16 Mart 2017
Dadyan Okulu eski binasının kiraya verilmesi sürecine ilişkin, geçtiğimiz hafta Dadyan Okulu Vakfı’nın yönetimine ‘Dadyan Mangadun’ adlı somut bir proje sunulmuştu. Bizler de gündeme gelen bu proje vesilesiyle, cemaatimizdeki kreş eksikliğini tekrar masaya yatırarak Bakırköy ve Yeşilköy civarında ikamet eden velilerin görüşlerine başvurduk. Proje fikrine şimdiden heyecanla yaklaşan velilerin kreşe yönelik genel kanısı ise hissedilir bir eksiklik olduğu yönünde.
Linda Okçu
‘Çocuklar kreş eksikliğinden kolejlere gönderiliyor’
Kesinlikle cemaatimizde kreş olması gerekiyor. Biz Yeşilköy’de oturuyoruz, hafta içi çocuklarımız çok fazla yoruluyorlar, hafta sonu da açıkçası uzak yerlere göndermek istemiyoruz. Ama bizim yakın çevremizde böyle bir imkân olsa seve seve çocuklarımızı yollayabiliriz. Birçok arkadaşımız kreş eksikliğinden çocuklarını kolejlere gönderiyor, çocuklar orada Ermeniceyi öğrenemiyor ve cemaatinden uzak yetişiyor. Çocuklar için böyle bir imkân olsa beraber vakit geçirebilirler, sosyalleşebilirler. Böyle bir proje gerçek olursa, çocuklarımız daha küçük yaşta Ermeniceyle tanışır ve kültürümüzü daha erkenden algılayıp onunla büyür. Böylece yayalarımız, mamalarımız ya da bakıcılara da çocuklarımızı bırakmamış oluruz, gözümüz hiçbir şekilde arkada kalmaz. Avrupa’da 6 aylıktan sonra okul öncesi eğitime başlıyorlar, bu proje kadını çalışmaya daha da fazla teşvik edebilir. Sonuçta günümüz şartlarında bir kişinin çalışıp aileyi geçindirmesi mümkün değil.
Anya Demirciyan
‘Eksikliğini çok hissediyoruz’
1 ve 4 yaşında iki kız annesi olarak Dadyan Mangadun projesi beni çok heyecanlandırdı. 0-3 yaş arası eğitimin ne denli önemli olduğu artık şüphe götürmez bir gerçek. 4 yaşındaki kızımın okul öncesi eğitimi 18 aylıkken başladı. Yeşilköy’de oturuyorum, kızımın sadece İngilizce değil aynı zamanda Ermenice öğrenmesini de çok istiyorum. Maalesef bölgemizde Ermenice eğitim sağlayacak 0-3 yaşı da kapsayan bir okul öncesi eğitim merkezi yok ve bunun eksikliğini çok hissediyoruz. Dadyan Mangadun bu önemli açığı kapatabilir ve birçok veliyi de düştükleri ikilemden kurtarabilir. Çocuklarımızın kendi yaşıtlarıyla, anadilinde, yenilikçi yöntemlerle eğitim alabilmesi büyük bir nimet. Nitelikli bir okul öncesi eğitimin verileceği, anne-çocuk programlarının olduğu, çocuğun yeteneklerini ortaya çıkarabilecek, aynı zamanda da Ermenice dilini öğretebilecek bir yuvanın hayata kazandırılması, geleceğe yapabileceğimiz çok değerli bir yatırım. Umarım Dadyan’ın binası bu yönde değerlendirilir.
Aras Özer
‘Çocuklarımızın bir Ermeni olarak yetişmesi çok değerli’
Böyle bir proje kesinlikle olmalı. Bu sadece çocuklarımızın gelişimi açısından değil, annelerin çalışma hayatına daha erken dönebilmesi açısından da önemli. Kreşimize çocuklarımızı emanet ettiğimizde gözümüz hiçbir zaman arkada kalmayacaktır. Orada kendi kültürümüzü, geleneklerimizi, müziğimizi her şeyimizi öğrenmesi kısacası bir Ermeni olarak yetişmesi çok değerli. Bazı okullarımızda erken anasınıfı eğitimi var 2- 3 yaşında başlıyor ama ondan önce çeşitli eğitimlere göndermeye çalışıyoruz. İkinci çocuğum oldu iki yaşında Cimboli eğitimine göndereceğiz, ama böyle bir proje olsa kesinlikle kendi okulumuzu desteklerim. Çocuklarımız Ermeniceye daha hâkim olurlar.
Serda Kişkelekoğlu Mıhçıyan
‘En büyük temennim, profesyonellik içermesi’
Günümüzde, gelecek için yapılabilecek en akıllıca yatırımın ‘eğitim’ olduğu uzmanlarca vurgulanırken, toplumumuzun ‘okul öncesi eğitim` konusunu ele almış olması çok sevindirici.
