17 Ekim 2015
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Kantarcı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi`nin Doğu Perinçek`in başvurusu üzerine 1915 olaylarına Ermeni iddialarına ilişkin kararı hakkında, "Türkiye`nin eli çok güçlendi. Ermenilere yıllardır `Bu konuda ısrarlıysanız, mahkeme yolunu seçebilirsiniz` diyorduk. Ama Ermeniler mahkeme yolunu seçmiyorlardı" dedi.
Prof. Kantarcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AİHM`in verdiği kararın çok önemli olmasına karşın, ifade özgürlüğünü savunan AİHM`de kararın 7`ye karşı 10 oyla alınmasının düşündürücü olduğunu belirtti.
Kararın, Türkiye açısından olumlu bir karar olduğunun altını çizen Kantarcı, şöyle konuştu:
"Türkiye`nin eli çok güçlendi. Ermenilere yıllardır `Bu konuda ısrarlıysanız, mahkeme yolunu seçebilirsiniz` diyorduk. Ama Ermeniler mahkeme yolunu seçmiyorlardı. Hasbelkader Perinçek`in İsviçre`de "Ermeni soykırımı Emperyalist bir yalandır" ifadesi, İsviçre`nin bu konuda ceza vermesi ve bu kararın çıkması... Önce şer gibi görünen bir olayın Perinçek davasıyla hayırlara vesile olması, Türkiye açısından uluslararası arenada ses getirmesi açısından Ermeni sorunu özelinde çok önemli olmuştur. "
- Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın "komisyon kuralım" teklifi
Kantarcı, 1915 yılında gerçekleşen tehcir hadisesinin soykırım olmadığını, uluslararası platformlarda yıllardır anlatmaya çalıştıklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın, bunu özellikle uluslararası arenada dile getirdiğini aktardı.
Erdoğan`ın, "Yabancı ve Türklerden oluşan uluslararası bir komisyon kuralım. Bu komisyon otursun çalışmalar yapsın. Ermeni ve Türk tarafından karşılıklı belgeler verilsin. Bu belgeler neticesinde hangi karar çıkacaksa biz ona uyalım" dediğini anımsatan Kantarcı, şöyle devam etti:
"Olması gereken buydu. Türk tarafı buna hazır. Cumhurbaşkanı bunu defalarca dile getirmesine rağmen Ermeni tarafından böyle bir şeye katılım olmadı. Batı tarafından da Avrupa ve Amerika`dan da böyle bir destek gelmedi. Sorunun çözümü için her iki tarafında bir araya gelip, oturup masada bu komisyonu gerçekleştirmeleri lazım. Çıkacak sonuca da hepimizin katlanması lazım."
- "Konu halen sıcaklığını koruyor"
Kantarcı, 2001 yılında böyle bir komisyon kurulmasına ve karşılıklı belge alıp verilmesine karar verildiğini anımsatarak, ilk toplantıya katılan Ermenilerin, ikinci toplantıya katılmadıklarını kaydetti.
Gerek Ermenistan, gerekse de Avrupa ve Amerika`daki lobilerinin, sözde Ermeni soykırımını önemli bir dış politika kartı olarak yıllardır kullandığını vurgulayan Kantarcı, "Avrupa`da yerine göre kullanıyor. 2015 yılında Avrupa`da bir çok parlamentoda ve ABD`de yeniden gündeme gelmesi, Rusya`nın bunu kabul etmesi, bu konunun halen sıcaklığını koruduğunu gösteriyor. Ama Perinçek davasında AİHM`in üst mahkemesinin almış olduğu karar, bizim için çok önemli. Elimizi güçlendirici karar" diye konuştu.
- "Yeni bir sayfa açılması açısından bir şans olabilir"
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Rektör Yardımcısı ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Akça da kararın Türk-Ermeni ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması açısından bir şans olabileceğini belirtti.
Bu kararın hem demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından hem de uluslararası hukuk açısından önemine işaret eden Akça, şöyle devam etti:
"AİHM`nin bu kararı, Avrupa`daki düşünce ve ifade özgürlüğünün teyit edilmesi açısından önemlidir. Karar, 1915 Ermeni olaylarının Avrupa mahkemelerinde tartışılarak, Türkiye`nin ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının cezalandırılamayacağını, 1915 Ermeni olaylarının Avrupa’da siyasi parlamentolar tarafından soykırım olup olmadığı konusunda karar verilemeyeceğini göstermiştir. Bu karar, 1915 Ermeni olaylarının `soykırım` olup olamayacağına Avrupa mahkemelerinin karar veremeyeceği açısından önemlidir."
Söz konusu karar ile tarihi olayların ancak tarihçiler tarafından tartışılarak karara bağlanabileceğini anlatan Prof. Akça, "AİHM`nin bu kararı, Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde AB`nin Türkiye’nin önüne sık sık `1915 Ermeni Olayları`nı getirmesi açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Artık bundan sonra Türk-AB ilişkilerinde bu argüman ortadan kalkmıştır. Bu karar, Türk-Ermeni ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması açısından bir şans olabilir. Ayrıca Ermeni-Azeri ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılması için bir eşik olabilir" değerlendirmesinde bulundu.