28 Aralık 2016
Çok acılar çektik ama bize ilişkin bundan çok daha fazla şeyler de var. Kendimize özgü bir kültürümüz, dünyanın farklı ülkelerinden insanlarla dostluklarımız da var. Onlarla olan paylaşımlarımız da var.
Simge ÇerkezoğluHakikaten, kimdir bu Ermeniler? Onlara ilişkin neler biliyoruz… 1920’li yıllara kadar Anadolu’da yaşadıkları, daha sonra ise tehcir mi soykırım mı yaşandığına ilişkin süregelen siyasi tartışmalardan öte, onları ne kadar tanıyoruz. Kıbrıs’ta da yaşayan bu toplulukla ilgili ne biliyoruz? Benzerliklerimizin olduğunun farkında mıyız? İşte Susan Pattie tarafından kaleme alınan ve Lefkoşa’da Ara Bölgede tanıtımı yapılan, ‘Kim Bu Ermeniler?’ kitabıyla ben aslında onlarla ne denli ortak özelliğimiz olduğunun farkına varıyorum. Onların da kahve falında geleceklerini ararken, gidenin ardından çabucak gelmesi için su döktüklerini fark ediyorum. Halk müziklerinde davul, zurna ve saz kullanırken, onların da çocukluk yıllarında beş taşla büyüyüp, boş zamanlarında tavla, yani Nardi ile eğlendiklerini görüyorum. Tüm bu ilginç detayın ardından ise bu kitabın hikâyesinin yazarı Susan Pattie ile konuşuyoruz.“TÜRKÇEYE ÇEVRİLEN İLK KİTABIM”Sohbete yazar Susan Pattie’yi biraz daha yakından tanıyarak başlıyorum. ‘Kim Bu Ermeniler?’ kitabı akademisyen olan yazarın ilk kitabı değil. Ancak bu, Türkçe diline çevrilen ilk kitabı…“Amerikan vatandaşıyım ancak şu anda İngiltere’de yaşıyorum. Londra Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışıyorum. Antropoloğum, kültürel antropoloji üzerine doktora yaptım. Ayrıca Londra’da bulunan Ermeni Enstitüsü’nün müdürlüğünü yapıyorum. Aslında pek çok ilgi alanım var ancak tüm bunlar yanında kitapları çok sevdiğimi söyleyebilirim. ‘Kim Bu Ermeniler?’ kitabı aslında ilk kitabım değil. Daha önce yine Ermeni tarihi ile ilgili ‘Treasured Objects: Armenian Life in the Ottoman Empire 100 Years Ago’ ve ‘Faith in History: Armenians Rebuilding Community’ isimli iki kitap daha yazdım.
‘Ancak Kim Bu Ermeniler?’ isimli kitabımın diğerlerinden farkı Türkçe dilinde yayımlanan ilk kitabım olması. Aras Yayınları’ndan çıktı. Bu yayın evinden çıkmış olması da benim için çok özel. Aras Yayınları 1993 yılında kuruldu ve Türkçe ve Ermenice kitaplarıyla Türkiye’de iki dilde de yayın yapan ender yayınevlerinden biri oldu. Özellikle Ermeni yazarların eserlerini Türkçe basan bu yayınevi aynı coğrafi bölgede doğup büyüyen, yan yana yaşayan insanların edebiyat yolu ile birbirlerini daha kolay anlamalarına ve tanımalarına olanak sağlıyor. Kitabın çevirisi de İstanbul’da büyüyen Ermeni aileden gelen Lora Sarı’ya ait.” Kıbrıs’ta Dayanışma Evi’nde bir kitap tanıtım etkinliği ve Ermeni gelenekleri ile renklendirilen özel bir gece düzenleyen yazara Kıbrıs’ta yaşayan Ermenilerle olan bağını da soruyorum. Hikâyeden bir aşk hikâyesi çıkıyor. Gülüyoruz…“Kıbrıs’la olan ilişkim esas olarak eşimden kaynaklanıyor. Eşim Kıbrıslı bir Ermeni ailenin mensubu. Biliyorsunuzdur Kıbrıs’taki Ermenilerin çok köklü bir tarihi var. Birbirilerine çok bağlı kocaman bir aile gibiler. Ben de kendimi buraya ait hissediyorum. Geçmişte Ermeniler, kendi toplumlarını ve hayatlarını yeniden inşa etmek durumunda kaldılar. Yine de her şeye rağmen güçlü bağlarla birbirimize bağlı, kopmayan ilişkilerimiz var.”
