30 Ağustos 2015
Suriye’deki savaştan etkilenen Halep Ermeni Cemaati, 600 yıldan fazla bir tarihe sahiptir. Son dört yılda bombalar altında direnen cemaatin kamu varlığı, kiliseleri, okulları, kütüphaneleir, arşivleri, hastaneleri, vakıf gayrimenkulleri, kültür merkezleri, spor tesisleri vs., halen Halep’te kalan Ermenilerin günlük hayatına hizmet etmeye devam ediyorlar. Cemaat düzeyinde Halep’te kalmaya devem etmenin, cemaatin tarihini, varlığını, kültürünü, mirasını terketmemenin yanısıra, bireyler düzeyinde durum çok farklı. Onbinlerce Halep’li Ermeni, Ermenistan’a, Lübnan’a, Avrupa’ya, Amerika’ya, Avusturalya’ya ve diğer ülkelere göç etti. Çünkü kimi evini kaybetmiş, kiminin ailesinde birisi yaralanmış ya da ölmüş, kimi çocuklarını kurtarmak için gitmiş…
“Agos”un muhabiri Vahakn Keşişyan, Halep Ermenileri hakkında şöyle yazıyor, “Onlar belki de çıkmak istemelerine rağmen Halep’te kalmak zorundalar, belki de gidecekleri bir yerleri yok, belki de her şeye rağmen mülteci olmak istemiyorlar... Savaştan önce Halep Cemaati’nin nüfusu, 40-50 bin arasında tahmin ediliyordu. Okullarda 8.000 öğrenci vardı, ki Ermeni öğrencilerin neredeyse tamamının yalnızca Ermeni okullarına gittiği tek Diaspora cemaatiydi Halep. Şimdiki durumda ise öğrencilerin sayısı 2.500-3.000 civarında, bu da cemaatin üçte birinim Halep’ten çıktığı anlamına geliyor.”
Halep Ermenileri ile konuşan Keşişyan, onlardan bazılarının sözlerinden bazı alıntılar yapıyor.
Y. Z. (38)
“Mesele yalnızca hayatta kalabilmek değil, normal bir insan gibi yaşamak en zoru. Abartmak istemiyorum, ama Halep’te yaşamaya devam etmek, kahramanlık gerektiren bir şey. Benim için Halep’ten çıkmak, Ermenistan’a gitmek anlamına geliyor. Ama ben bu toprağın üstüne yaşamak istiyorum. Ne zamana kadar dayanabilirim bilmiyorum.”
H. G. (26)
“Halep’te korkuyla yaşamaya devam ediyoruz. Bu korkuyu yenebilmek için ise cesarete ihtiyacımız var. Neden hâlâ Halep’te kalmaya devam ediyorum? Çünkü bu şehri seviyorum. Farz edelim ki sevgiliniz hastalandı, bu hastalık ölümcül de olabilir, bırakır gider misiniz? Ben de böyle bakıyorum şehrime; aynı kaderi paylaşıyoruz ben ve şehrim. Buradan çıkmak ister miyim? Boynuma kılıç dayamadıkları sürece hayır. Bir şeyi belirtmek istiyorum. Bizim yerimize karar almayın. Burada yaşayanlar reşit insanlardır. Bizim akıl hastalıklarımız yok, karar alabiliriz, kendi kaderimiz bizim elimizde ve bizi bir yerden bir yere taşımak için kimseye ihtiyacımız yok. Herkes kendi kaderini kendisi belirler ve herkes kendisinden sorumludur. Umarım bir fikir verebildim.”
M. N. (60)
“Halep’te yaşam çok zor. Biraz alışsam da her gün yeni zorluklar çıkıyor ve onlara da alışmaya çalışıyoruz. Su sorunu çok büyük! Yiyecek içecek, elektrik ve internet sorunumuz olmazsa, bombalar ve keskin nişancılara yine de dayanırız sanırım. İşim var Halep’te. Halep’ten çıksam ne yapacağımı bilmiyorum. Ermenistan’da ya da Beyrut’ta bir şeyler yapabilirim belki, ama her koşulda mülteci olacak, arkadaşlardan yardım istemek zorunda kalacağım, onların evlerinde kalmayı rica edeceğim. Bunu yapmak, çok zor benim için; burada kalmayı tercih ederim. Evimin bölgesi çok tehlikeli değil. Komşularımla, ki çoğu Ermeni değil, yardımlaşarak devam etmeye çalışıyoruz, barış gelene kadar. Evim yıkılırsa ne yaparım bilmiyorum. Belki o zaman gitmek zorunda kalırım, birçok tanıdığıma öyle oldu. Gitmek istemiyorlardı, ama gitmek zorunda kaldılar. Ama onlar, savaş bitince geri gelecekler.”
T. T. (49)
“Burada yaşamaya devam etmek, hayatta kalma mücadelesinden ibaret. Yemekten güvenliğe, çocukları korumaktan onlar için biraz olsun olumlu şartlar yaratmaya... En büyük derdim, onların okula gitme meselesi. Keşke okula gitme sorunumuz olmasaydı, evde gözümüzün önünde olacaklardı hep. Şimdi her gün, okula gittiklerinde bir şey olacak diye korkuyorum. Oğlum daha küçük, kızım büyük, savaştan önceki hayatı nasıl hatırladıklarını bilmiyorum. Umarım bir gün, savaşın olmadığı bir hayatı yaşayabilirler. Ben onları başka bir yere götürmek istiyorum. Beyrut’a gitmeyi denedim, olmadı. Belki Ermenistan’a gideriz. Oraya yerleşen arkadaşımdan haber bekliyorum. Ermenistan’da da zor olduğunu söylüyorlar. Ama çocuklar için gitmeliyiz. Eşim de gitmeyi çok istiyor. Belki oradan da Avrupa’ya gideriz. Halep’te kalanlar için bu bir ihanet olacak belki de... Herkes kendi başının çaresine bakmalı.”
Kaynak: Ermenihaber.am