Ermeni Katolik Cemaatine Adanmış Bir Hayatın Ardından -
Ermeni Katolik Cemaatine Adanmış Bir Hayatın Ardından
Kiliseler tarihiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan sosyal bilimci Elçin Macar’ın Çolakyan’ın meşakkatli hizmet sürecine ilişkin yazısını yayınlıyoruz.
Türkiye Ermeni Katolikleri’ne 49 yıl boyunca ruhani lider olan Türkiye Ermeni Katolik Cemaati Emekli Ruhani Reisi Başepiskopos Ohannes Çolakyan 16 Eylül Cuma günü hayatını kaybetti. Başepiskopos Çolkayan’ın cenaze töreni 23 Eylül Cuma günü Taksim Surp Hovhannes Vosgeperan Kilisesi’de yapıldı. Kerabaydzar Levon Zekiyan’ın riyasetinde düzenlenen törene birçok din adamı ve siyasiler katıldı. Cenaze töreninde yurt içi ve yurt dışındaki siyasi ve ruhanilerden gelen mesajlar okundu. Törende konuşma yapan Türkiye Ermeni Katolik Cemaati Ruhani Lider’i Kerabaydzar Levon Zekiyan, merhum Hovannes Çolakyan’ın hayatını anlattı. Hatırlarda cemaate verdiği emeklerle kalan Çolakyan’ın naaşı Şişli Ermeni Katolik Mezarlığı Patriklik Bölümü’ne defnedildi. Bu vesileyle, kiliseler tarihiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan sosyal bilimci Elçin Macar’ın Çolakyan’ın meşakkatli hizmet sürecine ilişkin yazısını yayınlıyoruz.
Son yıllarda sağlık sorunları yaşayan Türkiye Katolik Ermenileri emekli Başepiskoposu Hovhannes Çolakyan, 97 yaşında hayatını kaybetti. 12 Nisan 1919’da doğmuştu. Katolik Ermeni bir anne ve Apostolik Ermeni bir babanın oğlu; ikisi kız, beş kardeşin en büyüğüydü.
Bugün Papa Roncalli Sokağı’nda, Vatikan Temsilciliği’nin bulunduğu binada faaliyet gösteren St. Esprit İlkokulu’nda okudu. Samatya’dan gelip gittiği bu Frer okulundan sonra İtalyan Dominikenlerin okuluna, liseyi bitirdikten sonra da, 1931’de, Beyoğlu’ndaki St. Louis seminerine devam etti. 1937’de Roma’ya giderek Gregoriana Üniversitesi’nde felsefe ve ilahiyat fakültelerini bitirdi ancak savaş sürdüğünden ve dönmek mümkün olmadığından, iki yıl da dinî hukuk eğitimi aldı. Rahatsızlanması üzerine bu eğitimi yarım kaldı. 25 Nisan 1943’te papaz oldu.
Temmuz 1946’da İstanbul’a dört Katolik Ermeni ruhaniyle birlikte döndü. Bu sırada şehirde bir başepiskopos ve iki papaz bulunmaktaydı. Böylece yedi Mıhitaryan rahibiyle birlikte 15 kişi oldular. 1949’da askerlik için Ankara’ya gitti, asteğmen olarak Mersin’e, uçaksavar taburuna takım komutanı olarak gönderildi.
Askerden sonra ilk görev yeri Surp Agop Hastanesi şapeli oldu. Sakızağacı’ndaki Mıhitaryan Okulu’nda Fransızca, o zamanki adı Çeşme olan bugünkü Eski Çeşme Sokağı’ndaki rahibelerin okulunda Ermenice dersleri verdi. Daha sonra Surp Advadzadzin Kilisesi’nde papaz olarak görev yapmaya başladı; aynı dönemde episkopos yardımcısı oldu. 1961’den 1977’e kadar Esayan Lisesi’nde psikoloji, mantık ve felsefe öğretmenliği yaptı.
