23 Aralık 2016
Dink cinayeti davasında soruları yanıtlayan eski Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız mahkemede soruları yanıtladı. Yıldız, Trabzon Jandarması içinde Dink davasıyla ilgili kavga çıktığını ve kavgadan sonra Jandarma görevlilerinin konuşmaya başladığını söyledi.
Dink cinayetinde aralarında Ramazan Akyürek, Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler ve Engin Dinç’in de bulunduğu kamu görevlileri hakkında açılan dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Duruşmaya tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek, Mehmet Ali Özkılınç ve Şükrü Yıldız katıldı.
Pazartesi ve Salı günü savunmasını hazırlaması için mahkemeden izin alarak duruşmalara katılmayan Ali Fuat Yılmazer bugün yapılan duruşmaya katıldı.
Ayrıca Yasin Hayal, Özkan Mumcu, Osman Gülbel, SEGBiS aracılığıyla bulundukları cezaevlerinden duruşmaya katıldı.
Tutuksuz sanık Ahmet İlhan Güler ve Sabri Uzun da duruşma salonunda bulundu.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Hülya Deveci, Bahri Belen ve sanık avukatları da duruşmadaydı.
Duruşmanın bugünkü celsesinde, dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız`ın çapraz sorgusuna devam edildi. Yıldız, Dink ailesi avukatlarının sorularını yanıtladı.
Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Yıldız`a düzenlediği raporlarla ilgili sorular sordu.
Yıldız`ın raporları
Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç Dink cinayetinin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından inceleme yapmakla görevlendirilmişti.
Müfettişler, 5 Şubat 2007’de İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul ve Trabzon Emniyeti görevlileriyle ilgili olarak hazırladıkları raporda, İstanbul Emniyet Müdürlü Celalettin Cerrah ve İstihbarat Şubesi Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında ön inceleme yapılmasını istemiş, Daire Başkanlığı ve Trabzon İstihbarat Şubesi görevlilerinin kusuru olmadığı yönünde görüş bildirilmişti.
26 Şubat 2007`de de Cerrah ve Güler hakkında ön inceleme raporu da yine Şükrü Yıldız tarafından yapılmıştı.
‘Ahmet İlhan sorumludur`
Bakırcıoğlu Yıldız’a, İstanbul İstihbarat Şubesi`nin diğer elemanlarının neden incelemeye alınmadığını sordu.
Yıldız, İstanbul`daki sorumluğun Ahmet İlhan Güler`de olduğunu söyledi. Yıldız, "İstanbul`dan çıkış olmalıydı. Yani İstihbarat Şubesi, Dink`in öldürüleceği bilgisi üzerine Terör Şubeye ve Koruma Şubeye yazı yazmalıydı. Bu sorumluluk Ahmet İlhan Güler`e aittir. Diğerleri alt rütbelidir. Cerrah ve Güler ismini ben seçtim. Güler, İstihbaratın başıydı, Cerrah ise İl Müdürü. Savcının önüne gidince kapsam genişleyebilirdi."
Bakırcıoğlu, C şube sorumlusu olarak Bülent Köksal`ın çalışmasınon olduğunu hatırlatması üzerine "Orada işin düğümü Volkan`dır (Altınbulak). Trabzon`dan gelen evrakı ilk gören o. Trabzon`la görüşen o. Diğerleri sadece havale etmişler."
‘Delil bulamadım’
Bakırcıoğlu, Yıldız’a gelen evraklar üzerinde inceleme yapılı yapılmadığını sordu.
Yıldız, şunları söyledi:
“Evraktaki parafların sahte olabileceği benim de aklıma geldi. Ama çelişki bulamadım. Cerrah`ın bu yazıdan bilgisinin olmamasının mümkün olmadığını, Ahmet İlhan Güler`le sürekli beraber oldukları bana da söylendi. Ama bunu delillendiremedim”
"Cerrah, bizim tarafsız olmadığımızı söylüyor. Benden şikayetçi oldu. Soruşturma geçirdim. Suçu İstanbul`a yıktınız iddiası şimdi FETÖ`yle birleşti ve bu davada sanık oldum."
Jandarma incelemesi
Yıldız ve Özkılınç, başka iki müfettişle beraber Trabzon Jandarmasıyla ilgili de inceleme yürütmüştü.
Müfettişler, Trabzon Jandarma görevlileri İstihbarat Müdürü Metin Yıldız ve karakol komutanı Cevat Eser, Okan Şimşek ve Veysel Şahin hakkında soruşturma izni verilmesine ve Ali Öz hakkında soruşturma izni verilmemesine dair rapor hazırlamıştı.
Yıldız, Trabzon Jandarma Komutanlığında yaptıkları incelemeye dair soruları da yanıtladı:
"Jandarma soruşturmasını da biz yaptık ama dört kişiydik. Elimizde neredeyse hiç belge yoktu. Evrak akışı kapanmıştı."
"Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz`le ilgili sağlıklı soruşturma yürütülmediğini yukarıya yazdım."
"Çok zorlandık"
Yıldız, "Raporu tek başıma hazırlamadım. Bu müfettişlerin asgari müştereğidir. Bana sorarsanız Ali Öz sorumludur."
"İncelemede çok zorluk çektik. Kod isimleri sorduk öyle biri yok dediler. Yüzleştirme yapmak zorunda kaldık. Kod isimlerinin yazılı olduğu defterleri göstermediler. Jandarma anormal bir şekilde panik oldu. Biz Pelitli`de görüşme yaptık. Jandarma yabancılarla konuşmayın diye anons yaptırdı. Çok zorlandık. Ama bunları engel olarak delilendiremediğimiz için savcının önüne götüremedik."
‘Jandarmada kavga çıkmış’
Bakırcıoğlu, Ogün Samast yakalanmadan önce Jandarma tarafından hazırlanan bir raporda Samast`ın cinayette kullandığı silahın yazılı olduğu raporu sordu. Yıldız, belgeyi hatırlamadığını söyledi.
Yıldız, şunları anlattı, "Biz raporu yazdıktan sonra Trabzon`da ayrıldım. Sonra Trabzon Jandarma`da kavga çıktığını duydum. Yargılananlar “neden sadece biz yargılanıyoruz?” diye diğerleriyle yumruklu kavga etmişler. Bu kavgadan sonra jandarma görevlileri gerçeği söylemeye başladı."
Yıldız, kavgayı kimden duyduğunu hatırlamadığını söyledi.
Gizlilik vardı’
Daha önceki duruşmalarda savunma yapan Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesi görevlisi Ercan Demir, Dink cinayetiyle ilgili belgeleri Şükrü Yıldız`a götürdüklerini ancak belgeleri almadığını söylemişti.
Yıldız, bu ifadeye cevaben savcılığın soruşturma yürüttüğünü ve gizlilik kararı olduğu için evraklara bakma yetkisi olmadığını savunmadı.
Mahkeme heyeti, Şükrü Yıldız’ın 5 Ağustos 2007 tarihli raporunda Trabzon İstihbarat personeli hakkındaki soruşturmada, yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel’le ilgili 10 adet haber raporu hazırlandığı bilgisini verdiğini belirterek, “Burada raporlardan haberiniz olduğu anlamı çıkmıyor mu?’ diye sordu. Şükrü Yıldız, “haberim yok. Bilgi notundan mı yazdım farkında değilim” cevabını verdi.
Şükrü Yıldız’ın savunması ve sorgusu sona erdi. Yarın, mülkiye müfettişlerinden olan, başka davadan tutuklu sanık Mehmet Ali Özkılınç’ın savunması alınacak.
Agos