1915’ten BUGÜNE ‘Başarılı bir Ermeni olmak, Soykırım karşısında kazanılan zaferdir’ -
1915’ten BUGÜNE ‘Başarılı bir Ermeni olmak, Soykırım karşısında kazanılan zaferdir’
1915’ten bugüne uzanan Ermeni portrelerinde bu hafta online bülten panosu Reddit’in kurucu ortaklarından internet girişimcisi ve yatırımcısı Alexis Ohanyan var. Ailesinin Elazığ’dan Bitlis’e, Suriye’den Amerika’ya uzanan Soykırım hikayesini anlatan Ohanyan, “Başarılı olan bizden her Ermeni, Soykırım karşısında alınan bir zaferdir” diyor.
Forbes dergisinin ‘’Mayor of the Internet’’ (İnternetin Belediye Başkanı) olarak nitelediği Alexis Ohanyan, aynı zamanda teknoloji endüstrisinin önemli bir figürü olarak art arda iki yıl boyunca Forbes’un ‘’30 Under 30’’ listesinde yer aldı.
2013 yılında Wired dergisi ise Ohanyan’ı ‘’Champion of Innovation’’ (Yenilikçiliğin Şampiyonu) olarak ön plana çıkardı.
“Brooklyn’de doğdum; ama Erivan’da veya Batı Ermenistan’ın herhangi bir yerinde de dünyaya gelebilirdim. Bilgimin olabildiğince çok insana, özellikle de Ermeni yurttaşlarıma yardımcı olmasını istiyorum” diyor Ohanyan.
32 yaşındaki Alexis Ohanyan, kolejdeki oda arkadaşıyla dünyanın en gözde yüz internet sitesinden biri olan Reddit.com’u 10 yıl önce yarattı.
Bir tür online bülten panosu ve kitle platformu olan Reddit, kullanıcılarına içerikleri sergileme ve düzenleme olanağı tanıyor.
Kayıtlı üyeler gönderi, link vs. koyabiliyor, diğer kullanıcılar ise bu gönderileri artılıyor ve eksiliyor; böylelikle de gönderilerin sayfadaki yeri ve sıralaması belirleniyor.
Filmlerin, kitapların, haberlerin, yemek türlerinin ve diğer konuların yer aldığı farklı başlıklar oluşturuluyor.
Ohanyan’ın geçmişinde başarılı başka projeler de yer alıyor.
2010 yılında seyahat sitesi Hipmunk.com’un hayata geçirilmesine yardım eden Ohanyan, aynı yıl startup* finansmanlığı ve danışmanlığı üzerine uzmanlaşan Das
Kapital Capital şirketini kurdu.
Ohanyan’ın 2008 yılında kurduğu Breadpig.com ise geek** malzemeleri satıyor ve elde edilen kazancın çoğu bağışlanıyor.
Ohanyan, kendi kendini yetiştirmesine yardımcı olan eğitimi alabildiği için kendini ‘’şanslı biri’’ olarak görüyor:
Burada üretilen bilgiye herkesin ücretsiz ulaşabilmesi aslında bu endüstrinin en faydalı yönlerinden bir tanesi. Ben, her şeyi öğrenmeyi seçtim ve bu kendime yaptığım belki de en büyük yatırımdı.
Ohanyan 2013 yılında eğlence, kazanç ve destek kaynağı olarak internetin geleceğine inanan genç girişimcilere yönelik ‘’Without Their Permission’’ (İzinleri
Olmadan) adlı kitabı yayınladı.
Ohanyan Ermenistan’da
Ohanyan, Ermenistan’ı ilk defa Kiva Microfunds isimli sivil toplum örgütü ile ziyaret etti.
Vatanıma her zaman bağlanmak istemiştim; ama bu fırsatı ancak 2010 senesinde Reddit’ten ayrılmaya karar verip Kiva ile Ermenistan’a 4 aylığına gönüllü olarak çalışmaya gittiğimde elde edebildim.
Ohanyan Ermenistan’da benzer fikirde çeşitli insanlarla bir araya geldi ve tanınmış insanların dünyayı yaşanacak daha güzel bir yer haline getirmek için düşüncelerini paylaştığı TEDx’in Erivan’daki ilk organizasyonunu gerçekleştirdi.
“İlk ziyaretim öncesi babam Ermenistan’a hiç gitmemişti; hatta Ermenistan Mutfağı dışında Ermenistan ile ilgili benim de hiçbir fikrim yoktu. Ermenistan’dan dönmüş birçok Ermeni arkadaşım vardı ve hepsinin bana söylediği şey; Ermenistan seyahatlerinin hayatlarını değiştirdiğiydi. Ağrı Dağı’nı ilk gördüğüm an hemen bir fotoğraf çekip babama yolladım. O görüntünün klişeleştiğini biliyorum; ama gene de ilham verici” diyor Ohanyan.
Son Ohanyan
“ABD’de Ohanyan yaygın bir Ermeni ismi değil. Bu ülkede Amerikalı-Ermeni olmak harika; fakat diğer Ermenilerle iletişime geçmiyorsunuz. Los Angeles’ta yaşıyorsanız farklı; ama diğer bölgelerde çok az etkileşim var” diye anlatıyor Alexis Ohanyan’ın babası Chris Ohanyan.