Başepiskospos Kireçyan’ın ölümünden sonra vekâleten bu görevi sürdürdü; iki yıl boyunca Kireçyan’ın halefi belirlenemedi. Çolakyan’ın sonradan öğrendiğine göre cemaatin içinden bir grup, merkezi Beyrut’ta bulunan Katolik Ermeni Patrikliği’ne mektup yazarak “dışarıdan biri”ni talep etmişti. Bu nedenle, Çolakyan’ın düşüncesine göre İstanbul için hiç de isabetli olmayan Çantayan adlı bir rahibin bu makama tayinine karar verilmiş ancak bu karar resmen ilan edilmemişti. Bir süre sonra Patriklik makamında tekrar edilen seçimde, bu kez Çolakyan seçildi. 16 Ocak 1967 tarihli ‘Osservatore Romano’da atanma kararı yayımlanırken, öncesinde Türkiye hükümeti bilgilendirilmiş, onay alınmıştı. Kardinal Ağacanyan’ın yönettiği törenle, Roma’da episkopos yapıldı.
Zor görevin insanı
Katolik Ermeni cemaati, Osmanlı’dan başlamak üzere, günümüzde nispeten durulmuş olsa da, cemaat içi çatışmaların, özellikle ruhban-sivil gerginliklerinin yaşandığı bir cemaat olmuştur. 1867’de, artık sivillerin ruhban seçimine katılımını engelleyen, Papa IX. Pius’un ‘Reversurus’ belgesi yayımlandığında bu çatışma ortaya çıkmıştı. Katolik Ermeniler arasında başgösteren çatışma, kadim gelenekten gelen, patrik seçimiyle Kilise ve cemaat yönetiminde çok etkin olan bir sivil gelenek ile Vatikan yanlısı ruhban çizgisinin çatışmasıdır aslında.
Örneğin 50’li yıllarda ruhaniler sık sık mütevelli heyet üyelerince mahkemeye verilip yargılanıyorlardı. Başepiskopos Kireçyan “kilise eşyası sattığı” gerekçesiyle mahkemeye verilmiş, o da mahkemeye verenleri aforoz etmiş, bunun üzerine aynı kişilerce darp edilmişti. 1958 yılında, Sakızağacı’ndaki ‘Yoksullara ve Fakir Talebelere Yardım Derneği’ne ait teberru zarflarını toplayarak “emniyeti suiistimal” ettikleri iddia edilen Katolik Ermeni papazlar Çolakyan ve Çarkçıyan, dernek başkanı tarafından mahkemeye verilmiş, ancak bu zimmet davası 1959’da her ikisinin de beraat etmesiyle sonuçlanmıştı.
Çolakyan başepiskopos olduğunda da gerginlikler sona ermedi. Cemaatin bir kısmı “Çolakyan’ı biz seçmedik” dedi, homurdanmalar oldu. Göreve başladıktan üç yıl sonra, 1970’te Başepiskopos Çolakyan’ın Roma’da olduğu bir sırada Emniyet’e çağrılan yardımcısı Bedros Kavukyan’a, “Papa’ya saygımız vardır ancak bizim de bir prestijimiz var, bu seçim işini başka türlü halledelim” dendi. Kavukyan, ruhani reisin o sırada ülke dışında olduğunu söyleyince, “Biliyoruz” cevabını aldı, “durumu kurtaralım, siz ruhanilerle bir seçim yapıp neticeyi bize bildirin. Biliyoruz, siz yine onu seçeceksiniz fakat formalite icabı...” Çolakyan döndükten sonra seçimi organize etti, noter huzurunda ve bir emniyet görevlisinin de katılımıyla, ruhban yeniden Çolakyan’ı seçti. Ondan sonra Çolakyan resmî davetlere çağrılmaya başlandı.
Sokakta ruhban kıyafetini giymiyordu ancak, Vilayet’teki ve orduevlerindeki davetlere bu kıyafetiyle katılıyordu. Bir süre sonra Emniyet’ten bir yazı aldı. Dinî kisveyle dolaşmasına müsaade edilmeyeceği hatırlatılıyordu. Oysa 1934 tarihli yasayla dinî kisveyle mabed dışına çıkılamayacağı kararlaştırılmışken, 1935 tarihli bir kararnameyle çeşitli cemaatlerin dinî liderlerine muafiyet tanınmıştı; bunlar arasında ‘Ermeni Katolik Reisi’ de bulunuyordu.
