20 Mart 2017
Süryani Kadim Kilisesi, Süryani Katolik Kilisesi ve Keldani Katolik Kilisesi’nin birlikte, Türkiye’deki Hıristiyan sığınmacılar için organize ettiği dua töreni, 11 Mart Cumartesi günü İstanbul Gümüşsuyu’ndaki Süryani Katolik Patrikliği Vekaleti’nde düzenlendi. Tüm Doğu kiliselerinden ve birçok Batı kilisesinden ruhaninin katıldığı dua, saat 18.00’de başladı. Ayine birçoğu İstanbul’da yaşayan çok sayıda Irak ve Suriyeli sığınmacı katıldı.
2014’te ailesiyle birlikte Irak’tan Türkiye’ye sığınan iki kız kardeşten N. S., düzenlenen dua töreni öncesi duygularını paylaştı: “İki buçuk yıl önce, Irak’ın Musul şehrinden geldik Türkiye’ye. İlk olarak İstanbul’a geldik, bir yıl burada kaldıktan sonra, İstanbul Emniyet’i bizi Bayburt’a nakletti. Ancak orada çok zor şartlar altında yaşadık ve dört ay sonra yeniden İstanbul’a döndük. Bayburt’u kimse bilmiyor, biz de bilmiyorduk. O yüzden orada çok problem yaşadık.”
Kardeşi A. S. ise yaşadıkları sorunları şu sözlerle anlattı: “Örneğin bir süre ev bulamadık. Kaç gün ev baktık ancak kimse bize evini kirlamadı, o zamanlar otelde kaldık. Bizimle birlikte bir Hıristiyan aile daha vardı, onlarla birlikteydik. Bir süre sonra bir ev bulduk ama çok kötüydü, güneş girmiyordu. Bayburt çok soğuk olduğu için ısınma konusunda zorluk çektik. Bayburt, biraz daha kapalı ve muhafazakâr bir şehir olduğu için, kıyafetlerimize de dikkat etmek zorundaydık. Örneğin bir gün sokakta yürürken, komşularımızdan biri pencereyi açtı ve ‘Neden burada kalmıyorsunuz? Kal ve evlen’ dedi. Ben de 17 yaşında olduğumu, evlenmek istemediğimi söyledim, bunun üzerine kadın, ‘Burada herkes o yaşta evleniyor, oğlumun askerliği bitti, onunla evlen’ dedi. Bayburt’ta böyle olaylarla karşılaştık.
İstanbul’a döndükten sonra daha kendilerini rahat hissettiklerini belirten N. S., şöyle konuştu: “Kurtuluş’a taşınınca bizim için bazı şeyler çok daha kolay hale geldi. Buradaki komşularımız Bayburt’taki gibi değil. Uluslararası koruma altında olduğumuz için çalışma iznimiz yok ama hayatımızı geçindirmek için çalışmak zorundayız. Kanada’ya gitmeyi düşünüyoruz. Kefaletle gidilebiliyor, ailemi bir kefalet bedeli ödedi, Ankara’yla görüştük, sağlık testlerinden geçtik, şu an için her şey yolunda, vize bekliyoruz, vizemiz gelince gideceğiz.”
Musul yakınlarındaki bir bölgeden, 2013’te Türkiye’ye sığınan A. D. ve ailesi ise, ilk olarak Ankara’ya gelmiş, daha sonra yetkililerin yönlendirmesi sonucu Afyon’a yerleşmişler: “Irak’tan Türkiye’ye göç ettiğimizde Ankara’ya geldik, oradaki yetkililer, Afyon’a gitmemizi söyledi bizi oraya naklettiler. Bir yıl orada kaldıktan sonra 2014’te İstanbul’a taşındık. Afyon’daki insanlar, İstanbul’dakiler kadar açık görüşlü değillerdi. İş bulmak çok zordu, bulsak da aldığımız ücret çok düşüktü. Şimdi İstanbul’da bir tekstil firmasında tercüman olarak çalışıyorum. Kâğıt işlerimizin hallolmasını bekliyoruz, Avustralya’yı denedik ancak orası olmadı, şimdi de ABD için bekliyoruz.”
‘Kalıcı değiller’
Süryani Katolik Kilisesi’nden Peder Orhan Çamlı ise, Türkiye’deki Hıristiyanlar için düzenlenen dua töreninin önemine vurgu yaparak, göçmenler hakkındaki temennilerini dile getirdi: “Burada Türkiye’deki göçmenler için bir dua okumak adına toplandık. Bütün Doğu kiliselerinden ve birçok batı kilisesinden çok sayıda ruhani ve göçmen katıldı. Ocak ayında düzenlenmesini planladığımız bu duayı Papa Hazretleri bizzat istemişti ancak, o dönem bilindiği gibi kar yağışı çoktu, dolayısıyla erteledik. Bugün nihayet burada göçmenler için dua etmek için bir araya geldik. Birkaç aile Avustralya ve ABD’ye göç etti. Her ne kadar sayıları fazla olmasa da, bazı göçmen ailelerin gitmesi sevindirici bir haber. Bir an önce gitmelerini istiyoruz çünkü onlar burada hayat kurmak istemiyorlar, burada kalıcı değiller. Gençler artık Türkçeyi öğrendiler, neredeyse Türkleşecekler, bir an evvel gidip, orada kendi hayatlarını kursunlar.”
Agos