“SADECE ÇOCUKLAR DEĞİL YETİŞKİNLER DE ÖĞRENECEK”Susan Pattie tarafından kaleme alınan ve Aras Yayınlarından çıkan ‘Kim Bu Ermeniler?’ kitabı, okuyucuya her yönü ile Ermenileri anlatmak için kaleme alınan ve görsellerle donatılan değerli bir eser. Yazardan neden böyle bir kitap yazma, neden Ermenileri anlatma ihtiyacı hissettiğini dinliyorum.“Özellikle 20. yüz yılda, 1980 ve 1990’lı yıllarda Ermenilerin hayatlarında ve kültürlerinde büyük değişimler yaşandı. Tam da bu yüzden ben bu kitabı yazdım. Çünkü Londra’da yaşayan Ermeniler bana çocuklarına, Ermenileri anlatmak istediklerini, onlara kendilerini anlatan bir miras bırakmak istediklerini söylediler. Çocuklarının eğitimleri boyunca dünyanın farklı ülkelerinden pek çok çocukla birlikte olduklarını ve onların da Ermenilerle ilgili hiçbir şey bilmediğini söylediler. Tabii bunun yanında Ermeni çocuklar büyürken Ermeni olmayı, sadece belli yönleriyle değil, pek çok açıdan öğrensinler istedim. Aslında bu kitabı esas olarak 15-16 yaşlar arasındaki Ermeni çocuklar ve farklı etnik kökenden gelen çocuklar için yazdım. Bunun yanında da Ermenileri tanımayan tüm yaş grupları için de özgün bir kitaba dönüştüğünü söyleyebilirim. Özünde ben Ermeni kültürünü ve tarihini anlatan bir kitap yayımlamak istedim. Ermeni olmanın bir yönünün değil birçok yönünün bulunduğunu anlatmaya çalıştım. Kitabın sonunda da dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan on iki Ermeni çocuğa da yer verdim. Arjantin’den, Amerika’ya, Beyrut’tan ve Boston’a kadar dünyanın farlı yerlerinde yaşayan Ermeni çocukların farklılıklarını ve benzerliklerini ortaya çıkarmaya çalıştım.”Kitabı okudukça, Ermenilerin bildiğimizden çok daha fazla köklü ve derin bir tarihi yaşattıklarını gördüm.
“Bu kitap Ermeni tarihi ve kültürüne giriş niteliği taşımaktadır. Çok zengin bir tarihimiz ve kültürümüz var. Bu nedenle Ermeni olmayan okuyucuların da bu kitaba ilgi göstereceğini ümit etmekteyim. Elbette Ermenilerle ilgili bu güne kadar pek çok kitap yazıldı. Ancak bu kitapların hepsi, çok ağır, ansiklopedi gibi koca koca kitaplardı. Bu kitap ise çok daha kolay okunur ve anlaşılır bir özelliğe sahip. Ben, ‘Kim bu Ermeniler?’le tarihi anlatmaya nereden başlamak gerekir? Dünyanın dört bir yanına dağılan bu halk hangi toprağın çocuğudur ve şimdi nerelerde hangi koşullarda yaşamaktadır? Hangi dilleri konuşurlar? Ne yer ne içerler, bayramları ne zamandır, dini ve geleneksel ritüelleri, dansları müzikleri, kıyafetler, masalları… nelerdir? İşte tüm bu sorulara yanıt vermeye çalıştım. Tüm halkların Ermenilerle yaşarken onların yaşayış ve geleneklerini fark etmelerine olanak sağlamak istedim. Böylece sadece çocukların değil yetişkinlerin de bu kitapla Ermenilerle ilgili çok şey öğreneceğini düşünmekteyim.”“İLGİNÇ BİR TARİH”Yazara göre dünyada Ermenilere ilişkin belli başlı algılar var. Hatta Ermenilerin kendileri bile tarihlerine ilişkin belli başlı olayları biliyor, kültür ve geleneklerini tam olarak bilmiyor. Bu kitap bu anlamda da büyük bir eksikliği gideriyor.