Chris Ohanyan California’nın San Francisco şehrinde doğup büyümüş.
Annesi Elizabeth Der-Kriokaryan’ın ailesi Bitlis’ten Fransa’nın Marsilya şehrine tehcir edilmiş birçok aileden biri.
Elizabeth, sonradan Alexis Ohanyan’ın büyükbabası John Ohanyan ile tanıştığı ve evlendiği ABD’ye gitmiş.
“Ailem Ermeniydi, bunu fark ettim ama Ermenice’yi öğrenmedim. Annem ve babam aralarında Ermenice konuşurdu; ama Ermenice konuşmalarının nedeni genelde kız kardeşim ve benim dili anlamayışımızdandı” diye tebessümle anımsıyor çocukluğunu Chris Ohanyan.
Chris Ohanyan babasının gençliğinde hiç Soykırım’la ilgili konuşmazken yaş aldıkça kökenlerini anlatmaya başladığını söylüyor:
Ailemizde Soykırım ile ilgili çok konuşulmazdı. Ama ilginç bir şekilde babam yaşlandıkça – nedendir bilinmez yaşlandıkça insanlar konuşmak istemedikleri konular hakkında konuşmaya başlıyorlar – babası ile ilgili konuşmaya başladı.
Alexis Ohanyan’ın büyükbabası John Ohanyan’ın ailesi Elazığ’dan gelmiş.
John’un ailesi, Soykırım’da ailelerini kaybedenlerdenmiş.
Annesi Manzar, Suriye’nin çölleri boyu techir edilmiş.
Manzar annesini, babasını ve kardeşlerini kaybetmiş ve kendini Halep’te bulmuş.
Babası Avedis ise anne babasının öldürülüşüne şahit olmuş.
Chris Ohanyan babasının hayat öyküsünü şu şekilde anlatıyor:
Türkler Elazığ’a gelmişti. Avedis’in babasını vurdular, annesini vurdular, sonra da onu vuracaklardı. O sırada at sırtında iki Türk vardı ve biri diğerine ‘’O sadece çocuk, bırakın!’’ diye seslendi. Avedis de yetimhaneye yollandı. Sonrasında bir yolunu bulup Amerika’ya gitti, büyük bir Ermeni topluluğunun olduğu New York’un kuzeyinde yer alan Binghamton’a yerleşti.
1920’lerde Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı.
Yerel Ermeni gazetelerinden bir tanesinde, Elazığ’daki komşularının kızı Manzar’ın Halep’te olduğunu öğrendi.
Manzar’ı buldu ve ABD’ye getirdi. Evlendiler ve dört de çocuk sahibi oldular: Vera, John, Elsa ve Mary.
Bir ayakkabı fabrikasında çalıştı Avedis 32 yıl boyunca. Sonrasında küçük bir bina satın aldı ve hayatını kira gelirleriyle geçindirdi.
“Büyükbabam Avedis hiçbir zaman İngilizce öğrenmedi, tek konuştuğu dil Ermenice’ydi. Ama nasıl sıkı çalışılacağını ve para kazanılacağını biliyordu. Haftada altı gün çalışmaktan, iyi para kazanmaktan, eşine ve dört çocuğuna destek olmaktan dolayı çok gurur duyardı. Biz San Francisco’da yaşıyorduk. 1959-1961 yıllarında Kalifornia’dan bize iki veya üç ay için uzun ziyaretler yapardı. Tatlı bir adamdı; ama aramızda çok iletişim yoktu. 70’li yaşlarının ortasında da öldü” diye anımsıyor Chris Ohanyan.
‘Alexis’in 24 Nisan’da doğmasını bir diriliş olarak görüyoruz’
Chris ve Almanya’dan gelen Anke’nin tek çocuğu olan Alexis 24 Nisan’da -Ermeni Soykırımı’nı Anma Günü’nde- dünyaya geldi.
“Alexis doğduğunda, Vera Teyze’nin nasıl da heyecanlı olduğunu, Alexis’in onca gün arasından niye tam da o gün doğduğunu merak ettiğini ve bunun neyin simgesi olabileceğini düşündüğünü hala hatırlıyorum. Sonra bunu bir diriliş olarak görmemiz gerektiğini anladık.Vera Teyze tam o gün bir kağıda aile ağacını çizdi. Kağıdı evde tutuyorum; onu Alexis’e vereceğim” diye anlatıyor Chris Ohanyan.
Alexis, Ermeni olmayı bir zarar olarak addettiğini söylüyor:
Bana göre Ermeni olmak bir zafer. Başarılı olan bizden her bir kişi, Soykırım karşısında alınan bir zaferdir. Bizi ortadan kaldırmayı başaramadılar, bizi susturamadılar ve biz bütün dünyada gelişmeye devam edeceğiz. Bu beni gururlandırıyor.
Görüşmeyi Yapan: AGHAVNİ YEGHİAZARYAN
Çeviri: TOLGA ER
Bu haber gazetekarinca kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı (gazetekarinca) ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(gazetekarinca). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com