01 Haziran 2016
Aralarında Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ gibi önemli diplomatlarımızın da yer aldığı 110 eski milletvekili, Alman Federal Almanya Meclisi üyelerine bir mektup gönderdi.
Aralarında Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ gibi önemli diplomatlarımızın da yer aldığı 110 eski CHP milletvekili, Federal Almanya Meclisi üyelerine bir mektup gönderdi.
Federal Almanya Meclisi’nin 2 Haziran’daki toplantısında gündeme gelmesi beklenen “Ermeni Soykırımı Önergesi” ile ilgili olarak, 110 eski CHP milletvekili Alman parlamenterlere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’yle Fransız Yüksek Mahkemesi’nin kararlarını gözardı edecek bir hüküm vermekten kaçınmaları çağrısında bulundu. 110 milletvekilinin imzaladığı mektupta, “Ermeni iddiaları, bu konuda karar vermeğe yetkili olmayan Parlamentolar tarafından haklı bulunamaz” denildi.
Mektubun tam metni şöyle:
Alman Parlamentosunun sayın üyeleri,
Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili olarak Alman Parlamentosuna sunulan karar tasarısı hakkında aşağıdaki hususları bilginize sunuyoruz:Türkler ve Ermeniler yüzyıllar boyunca barış ve uyum içinde yaşamışlardır. Çok sayıda Ermeni Osmanlı idaresinde önemli sorumluluklar üstlenmişlerdir. Bakanlık, milletvekilliği, büyükelçilik gibi görevlerde bulunmuşlardır. Birinci Dünya Savaşında Çar II. Nikola’nın çağrısı üzerine, yaklaşık150,000 Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşı Türkiye’nin Doğu bölgelerini işgal eden Rus birliklerine katılmıştır. Bu Ermeniler Türk ordusunun ikmal yollarına ve depolarına, köy ve kasabalara saldırarak kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere çok sayıda Türkü öldürmüşlerdir.1915 yılında Osmanlı Hükümeti, Doğu Cephesindeki komutanların talebi üzerine çatışma bölgelerine yaşayan Ermenileri İmparatorluğun güvenlikli bölgelerine nakletmeyi kararlaştırmıştır. Bu dönemde çok sayıda Türk ve Ermeni hayatlarını kaybetmişlerdir. Türk devlet arşivlerine göre o dönemde 519,000 Türk hayatını kaybetmiştir. Bunların çoğu Ermeni silahlı gruplar tarafından öldürülmüştür.
TÜRKLERİ DEĞİL, KENDİ PARTİSİNİ SORUMLU TUTMUŞTUR
Fransız gazeteci Jean Schliklin, 1922 yılında yayınladığı Angora isimli kitapta 100 Türk köyünün yakıldığını ve bu köylerde yaşayanların Ermeniler tarafından katledildiğini yazıyor. Ermenilerin kayıpları konusunda çeşitli tahminler var. Fransız yazar Pierre Loti, Fransız Dışişleri Bakanına yazdığı mektupta Ermeni iddialarının büyük ölçüde abartmalı olduğunu belirtiyor.Birinci Dünya Savaşında Büyük Devletlerin Propaganda teşkilatları,özellikle İngiliz Propaganda Bakanlığı Wellington House, bu çatışmaları Ermeni katliamı olarak yansıtmış ve Ermenilerin katliamının kurbanı olan Türklerden hiç söz etmemiştir. Ermenistan’ın ilk Başbakanı ve Taşnak Partisinin lideri Ovannes Katzchaznouni, 1923 yılında yaptığı bir konuşmada o dönemdeki yanlışlıklardan Türkleri değil, kendi partisini sorumlu tutmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 tarihinde kabulettiği Soykırım Suçu’nun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, soykırımın tarifini yapmakta ve soykırımla suçlanan kişilerin o suçun işlendiği ülkenin yetkili mahkemesinde veya akit tarafların yetkisini kabul ettikleri bir uluslararası ceza mahkemesinde yargılanabileceğini belirtmektedir. Bu nedenle Ermeni iddiaları, bu konuda karar vermeğe yetkili olmayan Parlamentolar tarafından haklı bulunamaz. İngiltere Dışişleri Bakanlığında Devlet Sekreteri olan Barones Meta Ramsay of Cartvale, 19 Nisan 1999’da Lortlar Kamarasında yaptığı bir konuşmada şunları söylemiştir: “…Osmanlı İmparatorluğu’nun o devirde kendi denetiminde olan Ermenilerin ortadan kaldırılması için kararverdiği yolunda tartışmasız kabul edilebilecek delillerin bulunmaması nedeniyle İngiliz Hükümeti 1915-1916 olaylarını bir soykırım olarak kabul etmemektedir.”
