Radikal Kötülük - Gündem
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Մթացեալ

Gündem :

21 Nisan 2016  

Radikal Kötülük -

Radikal Kötülük Radikal Kötülük

İnsanların, "başucu kitapları" ve `başucu yazarları` vardır.

Zaman zaman ihtiyaç duyduğumuzda, döner dolaşır o kitaplara sarılırız.

Aklımızın yetmediği olur bazı gelişmelere; yardım almak isteriz o kitaplardan...

İşte benim için, Hannah Arendt böyle yazarlardan biridir.

`Kötülük`ün en uç noktaya ulaştığı bugünlerde, bir kez daha Arendt`in, `kötülük` üzerine yazdıklarını okumaktayım.

Arendt bir Alman Yahudisi; asimile olmuş bir aileden geliyor; ancak Yahudi kimliğini hiçbir zaman inkar etmemiş.

Ve kimliğini tanımlarken şöyle söylüyor; `...Eğer bir kişi Yahudi olarak saldırıya uğramışsa, kendisini bir Yahudi olarak savunmalıdır. Bir Alman olarak değil, bir dünya vatandaşı olarak değil, bir insan hakları savunucusu veya başka bir şey olarak değil...`

Arendt, Almanya`daki soykırım sürecinde, toplama kamplarındaki `kötülüğü` tanımlarken, `radikal kötülük` kavramını kullanmıştır.

Burada oluşan suçları tanımlarken de, `suçların aşırı zalimliği karşısında verilecek tüm makul cezaların, anlamsız hale geleceğini` belirtmiştir.

Yine Arendt, `radikal kötülük" ile `totalitarizm` arasında bağlantı kurmuş ve `totaliter` kitle suçları karşısında, en etkin korumayı sağlayanın, `normal` kavramı olduğunu dile getirmiştir.

Şöyle devam etmiş Arendt; `Normal insanlar her şeyin mümkün olduğunu bilmezler, korkunç derecede kötü olanın karşısında, gözlerine ve kulaklarına inanmayı reddederler. Totaliter rejimlerin kurgulanmış, alt-üst olmuş bir dünya gerçekleştirmede bu kadar ileri gidebilmelerinin nedeni, totaliter ülkenin kendi nüfusunun büyük bir kısmını oluşturan dışarıdaki totaliter olmayan dünyanın her zaman hüsnükuruntuyu da izin vermesi ve aynı kitlelerin normal dünya karşısında yaptığı gibi gerçek çılgınlık karşısında gerçeklikten kaçmasıdır.`

Aslında Arendt, `radikal kötülük` kavramının içini doldururken, Nazi Almanya`sıyla birlikte, sanki `ittihatçı Türkiye`yi de anlatıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temelleri, 1915 soykırımında atılmıştır. Bu öylesine radikal bir kötülüktür ki gerçekten, bu kötülüğe verilebilecek en makul ceza, asla acıyı yok edemez.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, soykırımcı, ittihatçı kadrolarla yaptığı ve `yeni` diye anlamlandırdığı Cumhuriyet ise, öncekinin, `radikal kötülüğünü` devir alarak işe başlamıştır.

Öylesine çok, `radikal kötülük` örnekleri vardır ki tarihimizde, saymakla bitmez..

Dersim soykırımı ve birçok katliam ve en son, Roboski ...

Dün ise, TC devletinin bitmek bilmez, `kötülük` duygusu ve uygulamalarının son örneğini yaşadık.

34 ve çocuk yaşta olan Kürt insanının katledildiği ve katliamın ardından utanmaz yalanların, `sığınak yapıldığı` Roboski katliamının ardından, kalbinin ortasına acı düşen evler basıldı.

Katliamın izini sürmeye ve acılarını, çaresizliklerini ve mücadelelerini, bütün dünyaya duyurmaya çalışan 7 Roboski insanı,`katilleri` tarafından gözaltına alındılar.

Bu gerçek karşısında içimden şunlar geçiyor; `TC devleti, gerçekten de `radikal kötülük`ün temsilcisi...

Deriniyle, paraleliyle, radikal kötü!!!`

Marksist





Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+