​500 yıllık vatandaşa `ibadet yaptırmayız` tehdidi - Gündem
25 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ցրօն / Ժամ : Լուսափայլ

Gündem :

23 Temmuz 2017  

​500 yıllık vatandaşa `ibadet yaptırmayız` tehdidi -

​500 yıllık vatandaşa `ibadet yaptırmayız` tehdidi ​500 yıllık vatandaşa `ibadet yaptırmayız` tehdidi

Sayıları bugün 17 bin civarında olan Yahudiler yaklaşık 500 yıldır Türkiye topraklarında yaşıyor. İlk kez 'Trakya Olayları' ile saldırılara maruz kalan Yahudiler '6-7 Eylül Olayları', 'Varlık Vergisi' gibi birçok ayrımcı politikanın hedefi oldu. Son olarak 2013 yılında El Kaide'nin iki sinagoga saldırıları yaşandı.

İsrail’in Mescid-i Aksa kapılarına metal dedektörleri yerleştirmesini gerekçe gösteren Alperen Ocakları üyesi bir grubun Beyoğlu’nda bulunan Neve Şalom Sinagogu’na yönelik saldırısı ve ‘ibadet yaptırmayız’ tehdidi Türkiye’de Yahudilere yönelik ilk saldırı değildi. 1492’de İspanya’dan kaçarak Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan ilk Yahudilerden bu yana 500 yıldan uzun süredir bu topraklarda yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yahudiler dönem dönem farklı saldırıların hedefi oldu. Özellikle haberlerde kullanılan nefret ve düşmanlık uyandırıcı dilden rahatsızlıklarını hem Yahudi cemaati hem de Hahambaşılık her fırsatta dile getirdi. Ancak İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarının yoğunlaştığı dönemlerde sık sık İsrail’le Yahudiliği aynılaştıran ve antisemitizme (Yahudi düşmanlığı) varan ifadeler medyada halen yaygın olarak kullanılıyor.

TÜRKİYE TARİHİNİN İLK SALDIRILARI
Türkiye’de Yahudilere yönelik saldırılar ‘1934 Trakya Olayları’ ile başladı. Bu saldırılarda 1922-1927 arasında basında yürütülen ve Nihal Atsız’ın başını çektiği Yahudi karşıtı kampanya etkili oldu. 21 Haziran ile 4 Temmuz 1934 tarihleri arasında Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Çanakkale’de Yahudilere yönelik saldırılar yaşandı. İlk olaylar 21 Haziran 1934’de Çanakkale’de başladı. Çanakkale’de Yahudiler’e yapılan ‘ekonomik boykot’ fiziki saldırılara dönüştü. Yağma, dayak, ırza geçme, imzasız tehdit mektupları gönderme olayları oldu. Kırklareli valisi bu sırada tatildeydi ve Çanakkale’de olanların aynısı bu şehirde de oldu. Kırklareli’nden kaçan Yahudiler’in bir kısmı Edirne’ye varınca olayın ciddiyetini anlayan Edirneli Yahudiler de mallarını mülklerini bırakıp İstanbul’a kaçtı. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli,Çanakkale, Uzunköprü, Silivri, Babaeski, Lüleburgaz, Çorlu ve Lapseki’de olayların aynı gün içinde başlaması saldırıların ‘birkaç çapulcunun işi’ olmadığını gösteriyordu.

6-7 Eylül Olayları, diğer gayrimüslim azınlıklarla birlikte Yahudileri de hedef alan en büyük saldırı oldu. 6 Eylül 1955 Salı günü saat 13.00’te TRT haberlerinde geçen ve aynı günkü Ekspres gazetesinde yer alan ‘Ata’mızın evi bombalandı’ haberinin hemen ardından ‘Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin çağrısıyla Taksim Meydanı’nda bir ‘miting’ düzenlendi. Mitingin ardından, İstiklal Caddesi’ndeki gayrimüslimlere ait işyerleri talan edildi. Ancak olayların başlamasından birkaç hafta önce ilgili mahallelerin muhtarlarından, gayrimüslimlerin yaşadıkları ev ve işyerlerinin adreslerinin istendiği ortaya çıktı. 6-7 Eylül tarihlerinde ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi gayrimüslimlere ait ev ve işyerlerini yakıp yıkmış, tecavüz ve darp olayları yaşanmıştı.

