğünden bahsediyor.
Zeytin konusunda da büyük planları olan Asmaryanlar, bu projenin devlet desteği olamadan hayata geçirilemeyeceğinden emin konuşuyorlar. “Binlerce zeytinlik kurmayı istiyoruz, destek şart, bu kadar parayı kredi ile alamayız, devlete başvuru yaptık” diyen Vrej sunduğu projeden ümitli. Bu sadece Ermenistan’ın kendi zeytin ihtiyacını karşılaması değil, büyük bir pazara da zeytin satması anlamına gelecek.
‘Hızlı konuşurlarsa anlayamıyoruz’
Ailece Karabağ’a yerleşen Asmaryanlar Batı Ermenicesinden Doğu Ermenicesine geçiş yapmayı “başarabilmişler” lakin Karabağ lehçesi onları hala biraz zorluyor. “ Bazen konuştuklarında anlayamıyorum, biraz yavaş diyorum, ama çocuklar hemen alıştılar, genç yaşta ülke değiştirmenin avantajları daha büyük” diyen Hovik, kötü bir sürpriz olmadığı sürece Karabağ’da hayatlarına devam edeceklerini belirtiyor.
“Yerevan da güzel, orada da insanlar bizi iyi karşıladı fakat Karabağlı, savaş ne demek, göçmen olmak ne demek, toprağın ayağının altından alınması ne demek daha iyi biliyor, ortak yaşanmışlıklar var” derken Karabağ’da özlemlerini duydukları sıcak yaklaşımı bulmuşa benziyor.
Fırsat buldukça yeni, bilinmeyen bir meyve üretmeye çalışıyor Asmaryanlar. “Sadece bizi düşünmüyoruz, çocuklarımızı düşünüyoruz asıl, geçen hafta diktiğimiz çam ağacı fideleri ilk hasatı 25 yıl sonra verecek, biz değil, çocuklarımız ilgilenecek artık onlarla” diyorlar. Başarılarından mutlu olan Asmaryan kardeşler “ Asla vazgeçmeyin, sorunlar hep olacak, biz de onları çözeceğiz” diyorlar.
Bu haber Agos kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (Agos) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(Agos). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com