21 Aralık 2016
Dink cinayetiyle ilgili hazırlanan ön inceleme ve araştırma raporlarını düzenlemekle görevli olan dönemin Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız, 2015 yılında hazırlanan iddianameye dahil edilmişti. Yıldız, ‘FETÖ’ davası kapsamında tutuklu olarak yargılanıyor.
Şükrü Yıldız’ın savunmasından satır başları şöyle:
“Sadece Ahmet İlhan Güler’i görevden almak için geldiğim iddiası var, doğru değil. Cerrah’ı da görevden almak istedim. İstanbul’a geldiğimde belge üretilmeye başlandı, sanki eski tarihliymiş gibi bize sunmaya başladılar. Bunu fark edince görevlilerle kısa görüşmeler yaptım, bunun soruşturmayı saptırmaya yönelik olduğunu hissettim ve görevden almak düşüncesi bende oluştu. Celalettin Cerrah’ı görevden almak istedim ama Ankara kabul etmedi.”
“Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir hakkında da bir değerlendirme raporu düzenledim, görevden aldılar. Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’a hakkında değerlendirmemde ona biraz zaman tanınması yönünde görüş bildirdim ama Ankara onu görevden aldı.”
“Trabzon jandarma komutanı Ali Öz’ün de alınması için yazı yazdım, görevden almadılar.”
"Sorumluluğu İstanbul`a yıktığım iddiası doğru değil"
“Benimle ilgili iddialardan biri de sorumluluğu İstanbul’a yıktığım iddiası. Bu doğru değil. 2010 yılında beni İçişleri Bakanlığı’na şikayet ettiler. Hakkımda öninceleme başlatıldı. Sonrasında Danıştay 1. Dairesi görüştü ve lehime karar verdi. Kararın çıktığını öğrenince karardan örnek aldım. Kararda şikayetçi Celalettin Cerrah’ın adı geçiyordu.”
“27 ocak 2007`de inceleme görevi aldım. O sırada 1 yıl önce cinayet istihbaratının alındığı basına konu olmuştu. Söz konusu 248 nolu yazıyı Trabzon’da Vali’den istedim, belgeyi getirdiler. Bu belge dışında jandarma irtibatlarını buldum, basında da Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğu bilgisi verilmeye başlandı. Bu sırada İstanbul’da terör şubesi soruşturma başlatmış, iki savcı yürütüyor. Mahkeme kararıyla soruşturma gizlenmiş. Ben müfettiş olarak savcılarca alınmış ve gizlenmiş olan bir evraka bakma yetkisine sahip değilim. Ankara’ya ne yapmamız gerektiğini danıştık, bize ‘İstanbul’a gidin’ dediler.
“İstanbul’da Cerrah ve Güler’le görüştüm, dedim ki soruşturma savcıları sizden evrak istedi mi? Adliyeye geçtim, başsavcıyla görüştüm ve bu konuşmada şüphelerimi giderdim. 248 no’lu evrak, Tuncel ve jandarma peşinden gidebilirim dedim. “Soruşturmaların gizliliğini etkiler mi? diye sordum, evrak alacaksan bize gel dediler. Böyle bir görüşmeden sonra 248 nolu evrakla ilgili kısa bir rapor hazırladım, ön inceleme ve disiplin soruşturması talep ettim.”
"246 no`lu rapor kimsede yoktu"
“Bilirkişiler 246 no’lu raporu incelememde gizlediğimi iddia etmiş. 246 nolu rapor, Ramazan Akyürek tarafından imzalanmış, Daire Başkanlığı’na yazılmış yazı. Bu yazı benimle birlikte İstanbul ve Trabzon savcılarına verilmiş olmalıydı. Özellikle Trabzon’a, çünkü kamu görevlilerinin ihmali konusunda bir hazırlık soruşturması yürütülüyordu. Başbakanlığın raporuna baktım, Meclis komisyonuna baktım, hiçbirinde yoktu bu rapor. 246’yı görmedim, başkaları da görmemiş.”
“Mehmet ali Özkılınç’la birlikte çalıştık ama aynı evraklara bakmıyorduk. Trabzon ve İstanbul emniyetleriyle ilgili belgelere ben baktım; Mehmet Ali bey jandarmayla çalışıyordu."
Yıldız`ın hakimler tarafından sorgusu sona erdi. Duruşma 22 Aralık Perşembe günü Dink ailesi avukatların sorgusuyla devam edecek.
Agos