15 Şubat 2016
Karabağ sorunu çözümlenmediği müddetçe ve Türkiye tarafından gerçekleştirilen tecrit kaldırılmadıkça
iyi yaşayamıyacağımız zihniyeti kabul edilemez. Ülkemiz yönetimindeki aksaklıklar bu sebeple değil.
Beyanat 12 Şubat’ta cumhurbaşkanlığı konutunda yasama, yürütme ve yargı yanısıra yerel yönetim
organları yöneticilerine hitap eden Ermenistan cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’dan geldi.
Sarkisyan şunları kaydetti:
″Ermenistan’da durum değerlendirmesi dış dünya etkisinin net değerlendirmesi olmaksızın mümkün
değildir.
Ancak burada dış etmenlerin yerini ve rolünü net takdir etmeli. Evet hemen dışımızdaki ortam komplike,
şaşkın ve sıklıkla oldukça tezat ve zorluk şu ki birçok halde bu ortam öngörülemez durumda. Bunun
dışında, Ermenistan dünya ekonomik sisteminin bir parçasını oluşturmakta, öyle ki dünya piyasalarının
etkisinden kaçınamaz.
Fakat bu hiç te, bütün bunlara sineye çekeceğimiz anlamına gelmiyor. Karabağ sorunu çözümlenmediği
müddetçe ve Türkiye tarafından gerçekleştirilen tecrit kaldırılmadıkça iyi yaşayamıyacağımız zihniyeti
kabul edilemez. Ülkemiz yönetimindeki aksaklıklar bu sebeple değildir″.
Cumhurbaşkanı sözlerinin devamında şunları kaydetti: ″Türkiye ve Azerbaycan yönetiminin tutumunu
çoktandır hepimiz çok iyi biliyoruz. Ancak filliyat şu ki yıllardır onlar tarafından gerçekleştirilen siyaset,
görmeyi arzuladıkları sonucu vermedi. Onlar bizimle tehdit, zorlama ve kuvvet diliyle konuşmayı
denediler. Bu şekilde bizimle konuşmak beyhudedir ve herhangi bir sonuç vermiyecektir, bugüne kadar
vermediği gibi.
Karabağ meselesine yönelik müzakereler devam edecek. Tutumumuz aynıdır: Karabağ sorunu Karabağ
halkının özgür kader tayiniyle çözümlenecektir. Kalan tüm meseleler bunun türevidir ve bu sorunun
çözümüne paralel olarak mantıki ve adil çözümlerini bulacaklardır. Bu temel mesele varolduğu müddetçe,
Karabağ’ın statüsü belirsizliğe maruz kaldıkça, diğer hiçbir mesele çözüm bulamaz″.
Türkiye’yle ilişkiler konusunda başkan Sarkisyan, şu anda hiçbir ilerleme olanağı görmediğini
kaydederek:
″Biz bu koşullarda 25 yıldır yaşıyoruz. Bu koşullara alıştık ve uyum sağladık. İlerleme olanaklarımızı bu
sorunun çözümüne bağlamıyoruz ve bağlamayacağız.
Martakert ve Martuni’nin batısında, Gümrü ve Armavir’in batısında hiçbir reel partnöre sahip
olmadığımzı düşüncesine alışmalıyız. Şimdiye kadar, az veya çok bir gelişim temposu temin ederek onlar
olmaksızın yaşadık. Orada dipsiz ve geçit vermez bir batalık olduğunu varsayalım″dedi.
Cumhurbaşkanına göre diğer iki komşu Gürcistan ve İran’la ilişkilerin iyi komşuluk ortamında
geliştiğini ifade ederek ″Burada hiçbir sorunla karşılaşmadığımız aşikardır. Bu ülkelerle işbirliği bizim
için kıymetlidir ve Tiflis ve Tahran’la aynı ruhla çalışmaya devam edeceğiz.
Genel olarak dış politikamız öngörülür olup, daima maceralardan uzak durmuştur. Güven ve menfaat
zemini üzerine kurulu ilişkilerin şekillenmesi yararına herkesle daima olumlu ve karşılıklı saygı içinde
olduk. Süper devletler ve önemli jeopolitik merkezlerle zıtlaşan alanında faaliyet göstermeyi asla
denemedik, ucuz ve kısa vadeli, bu güçlerin çelişkilerinden gün bugün deyip menfaat edinmeye
çalışmadık.
Şimdi bu güçlü zemin üzerinde ileriye bir adım daha atmanın zamanı geldi. Dışişleri Bakanlığına ve tüm
diplomatik misyonlara, Ermenistan’ın ekonomik menfaatlerini ileri taşıma işine şevkle yönelmeleri
talimatını verdim″ dedi.
News am