Patrikhaneyle gergin zamanlar
1990’lı yıllarda İstanbul Ermeni Patrikhanesi’yle de bir kriz yaşayacaktır. 1980’li yılların sonlarında bir gün, Ermeni Patrikhanesi’nden bir ilahiyat öğrencisi onu ziyarete gelir. Katolik papazı olmak istemektedir. Patrik Kalustyan’la arası iyi olan Çolakyan, iki kilise arasında bir sıkıntı yaratmamaya çalışarak genci bir süre oyalar. Kararlı olduğuna kanaat getirdikten sonra kabul eder ve onu Roma’ya eğitime gönderir. Altı-yedi yıllık bir eğitimden sonra, Patrik Kazancıyan zamanında İstanbul’a dönen bu Katolik Ermeni papaz adayının takdisi nedeniyle, iki kilise arasındaki ilişkiler gerginleşir. Çolakyan, Kumkapı tarafından ‘proselitizm’ yani ‘başka bir mezhebin üyesini ayartmak’la suçlanır. İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Türkiye Katolik Ruhaniler Meclisi’ne üzüntülerini bildirir. Takdis edilen yeni Katolik papaz, birkaç yıl çok çalışır, Başepiskopos Çolakyan’ın iyice gözüne girer; kendisinden sonra koltuğuna geçebilecek, uygun bir kişi bulamama sıkıntısı içindeki Çolakyan için, Lübnan’daki Patrikhane’ye kendisinin yerine geçmesi için tavsiye edeceği kadar umut kaynağı olur. Ancak, uğruna İstanbul Ermeni Patrikhanesi’yle arasını bozduğu papaz, 2000 yılında Çolakyan’a gelip “Âşık oldum” der ve cübbesini çıkarıp gider.
Halef sıkıntısı
Ruhban yokluğu, her işi Başepiskopos Çolakyan’ın üstlenmesini gerektirir; bu da onu çok yorar. Katolik Kilisesi’nde 75 yaşına gelen episkoposlar usulen istifalarını verirler. Çolakyan’a “Çekilme, bir yardımcı iste, onu hazırla” denir. Pangaltı Mıhitaryan Lisesi’nde görev yapan ruhaniler Sarkis Ermen ve Hagopos Çukuryan’a bu teklifi yapsa da, olumlu yanıt alamaz. En büyük arzusu, halefinin memleketten biri olması, bu toprakların zihniyetini, işleyişini bilmesidir; dışarıdan gelecek birinin birçok zorlukla karşılaşacağı düşüncesindedir.
2001 yılında, gayrimüslim cemaatlere sıkıntılarını bildirmeleri çağrısı yapan Valiliğe, Çolakyan iki kişiyi görevlendirerek, ruhban eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılarını anlatmalarını ve hükümetin dışarıdan gelebilecek ruhbana onay vermesini istemelerini rica eder. Vilayet’ten, “Siz bize isim bildirin, araştıralım, uygunsa yardımcı olalım” cevabını alır.
Bunun üzerine, Türkiye’de görev yapacak başepiskopos adayını Türkiye dışında aramaya yönelen Katolik Ermeni Patrikhanesi, Ermenistan’da episkopos yardımcısı olan ve biraz Türkçe de bilen Vartan Keşişyan adlı ruhaniye bu teklifi yapar ve olumlu yanıt alır. Fransa, Arjantin ve Suriye vatandaşı olan ve biraz Türkçe de bilen Keşişyan, Suriye vatandaşlığını kullanarak Türkiye’den onay ister, ancak reddedilir. Bundan sonra, teklifi kabul eden Episkopos Kevork Hazumyan, hükümetin onayıyla Türkiye’ye gelir. Çolakyan’ın yardımcısı olarak başlayan, cemaati ve ülkeyi tanımaya çalışan, Türkçe bilmeyen Hazumyan’ın bu görev için, cemaatin de Hazumyan için pek istekli olmadığı anlaşılır. Son olarak, Papa’nın özel isteği üzerine Venedik’teki Ca Foscari Üniversitesi’nde 2011 yılına kadar öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Levon Boğos Zekiyan 2014’te bu görevi üstlenir, Çolakyan da emekli olur.
Başepiskopos Çolakyan, Türkiye’deki en tecrübeli ve kıdemli Katolik yöneticiydi. Cemaatin 70 yıldır içinde, 47 yıl da başında bulunan Çolakyan, zor bir dönemde görev yaptı. Özellikle 1970’lerde ve 1980’lerde ASALA’ya yönelik hassasiyetin doruğa ulaştığı ortamda, konumunun zorluklarını yaşadı. 15 kişilik ruhban kadrosunun gözlerinin önünde eriyip dört-beş kişiye inmesini üzülerek izledi. Ölümüyle, Katolik Ermeni cemaati tarihinde de bir devir kapanmış oldu.
Agos
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com