“İnsanların Ermenilere ilişkin edindikleri bilgi sadece geçmişte yaşadıkları acı verici olaylara ilişkin. Ama Ermenilerle ilgili sadece bunların biliniyor olması bence çok saçma. Hatta bazen Ermeniler bile kendilerine ilişkin en fazla bu konuyu biliyor gibime geliyor. Bizim çok uzun ve geçmişe dayanan bir tarihimiz var. Çok ilginç bir tarihimiz var. Çok acılar çektik ama bize ilişkin bundan çok daha fazla şeyler de var. Kendimize özgü bir kültürümüz, dünyanın farklı ülkelerinden insanlarla dostluklarımız da var. Onlarla olan paylaşımlarımız da var. İşte bu kitapta da Ermenilere ilişkin her şey var. Edebiyatımız, şiirimiz, tarihimiz, dansımız, müziğimiz, kullandığımız isimler bu isimlerin ne anlama geldiği kısaca herkes için ilginç bilgiler olduğu kanısındayım.”
“TÜRKLER BİZİM HEM İYİ HEM DE KÖTÜ KOMŞULARIMIZ”Kitabın bir diğer özelliği de çok farklı dillerde yayınlanması. Türkçe de bu dillerden biri. Neden Türkçe olarak da ‘Kim Bu Ermeniler?’ kitabının basıldığını Susan’dan dinlemek istedim. Elbette ben bu soruyu sorunca o da haliyle gülerek anlatmaya başladı.“Kitap şu an İngilizce, Türkçe ve Portekizce olarak yayımlandı. Yakında Yunancası, Arapçası ve Fransızcası da yayımlanacak. Türkçe dilinde de yayımlanması bizim için çok önemliydi. Türkler bizim hem iyi hem de kötü komşularımız. Bu nedenle de Türklere kendimizi anlatmak önemliydi. Biliyorsunuz tarihte Ermenilerin Anadolu’da yaşayan insanlarla çok yakın ilişkileri, dostlukları oldu.
Mesela benim büyük annemin kişisel olarak Türklerle çok yakın dostlukları olmuştu. Sorunlar esas olarak devletlere aitti. Bu nedenle de benim için Türk insanının Ermenileri tanıması çok önemli. Öte yandan Türkiye’de yaşayan Ermenilerin de ortak tarihlerini öğrenmeleri önemli. Çünkü Türkiye’de yaşayan bazı Ermeniler, Ermeni okullarına gidemedikleri için tarihlerini bilmiyorlar. Bunun yanında Türkler dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar Ermenilerle her zaman yakın ilişki içerisindeler. Tüm bu nedenle de bizim için bu kitabın Türkçe dilinde de yayımlanması önemliydi.”“BÜYÜKANNEM ANADOLU TOPRAKLARINDA YAŞADI”Satır arasında büyükannesinden ve onun Türklerle olan dostluğundan bahseden Susan’dan büyük annesinin hikâyesini de dinliyorum. Bir anda gözleri dolan yazarla bu konuyu uzun uzun konuşmamaya ve onu üzmemeye özen gösteriyorum.“Büyük annem Anadolu topraklarında, Türkiye- Suriye sınırına çok yakın bir köyde yaşadı. Büyükannem yaşanan soy kırımdan sağ kurtuldu. Büyük babam zaten önceden Amerika’daydı ve onu bekliyordu. Büyükannem soykırım sırasında altı çocuğunu kaybetti. Aileden hayatta sadece büyük babam ve o kalmıştı. Amerika’da annemi dünyaya getirdiler. Ben de Amerika’da doğdum. Bizim aile hikâyemiz de işte böyle.”Kaynak: Susan Pattie, kendilerini yani Ermenileri anlattı
Yeni Düzen