Türkiye neredeyse her konunun bir şekilde birbirine bağlandığı bir ülke. Varlık Vergisi ile el değiştiren Emek ya da eski ismiyle Melek Sineması’nı yapan Rafael Alguadiş’in, Agos’un uzun yıllar faaliyet gösterdiği Osmanbey’deki Sebat Apartmanı’nı da yapan mimar-mühendis olması ve aynı Alguadiş’in Varlık Vergisi’nde yüklü miktarda vergi ödeyenler arasında olması, bu topraklarda Müslüman olmayanların başına gelenlere dair tarihsel bir hat çiziyor. Biz de Varlık Vergisi Kanunu’nun 11 Kasım 1942’de Meclis’ten geçmesinin yıldönümünde Rafael Alguadiş’in oğlu Jak Alguadiş ile tüm bu hikâyeye dair bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sayın Jak Alguadiş, Babanızın aslında hem de Agos’un hem Türkiye’nin kültür tarihinde önemli bir yeri var. Önce babanızı tanıyarak başlayalım mı?
Adı Rafael Alguadiş. Kendisi Lüleburgaz’da doğmuştur. Ve büyükbabamın ikinci evliliğindendir. O iki defa evlendi ve ikinci evliliğinde üç çocuğu oldu. En küçüğü tüccardı. Ortancası tanınmış bir avukattı, Menahem Alguadiş. Sayılı avukatlardan biriydi ve Hidivyal Palas’ta uzun yıllar bürosu olmuştur. Babam en büyükleri.
Lüleburgaz’da o zaman bir Yahudi topluluğu var değil mi?
Var, önemli bir topluluk vardı. Ben oraya çok sonradan gittim. 10 -15 sene oluyor. Onların oturduğu yere gittim ama hiçbir şey yok, hepsi apartman.
Babanız hangi yıl doğmuş?
1894. Liseyi Saint Joseph’te okuyor. Yani İstanbul’a taşınıyorlar. Tam olarak bilmiyorum ne zaman ama zannediyorum 1920’ler olsa gerek.
Trakya hadiselerinde önce taşınmış oluyorlar bu durumda.
Evet ondan önce. Benim uzun yıllar o geçmiş olaylardan haberim olmadı. Babam Saint Joseph’i bitirdi, o arada Lozan’a gitti, üniversiteye.1920’den itibaren icra-yı sanat etmeye başladı. Mühendislik okumuştu, o işi yaptı. Yaptığı işlere çok önem verirdi.
Babanız 1920’den itibaren mühendislik yapmaya başlıyor. Emek Sineması olarak bildiğimiz Melek Sineması’nı da babanız yapmıştı değil mi?
Babam yaptı derken yalnız yapmadı tabii.
Ama tasarımını da yapmış, yani aynı zamanda mimarlık da yapmış oluyor.
O zaman zaten mühendis mimar denirdi. Hatta diplomasında mühendis mimar der, öyle hatırlıyorum.
Siz o dönemi hatırlıyor musunuz, sinemanın yapıldığı ya da sonrasındaki dönemleri?
Biliyor musunuz, kendisinden çok az bahsederdi. Çok nüktedan bir adamdı. Güldürürdü herkesi, çok çıkardı gezerdi annemle. Annemin ismi Elda idi. Öyle ki beni bir köşede bıraktılar neredeyse. Ben yalnız büyüdüm. Bir anı anlatayım, beni ilk yalnız bırakmaları 10 yaşında oldu. Bizim apartmanda son kattan çatıya çıkan bir yer vardı oraya çıktım ve tepeden aşağı bakmaya başladım. Bizde 40 yıl çalışmış bir hamım vardı. Gelirken beni görmüş sokaktan, çok korkmuş tabii.
SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN