21 Ekim 2016
Hrant Dink cinayeti soruşturmasında, meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile eski jandarma görevlileri Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya`nın tutuklanmasına karar verildi.
Hrant Dink cinayeti soruşturmasında, ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile eski jandarma görevlileri Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya`nın tutuklama isteminin gerekçeleri ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü`nün yürüttüğü Dink cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında, tutuklama istemiyle hakimliğe sevk edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile eski jandarma görevlileri Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya`nın tutuklama isteminin gerekçeleri belli oldu.
Soruşturma savcısı Gökalp Kökçü`nün hazırladığı sevk yazısında, şüpheli Muharrem Demirkale`nin kullandığı iki telefon hattıyla 18 Ocak 2007 ve 20 Ocak 2007 tarihlerinde, firari olarak aranan dönemin özel yetkili savcısı Zekeriya Öz ile toplamda 7 telefon görüşme ve irtibatını, "1997-1999 yılları arasında Bitlis`in Tatvan ilçesinde görev yaptığı sırada Mutki ilçesi savcısı olan Öz ile tanıştığı ve nadiren görüştüğü ve Bitlis`ten ayrıldıktan sonra irtibatlarının kesildiği, İstanbul`a tayinin çıkmasından sonra tekrar görüşmeye başladıkları" şeklinde açıklamaya çalıştığı kaydedildi.
Şüpheli Demirkale`nin cinayetten 1 gün önce ve 1 gün sonra yapılan 7 telefon görüşmesinin içeriğini hatırlamadığını söylediği aktarılan sevk yazısında şüphelinin savunmasının aksine, şu tespitlere yer verildi:
"Şüphelinin 18 Ocak 2007`de üsteğmen rütbesinde bulunması, Bitlis`te bile nadiren görüştüğü, Bitlis`ten ayrıldıktan sonra irtibatının tamamen kesildiğini ancak İstanbul`da özel yetkili cumhuriyet savcısı olarak görev yapan Zekeriya Öz ile Dink cinayetinden 1 gün önce ve 1 gün sonra 2 telefonla 7 görüşme yapması, 19 Ocak 2007 tarihinde FETÖ şüphelileri eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Metin Canbay ile de telefon irtibatlarının bulunması, işgal ettiği kamu görevi, üsteğmen rütbesinde bulunması nedeniyle memuriyet statüsü üzerinde çok sayıda sıralı amirlerinin yer almasına rağmen İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, özel yetkili cumhuriyet savcısı ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli emniyet müdürleriyle görüşebilmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, şüphelilerin FETÖ/PDY içindeki konumlarını, bağlantılarını ve terör örgütü mensubiyetleri ortaya koymaktadır."
Sevk yazısında, şüphelilerin kullanımdaki cep telefonlarının sinyal ve baz bilgilerinin, HTS rapor analizleri, cinayet mahalli
ve çevresindeki kamera görüntüleri, cinayetin tetikçisi Ogün Samast`ın beyanları ve teşhisi ile tüm dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında, FETÖ mensubu olduğu belirlenen şüpheliler Demirkale ve Karakaya`nın, terör örgütünün amaçları doğrultusunda Dink cinayetinin planlamasında, cinayet öncesi, cinayet günü ve sonrasında aktif görev aldığının ve cinayetin işlenmesine katıldıklarının anlaşıldığı vurgulandı.