01 Temmuz 2016
Ermenistan Yerevan’da faaliyet gösteren bağımsız think thank kuruluşu Bölgesel Çalışmalar Merkezi/ Regional Studies Center (RSC) direktörü Richard Giragosian Papa’nın Ermenistan ziyaretinde verdiği mesajları ve bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi. Bu aynı zamanda Giragosian’ın Agos için kaleme alacağı analiz ve yorumların da ilki.
Son on gün Türkiye için çetin, gergin ve zorlu bir dönemdi. Türkiye ölümcül ve trajik bir terör saldırısının yaralarını sarmaya çalışırken, bu yıkıcı can kayıpları dış politikadaki bir dizi gelişmenin hızla gölgesinde kaldı.
Terör saldırısı sonrasında yaşanan acı ve yastan başka bir şeye odaklanmak çok zor olsa da Türkiye dış politikası daha geniş çaplı sonuçları olan önemli zorluklarla karşı karşıyaydı.
Saldırı öncesi döneme, Türkiye ve İsrail arası ilişkilerin “normalleşmesinde” yaşanan önemli bir gelişme damgasını vurdu. Roma’da gizli diplomasiyle geçen ayları müteakiben Israil ile Türkiye arasındaki karmaşık ve gergin ilişki ciddi ölçüde onarıldı ve yeniden kuruldu. Ve aynı zamanda daha sürpriz bir gelişme yaşandı: Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’dan kendinden beklenmeyecek denli açık ve yapıcı bir özür diledi. Bu adım Ankara’nın Moskova’yla yakınlaşmaya yönelik bir dizi girişimine bağlı olsa da bu özür önemli bir gururu feda etme hamlesi olarak görüldü.
İki durumda da, Dışişleri Bakanlığı’nı devralan yeni grupla birlikte, Türkiye dış politikasının yeni sayfası hızlı iki zaferle açılmış oldu.
Fakat esas zorluk ne Rusya’yı memnun etmekte ne de İsrail’i yatıştırmaktaydı. Türkiye dış politikasını daha çok zorlayan gelişme Papa’nın Ermenistan ziyaretinden kaynaklandı. Papa ikinci kere, beklentilerin aksine davranarak ve danışmanlarının tavsiyelerini görmezden gelerek dimdik durdu ve Ermeni Soykırımı hakkında konuştu.
Fakat Papa’nın soykırıma dair mesajı, sadece 1915 olayları hakkında konuşmanın ahlaki bir gereklilik olduğunu savunmak veya Türkiye’yle yüzleşmek değildi. Sembolik bir hareket olarak Ermenistan’ın kapalı Türkiye sınırından barış ve uzlaşma güvercinleri uçurmasının da açıkça gösterdiği gibi, aynı zamanda ümitvar bir iyimserlik ve yapıcı ilişkiler mesajı da verdi. Zıtlaştırıcı şahinlerin vereceği ağır mesaj yerine barış güvercinlerinin girişini savunarak ortaya koyduğu bu samimiyetle Papalık diplomasisi ayrıca Ermeni tarafına da Türkiye’yle ilişki kurması, beraberce ve samimiyet ve iyi niyet ruhuyla geçmişle yüzleşmesi mesajını verdi.
Böyle bir hamle Türkiye’nin hem İsrail hem de Rusya ile yaşadığı atılıma vurgu yaparken, Ermenistan ile “normalleşme” sürecine geri dönülmesinin gereğini de açık hale getirdi. Ve en son yaşanan terör saldırısının getirdiği acı ve yasın ortasında Türkiye’nin düşmandan çok dostu var. Artık düşmanlık ve şiddete karşı gelip teröre karşı beraber savaşmanın, bunu yaparken de Ermenistan’la bir gelecek kurmanın zamanı. Ve ayrıca Papa’nın barış güvercinlerine evine hoş geldin deme zamanı.
Agos