VARLIK VERGİSİ: SERMAYELERİNE EN KONDU
1942 yılında yürürlüğe giren Varlık Vergisi uygulaması Ermenilerin, Rumların ve Yahudilerin Türkiye’yi terk etmesinde en önemli duraklardan birisi oldu. II. Dünya Savaşı’nın çetin koşullarında ‘sosyal adaleti sağlamak’ için çıkarıldığı iddia edilen Varlık Vergisi Kanunu ile gayrimüslimlerin payına düşen vergi miktarları, ödeyebileceklerinin çok üzerindeydi. Varlık Vergisi Kanunu, Saraçoğlu hükümetince 9 Kasım 1942’de TBMM’ye gönderildi. İki gün sonra 350 milletvekilinin oy birliği ile kabul edildi. Bu kanunla Türkiye’de yaşayan Rum, Ermeni ve Musevi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sermayeleri, mülkleri ve servetleri büyük oranda ellerinden alındı.[İstanbul'da 2013 yılında iki sinagoga yönelik intihar saldırıları gerçekleştirilmişti.]İstanbul’da 2013 yılında iki sinagoga yönelik intihar saldırıları gerçekleştirilmişti.

2 DAKİKA ARAYLA SALDIRI
Daha yakın tarihlerde Yahudileri hedef alan en kanlı saldırılar ise 2013 yılında gerçekleşti. Neve Şalom ve Bet İsrael Sinagogu’na eş zamanlı olarak düzenlenen bombalı saldırılarda 27 kişi yaşamını yitirdi 669 kişi yaralandı. 15 Kasım 2003’te yaşanan intihar saldırılarında ilk patlama dün gece Alperen Ocakları’nın tekme ve taş atarak kapılarına saldırdığı Kuledibi Neve Şalom Sinagogu’na yönelik olarak saat 09.14’te yaşandı. İki dakika sonra ise Şişli Beth İsrael Sinagogu’na saldırı yapıldı.

EL KAİDE ÜSTLENMİŞTİ
Beth İsrael Sinagogu’nda 55, Neve Şalom Sinagogu’nda 20 binada çok ciddi hasar meydana gelmesine neden olan saldırıları El Kaide üstlendi ve yeni saldırılar yapılacağını duyurdu. 20 Kasım 2003’de İstanbul iki ayrı intihar saldırısı ile tekrar sarsıldı. Saat 10.55’de Levent’teki HSBC Türkiye Genel Merkezi ve 11.00’da Beyoğlu’ndaki İngiliz Konsolosluğu’na düzenlenen bombalı intihar saldırılarında 31 kişi öldü, 400’den fazla kişi yaralandı. (HABER MERKEZİ)

500 yıldır buradalar
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e Yahudilerin Türkiye’de yaklaşık 500 yıllık bir geçmişleri bulunuyor. ‘Yirmi Birinci Yüzyılda Türkiye’deki Yahudiler: Hoşgörünün Öteki Yüzü’ kitabının yazarı Marcy Brink-Danan 2014 yılında Agos’a gazetesine yaptığı açıklamada, “Türkiyeli Yahudilerin bölgede 500 yıllık bir geçmişi olmasına, rağmen, Müslüman Türklerle gündelik temaslarında genellikle ‘yabancı’ olarak sınıflandırılıyorlar” demişti. Mavi Marmara saldırısının ardından Yahudilere yönelik tutumun değiştiğini belirten Danan, bu değişimde en büyük etkeni şu sözlerle anlatıyor: “2010’daki Mavi Marmara baskınının ardından Başbakan Erdoğan, İsrail’in tavrını mahkûm ederken, ancak bu durumun Türk Yahudilerine karşı antisemit eylemlere izin verilmeyeceğini ifade eden bir konuşma yapmıştı. Herhangi bir yerde Yahudi arkadaşlarım kendilerini tanıtırken, nereden geldiklerini, Türk olup olmadıklarını, nasıl böyle güzel Türkçe konuştuklarını açıklamak zorunda kalıyorlardı” demişti.





Bu haber gazeteduvar kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (gazeteduvar) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(gazeteduvar). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+