20 Aralık 2016
Dersim katliamları ile ilgili bugüne kadar hiç bilinmeyen bir sırrı açığa çıkarılıyor. Dersim katliamları sırasında eski adı `MAH` olan Milli İstihbarat Teşkilatı`nın bir mensubunca merkeze geçilen rapor, 15 Kasım gecesi Atatürk`ün `şakilerin lideri` Seyit Rıza ile idam öncesi görüştüğünü belgeliyor.
Raporda görüşme hakkında şunları söyleniyor “Gece 12.20`de Seyit Rıza ve suç ortakları mahkemeye getirildi. Mahkeme verdiği kararı okumaya başladı ve 14 kişi beraatine ettirilirken Seyit Rıza dahil 7 kişi ölüme, diğerleri de çeşitli cezalarına çarptırıldı. Mahkeme takriben 1,5 saat sürdü. Aralarından Seyit Rıza alındı. Emniyet Genel Müdürü ile İhsan Sabri beyin jeepine bindirildi.
Peşlerindeki 4 araç ile birlikte jeep hareket etti. Elazığ Merkez Tren İstasyonu`na gelindiğinde herkes araçlarından inmeye başladı. İstasyonda MAH görevlileri dışında hiç kimse yoktu. Gizliliğe azami şekilde uyularak yapıldığından bu durumu bilmeyenler için her şey olağan gözüküyordu.
Reisicumhurumuz`un beyaz treni kör makasta bekliyordu. 8-10 dakika bekledikten sonra trene Seyit Rıza ile birlikte girdik. Reisicumhur`un yanında Alpdoğan paşa, Kazım Orbay ve Reisicumhur`un yaveri vardı. Masada yemek yeniyor ve içki içiliyordu. Reisicumhur, Seyit Rıza`ya kafasını kaldırarak, tepeden aşağı süzerek oturmasını söyledi. Seyit Rıza da oturmayı reddetti. Reisicumhur, Seyit Rıza`ya mahkemenin idam kararı verdiğini, bunun bu gece infaz edileceğini hatırlattı ve eğer pişman olduğunu söyleyip af dilerse idamların olmayacağını affedeceğini söyledi. Seyit Rıza da af dileyecek, pişman olacak bir şey yapmadığını, yaptıkları şeylerin kendi canlarını, mallarını, yerlerini, yurtlarını korumak için yaptıklarını söyledi.
Reisicumhur, sinirlenerek ayağa kalktı, eliyle Seyit Rıza`yı göstererek `götürün gereğini yapın` emrini verdi. Seyit Rıza`nın koluna girip dışarı çıkarken birden durdu. Reisicumhur`a dönerek “Ben sizin hilelerinizi anlayamadım, onlarla başedemedim, bu yüzden görüşmek için geldim. Ölüme gidiyorum. Bu bana dert olsun, ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun" dedi.
Dönemin gazetelerinde Seyit Rıza için “Ermeni” olduğu iması yer alıyordu.
Taha Baran’ın “1937-1938 Yılları Arasında Basında Dersim” kitabında da yer verdiği gibi, Haber Gazetesi’nde 8 Kasım 1937’de yer alan haberde “Seyit Rıza’nın İstavrozu Ankara’da!” deniliyordu. Başlıkta Seyit Rıza’nın “Hıristiyan” olduğu ima ediliyor içindeyse çadırda haç bulunduğu öne sürülüyordu: “…hayali en geniş olanlar bile şu din hokkabazı Seyit Rıza’nın çadırından Ermenice kitap, Almanca lügat, çeşit çeşit, boy boy istavroz, üzerinde Ermenice yazılar olan haçlar, içinde İsa’nın başparmağının kemiği olacağını düşünemez.”
Kaynak: Ermenihaber.am