TARİHİ OLAYLAR BUGÜNÜN AMAÇLARI İÇİN KULLANILMAMALI
Aralarında Bernard Lewis, JustinMcCarthy, Stanford Show ve DankwartRustow’un da bulunduğu 69 Amerikalı bilim adamı, 19 Mayıs 1985’de New
York Times ve Washington Post’ta yayınladıkları bir bildiride şugörüşleri, savunmuşlardır: “…Tarihçilerin saldırganlar ve masumlar arasındaki sorumluluğu kesin olarak saptayabilmelerinden ve Doğu Anadolu’daki halk içinde çok sayıda Hıristiyan ve Müslümanın ölümüne veya yer değiştirmelerine yol açan nedenleri belirlemelerinden önce ortaya çıkartılması gereken daha çok şey vardır.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 17 Aralık 2013 tarihinde aldığı birkararda İsviçre’yi,Türkiye İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek’in Ermeni Halkına karşı soykırım yapılmadığını halkın içinde inkar ettiği gerekçesiyle mahkum etmek suretiyle konuşma özgürlüğünü ihlal etmiş olduğunu hükme bağlamıştır. Mahkeme tarihi açıdan mutlak biçimde belirlenmeyen meselelerde, özellikle soykırımın çok özel ve yüksek düzeyde kanıt gerektiren dar biçimde kanıtlanmış bir hukuki kavram olması nedeniyle oybirliğinin sağlanmasının güç olduğuna hükmetmiştir. Mahkemenin üst kurulu da 15 Ekim 2015 tarihinde bu kararın özünü benimsemiştir. Fransız Yüksek Mahkemesi de 8 Ocak 2016 tarihinde aldığı bir kararla Parlamentoların soykırım iddialarıyla ilgili hüküm vermeye yetkili olmadıklarını belirtmiştir. Ermeni soykırım iddiaları, öyle anlaşılıyor ki, Birinci Dünya Savaşında Türklere karşı yaptıkları katliamın ve 1970’li ve 80’liyıllarda Ermeni Terör Örgütü ASALA’nın Türk diplomatlarını öldürmelerinin üzerini örtmeyi amaçlamaktadır. 1993 yılından beri Yukarı Karabağ’la beraber Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal eden ve 1 milyon Azeri’yi göçe zorlayan, 25-26 Şubat 1992 tarihinde de Hocali’ye saldırarak aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 613kişiyi katleden Ermeniler, 1915 olaylarıyla ilgili iddialarını sürekli olarak tekrarlayarak bu trajik olayları gözlerden saklamak istemektedirler.
Tarihi olaylar bugünün amaçları için kullanılmamalı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 13 Nisan 2005 tarihinde İngiltere Parlamentosuna gönderdiği mektupta belirttiği gibi, tarih tarihçilere bırakılmalıdır. Yukarıda belirtilen olayların ve hukuki delillerin ışığında, Alman Parlamentosunun 1915 olayları hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesiyle Fransız Yüksek Mahkemesinin kararlarını gözardı edecek bir hüküm vermekten kaçınmasını bekliyoruz. Böyle bir karar Türk-Alman ilişkilerine de ciddi zarar verecek ve Türk halkının milli duygularını incitecektir.
MEKTUBA İMZA ATAN İSİMLER
Hristiyan Birlik partileri (CDU & CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller Partisi’ncehazırlanan önerge konusunda, Federal Almanya Meclisi üyelerine gönderilen mektuba şu isimler imza attılar:
Hakkı Akalın, Orhan Akbulut, Vezir Akdemir, Zekeriya Akıncı, Halil Akyüz, Önay Alpago, Kemal Anadol, Oya Araslı, Necla Arat, Mehmet Ali Arıkan, Ali Arslan, Yücel Artantaş, Şevket Arz, Gani Aşık, Ergün Aydoğan, İsa Ayhan, Selçuk Ayhan, Ferudun Ayvazoğlu, Feridun Baloğlu, Bülent Baratalı, Orhan Birgit, Ali Rıza Bodur, Mehmet Boztaş, Ersoy Bulut, Volkan Canalioğlu, Necati Cebe, Alev Coşkun, Mevlut Coşkuner, Osman Coşkunoğlu, Suat Çağlayan, Rasim Çakır, Vahit Çekmez, Erol Çevikçe, Orhan Ziya Diren, Gökhan Durgun, Şükrü Elekdağ, Hüseyin Ekmekçioğlu, Oktay Ekşi, Atilla Emek, Orhan Eraslan, Tuncay Ercenk, Gürol Ergin, Ahmet Ersin, Zeki Eroğlu, Abdürrezak Erten, İsa Gök, Birgül Ayman Güler, Ahmet Hasan Gümüş, Salih Gün, Rahmi Güner, Erol Güngör, Uluç Gürkan, Algan Hacaloğlu, Abdullah Emre İleri, Murat Kahyaoğlu, Erdal Karademir, Ahmet Yılmaz Kaya, Erdal Kesebir, Adnan Keskin, Ahmet Güryüz Ketenci, Ahmet Küçük, Mehmet Küçükaşık, Esfender Korkmaz, Osman Korutürk, Ali Kemal Kumkumoğlu, Muzaffer Kurtulmuşoğlu, Mehmet Küçükaşık, Faruk Loğoğlu, Şahin Mengü, Güldal Mumcu, Güldal Okuducu, Haşim Oral, Selahattin Öcal, Ensar Öğüt, Onur Öymen, İsmail Özay, Abdullah Özer, Ramazan Kerim Özkan, Ufuk Özkan, Mustafa Özyürek, Hüseyin Pazarcı, Mehmet Parlakyiğit, Kemal Sağ, Sıdıka Sarıbekir, Cevdet Selvi, Nur Serter, Tacidar Seyhan, Behiç Sonbay, Ertöz Vahit Suiçmez, Murat Sönmez, Orhan Sür, Feramus Şahin, Berhan Şimşek, Ahmet Tan, Bülent Tanla, Muharrem Toprak, Fevzi Topuz, Metin Tüzün, Enis Tütüncü, Engin Ünsal, Hüseyin Ünsal, Fahrettin Üstün, Cumhur Yaka, Abdülaziz Yazar, Sacit Yıldız, Dilek Akagün Yılmaz, Ahmet Yılmaz, Ahmet Yılmazkaya, Vedat Yücesan, Şefik Zengin
Oda Tv