24 Ekim 2016
Fotoğrafçı Berge Arabian`dan 14-16 Ekim arasında yapılan Diyarbakır Uluslararası Fotoğraf Günleri izlenimleri...
Bütün suç Özcan Yurdalan’da; Diyarbakır Belediyesi’nin davetlileri olarak yemeğimizi bitirdikten sonra birdenbire Türkçe bir aşk şarkısı söylemeye başlayan oydu. Onun şarkısından ilham alan Lokman Rahmi, eski bir Kürtçe şiiri şevkle okumaya başladı. Lokman, İranlı bir Kürt fotoğrafçı. Ermenistanlı Anuş ve Nazik de ‘Gançum em’ düetiyle onları takip etti. Ardından sıra Shahidul’a geldi. Shahidul Alam, bariton sesiyle Bangladeş’in ırmaklarını anlatan bir şarkı söyledi; biz de nakaratlarda ona eşlik etme görevini üstlendik. Aşağı yukarı 20 kişiydik. Hepimiz parkta oynayan çocuklar gibi neşeliydik. Shahidul, Bangladeşli, usta bir fotoğrafçı. Diyarbakır’dan binlerce kilometre uzak bir yerden geliyor. 14-16 Ekim arasında yapılan Diyarbakır Uluslararası Fotoğraf Günleri kapsamında fotoğraf üzerine konuşarak geçirdiğimiz koca bir günün ardından, ikinci gecemizde o da bizimle beraberdi.
Gülümseyen şehir
Fotoğrafa adanmış yılda bir kez yapılan bu küçük çaplı festivale ikinci kez davet edildim. Bu sefer ilk defa görsel hikâye anlatımı üzerine bir panelde konuşma yaptım. Belediye’den destek alan festival, bu yıl dördüncü kez düzenlendi. Yerli fotoğrafçılardan oluşan DİFAK adlı dernek, gönüllü yerli fotoğrafçıların katkılarıyla, organizasyonun büyük bir kısmını üstleniyor. Festival sırasında, Belediye, Uluslararası Diyarbakır Fotoğraf Günleri’nin beşincisini de destekleyeceğini açıkladı.
Etkinlikte Türkiye’den İran’a ve Ermenistan’a kadar pek çok ülkeden gelen sanatçıların işlerinin yer aldığı 17 sergi düzenlendi. Ayrıca çocukların Sur’u konu alan fotoğraf projesinden yola çıkan sergiler de vardı. Multimedya atölyeleri, güncel sanat üzerine bir atölye, bir portföy değerlendirmesi, fotoğrafçılıkta gerçek ve kurgu hakkında panellerin olduğu bu etkinlikle, Diyarbakır, bir başka tarihî fotoğraf buluşmasına daha ev sahipliği yapmış oldu.
Diyarbakır’daki bu organizasyona dair söylenmesi gereken bir şey daha var: Bu sadece sanat ve eğitimle alakalı bir etkinlik değildi; aynı zamanda manevi ve insani bir sıcaklığa da sahipti. Festival boyunca Diyarbakır, sonsuz gülümsemesiyle ışıl ışıldı. Şehirdeki fotoğraf tutkusu o kadar büyüktü ki, konuk bir fotoğrafçı olarak bu sıcaklığı eve döndükten günler sonra bile hâlâ hissediyordum.
Agos