18 Ocak 2016
Suriye, savaşın başladığı 2011 yılına kadar yaklaşık 80 bin Ermeni’nin yaşadığı bir ülkeydi. Ermeniler Şam, Halep, Deyr Ez Zor ve Lazkiye kentlerinde yoğunlaşsa da ülkenin her yerinde Ermeni köy ve kasabalarına rastlamak mümkündü. Ancak savaşla birlikte saldırıların hedefi olan Ermenilerin kaçışışı da başladı.
Lazkiye merkezindeki Ermeni nüfusun neredeyse yarısının göç ettiği ve kentte 2 bin-2 bin 500 civarında Ermeni kaldığı belirtiliyor. Kesep saldırısının ardından kasabadan kaçanların bir süre kaldığı Ermeni Kidon Kilisesi, 6 Ocak Noel kutlamasını da az sayıda insanla ve mütevazı bir törenle yaptı.
ERMENİ KASABASI KESEP, NUSRA’NIN HEDEFİ OLDU
Küçük törenlerle yılbaşını ve Noel’i kutlayan Lazkiye’nin Kesep kasabası, yaklaşık 2 yıl önce Nusra Cephesi öncülüğündeki silahlı grupların saldırısına uğramıştı. Ülkedeki Ermeni kasabalarından biri olan Kesep, Türkiye-Suriye sınırında bulunuyor. Türkiye-Suriye arasındaki sınır kapılarından biri olan Kesep kapısı da bu kasabada ancak kapıdan geçmek isteyen Suriyeliler için Türkiye’nin çeşitli belgeler istediği belirtiliyor. Bu kapıdan Türkiye’ye geçenler aynı yolla geri dönemiyor.
Lazkiye’den Kesep’e uzanan 2 yoldan biri olan sahil yolu hala açık ancak dağ yolu olarak bilinen ikinci yol, son aylarda yoğunlaşan Türkmen Dağı ve çevresindeki hava saldırıları ve çatışmalar nedeniyle neredeyse 4 yıldır sivillerin geçişine kapalı.
Kasaba sınırlarının başladığı yerden itibaren evlerde, yol kenarlarında 2 yıl önceki çatışmalardan kalan izler ve yıkım görülebiliyor.
Suriye ordusu
© SPUTNİK/
Suriye ordusu, El Nusra`nın kalesi olan Türkmen köyünü geri aldı
`İŞ BULMAK İÇİN GÖÇ ETTİLER`
Sputnik’e konuşan kasabanın muhtarı Sebuh Kürkçüyan, kasaba nüfusunun 2011 yılına kadar 4 bin civarında olduğunu ancak savaş şartları ve kasabaya saldırının ardından nüfusun 3 bin civarına indiğini söyledi. Çok sayıda ev ve işyerinin hala boş olduğu kasabadakilerin bir kısmı Lazkiye ve Şam’a, bir kısmı da çeşitli ülkelere göç etmiş.
Muhtar Kürkçüyan’a göre “Göç edenlerin çoğu evlerini tamamen terk etmedi. Kesep’e saldıran silahlı gruplar birçok dükkanı ve evi yağmaladı ve yaktı. Bu nedenle çoğu insan iş bulmak ve çalışmak için başka yerlere gitti.”
SAVAŞTAN ÖNCE TURİZM VE TARIM BÖLGESİYDİ
Kesepliler, 5 yıl önce kasabanın yoğun ilgi gören turistik bir yer olduğunu, 20 civarında restoran ve 80’e yakın dükkan olduğunu anlatıyor. Şimdi 4 restoranın açık olduğu kasabada 15 kadar dükkan tamir edilip yeniden açılmış. Çatışmalardan dolayı hasar gören ya da yakılan kiliselerin restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Kasabada okulların açık olduğunu, öğretmen açığının olmadığını belirten muhtar Kürkçüyan, birçok Keseplinin dikkat çektiği noktaya vurgu yaparak, “Biz Kesepliler çiftçiyiz, geçimimizi bahçelerden sağlarız. Kesep’e saldıranlar bazı bahçeleri de yaktı. Ağaçlarla beraber toprak da yandı. Şu anda kasabada tarım yapılan arazinin yaklaşık yüzde 25’i yanmış durumda. Toprağın düzelmesi, meyve ağaçlarının yeniden meyve verecek kadar büyümesi için 10 yıl lazım” dedi.
TÜRKMEN DAĞI`NDAKİ ÇATIŞMALAR ENDİŞE YARATIYOR
Elma ve portakal bahçelerinin uzandığı Kesep, Türkiye sınırındaki Türkmen Dağı’nın bulunduğu bölgeye oldukça yakın. Bu bölgedeki çatışmaların ve bombardımanın şiddeti Kesep’ten duyulabiliyor. Kesep kasabasında günlük hayat bu şartlar altında normal akışında, ancak “Bölgedeki çatışmaların şiddetlenmesi halinde Kesep’e yeniden saldırı olur mu’” sorusunu soran Kesepliler de var.
Sputniknews