Kültürü yaşatmanın temeli dilde yatıyor. Çok zengin bir anadile sahip olmamız en kıymetli mirasımız. Mirasımızı yaşatmak, atalarımıza minnet borcumuz. Kişinin kendini en iyi ifade ettiği dildir anadili. Anadilin aşılanması ve aktarılması adına okul öncesi eğitimi veren bir oluşumun varlığı, çok faydalı bir adım olacaktır. Bugün bizlerin çocukları, yarın kendi çocuklarına aktarabildikçe kültür yaşayacak, eksilmek yerine bilakis çoğalacaktır.
Bu temel hususun yanı sıra, çağımızın yadsınmaz gerçeği sanal teknolojiden miniklerimizin etkin ve ölçüsünde faydalanmaları; yaşıtlarıyla sosyal, dokunsal, ruhsal birliktelik ve paylaşım yaşamaları; bir de bilginin çoklu yükü karşısında, hedeflenen eğitimlerin konunun uzmanlarınca aktarılmasının faydaları saymakla bitmez.
Ve çalışan, üreten anneyi düşünecek olursak, bu fikre tam isabet bir girişim demek çok yerinde olur. Gerçekleştiği takdirde, sıfırdan başlayarak kurulacak söz konusu kurum için en büyük temennim, tabandan tavana ‘profesyonellik’ içermesidir.
Tamar Kaç Erdavityan
‘Çalışan annelere destek olmak önemli bir misyon’
Boş olan Dadyan binasının kreş olma fikrini %100 destekliyorum.
Kadın istihdamının çoğaldığı ve kadının iş hayatında her geçen gün daha aktif yer aldığı bir dönemdeyiz. İçinde bulunduğumuz bu dönemde çalışan kadının anne olduktan sonra iş hayatına devam edebilmesine destek olmak, çalışan annelerin günlük yaşamını kolaylaştırmak önemli bir misyon. Çalışan annelerin kızlarının da, üniversite mezunu olma oranının daha yüksek olduğunu ve iş hayatında aktif yer aldıklarını araştırmalar göstermektedir. Daha eğitimli nesiller için, annenin çalışmasına dünya çapında büyük önem verilmektedir.
Anneler, iş hayatına devam edebilmek için, çocuklarının da emin ellerde olmasını isterler. Çocuklarını kendi annelerine veya kayınvalidelerine ya da aile büyüklerine teslim ederler. Evde çocuğa bakabilecek bir büyük yoksa, bakıcılara emanet etmek durumunda kalır ya da iş hayatını bırakırlar.
Bakıcı konusunda herkes maalesef çok şanslı olamayabiliyor. Ya da aile büyükleri yorulabiliyor, hastalanabiliyor. Çocuk gelişiminde, anaokuluna başladığı döneme kadarki bu süreçte anne babalar da çocuklar da çok yıpranabiliyorlar.
Çocuklarımızı gönül rahatlığıyla emanet edebileceğimiz, kendi kültürümüzü okul öncesi dönemde de verilebileceği, çocuk eğitimi alanında uzman kişilerle çocuğun büyümesi eminim ki pek çok anne babayı mutlu eder. Dadyan binası gibi keşke farklı semtlerde de kreş hatta yaz okulları açılsa. Böylelikle pek çok alanda daha eğitimli bir toplum oluruz. Projeyi can-ı gönülden destekliyorum.
Leda Mermer
‘Çocukların yaşıtlarıyla sosyalleşmesi için ideal bir çözüm’
Evde konuşulan Ermeniceyi pekiştirmek ve kültürünü öğrenmeyi bir başlangıç olarak görüyorum. Aynı zamanda yaşıtlarıyla sosyalleşmesi için ideal bir çözüm. Böylelikle cemaatimizin, çocuklarımızı daha güvenle emanet edebileceği bir kurumu olur.
Talin Altun
‘Vakıf ve kurumlarımızın projeye maddi destek sunması önemli’
“Hayeren bilen bir çocuk bakıcısı biliyor musun?” sorusuyla son senelerde çok sık karşılaşıyorum ve görünen o ki hem anne hem de babanın çalıştığı ailelerin anadilde destek alması git gide zorlaşıyor. Yurt dışında örnekleri bulunan ve çeşitli ülkelerdeki Ermeni cemaatlerinde çok önemli rol oynayan bu tarz kurumlar, 0-3 yaş aralığındaki çocuklar için anadilde ve tanıdık bir ortamda vakit geçirme olanağı sunarken, şahit olduğum birçok örnekte de ailenin birden fazla çocuk sahibi olma kararını kesinleştirmiştir.
0-3 yaş aralığını anadili ile ve kendi kültürü içinde geçiren çocukların Ermeni okullarına başlarken hem kendilerine, hem ailelerine hem de okullarımıza faydası çok büyük olacaktır.
Birkaç senedir benim de üzerinde düşündüğüm böyle bir yapılanma çocuklarımızın ve dolayısı ile toplumumuzdaki her katmanın ivme kazanarak gelişmesine, ilerlemesine ve belki de büyümesine yardımcı olacaktır. Bütün vakıflarımızın ve kurumlarımızın Dadyan Mangadun hayalini gerçekleştirmek için maddi destek ve know-how sunması büyük önem taşıyor.
Agos