24 Şubat 2016
Hrant Dink Vakfı, Kayseri`de acil olarak korunması gereken Rum ve Ermeni yapıları tespit etti. Bu şehirde eskiden yoğun olarak yaşamış olan Rum ve Ermeni nüfusu yok edildiğine rağmen, onlara ait tarihi binalardan bazıları hala ayakta. 19. yüzyıl sonunda nüfusunun üçte birini gayrimüslimlerden oluşan Kayseri’de bugün, müslümanlaştırılmış Ermenilerin dışında kendini Ermeni olarak tanıtan sadece tek bir kişi yaşıyor.
Hrant Dink Vakfı, bu yapılar hakkında “Ermeni ve Rum Kültür Varlıklarıyla Kayseri” başlıklı bir kitap hazırladı. “Ermeni ve Rum Kültür Varlıklarıyla Kayseri” kitabi üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde kentin tarihini anlatan makaleler, ikinci bölümde Rum ve Ermeni yapıların fotoğraflarıyla birlikte envanteri, üçüncü bölümde ise Kültürel Mirası Koruma Derneği`nin hazırladığı acil olarak korumaya alınması gereken 18 yapının risk analize yer verildi.
Kitap, Vakfın “Anadolu’nun Çok Kültürlü Mirasını Ortaya Çıkarmak ve Savunmak” projesinin ilk saha çalışması. Proje çerçevesinde önce “Anadolu’nun Çok Kültürlü Mirası Haritası” oluşturularak Ermeni, Rum, Süryani ve Yahudilere ait kilise, sinagog, manastır, şapel, okul yetimhane gibi 9250 yapının envanteri hazırlandı.
Hrant Dink Vakfı’ndan Zeynep Oğuz, Kayseri`de eskiden 377 yapıdan sadece 181’ini yerinde tespit edebildiklerini açıkladı. 196 yapının ise fiziksel izleri bile bulunamamış. Kaydedilen 181 yapıdan 113’ü Ermenilere, 68’i Rumlara aittir. Oğuz, hızla artan tahribat nedeniyle 2015’te yapılan bu tespitten şimdiye kadar bu yapılardan ne kadarının ayakta kaldığının da belli olmadığını dile getiriyor.
Kültürel Mirası Koruma Derneği’nden Banu Pekol, “Bu yapıların hepsi tescilli. Ancak tescilli olmaları korundukları anlamına gelmiyor. Bu yapılar korunmazsa yok olacak. Yangın, su baskını, vandalizm gibi tehditlerle karşı karşıyalar. Anadolu’da çok yaygın olan definecilik de çok yaygın. Hepsi başıboş bırakılmış, kilitleri bile yok. Herkes rahatça girip çıkabiliyor. Her yer kazılıyor, çok ciddi hasarlar var.”
Ermeni Haber