28 Mayıs 2015
Hrant Dink Vakfı’nda bir belgesel izledim: Portakalın Uykusu.
Belgeselin yönetmeni Eylem Şen hatırlattı:
Aslanlar tarihini anlatmazsa avcılardan dinleriz!
Bundan yüz yıl önce, yerlerinden edilen Ermenilerin birçoğu evlerinden çok uzağa gitmek zorunda kalmış ve ölmüş / öldürülmüş.
Hatay’ın Musadağ yöresindeki yedi köyün halkı ise direnmeyi seçmiş.
Dağlık arazide 53 gün direnmişler. Daha sonra, sağ kalanlar, Mısır’ın Port Said limanındaki mülteci kamplarına yerleştirilmiş.
Şimdilerde, Erivan’ın Museler bölgesinde yaşayan Musadağ direnişçilerinin torunları, mahallelerini Musadağ’ın yedi köyüyle isimlendiriyormuş: Hacı Habibli, Kebusiyeh, Vakıf, Keder Bek, Yoğunoluk, Bityas ve Yezur.
Bugün Musadağ’da, 135 nüfuslu, tek bir Ermeni köyü kalmış: Vakıflı.
Hasmik Martiryan köklerini ziyarete giderken...
Musadağ direnişçilerinin torunları için buluşma noktasıymış Vakıflı köyü. Her yıl, Musa Ler’de, Anjar’da, Kesab’da, Avrupa’da, Amerika’da yaşayan Musadağlılar, Vakıflı’ya gelip anılarını canlı tutuyorlarmış.
Halkın direnişi kuşaktan kuşağa aktarılsın diye yapılmış Portakalın Uykusu belgeseli. Adını Hasmik Martiryan’ın hikâyesinden almış.
Direnişin acıları ve düşleri ile büyümüş Hasmik Martiryan, elinde fotoğraflarla köklerini ziyarete gidiyor Vakıflı’ya. Dinlediklerinin peşine düşüyor.
Hasmik Martiryan Portakalın Uykusu`nu anlatırken...
Belgesel yapılmasaydı ben Vapur Anıtı’nı böylesine bilmiyor olacaktım belki de. Vapur Anıtı’nın ne hale getirildiğine -belgeseli izleyerek- şahit olduğumda, püskürerek ağlamaya başladım. ’80 sonrasında verilen emirlerle dağıtılmış anıt, Ermeni eserleri yok edilirken...
Filmden sonra, söyleşiye kalınca öğrendim ki şu an sınırı geçmek hâlâ zormuş. Gürcistan üzerinden (yüksek maliyetle) ve haftada sadece 2 sefer Ermenistan’a uçak varmış. 4 saate yakın sürede (zorlaştırılmış halde) gidiliyormuş, dönüş ise (daha kolay) 2,5-3 saatmiş. Bağlantı kesiliyormuş böylece.
Belgeselin yönetmeni Eylem Şen: Aslanlar tarihini anlatmazsa avcılardan dinleriz.
Belgeseldeki demirci ustası Khachik Tosunyan “... Dönmem, başkasının bağından meyve koparmaya benzer” deyince Vartkes Hergel “... Öyle değil kardeşim, olur mu, buralar senin zaten” dedi.
Hrant Dink’in öldürüldüğü yere hâlâ anıt yapılmadı.
“Bizden belge istiyorlar” dediklerinde “Yaşayan her Ermeni bir belgedir” cevabını verirmiş Hrant Dink.
Öyleyse ben de bir belge olmaya gayret edeyim:
Ermeni kardeşlerim,
Duygularınızı ve acılarınızı paylaşıyorum.
Sizlerden özür diliyorum.
T24