06 Mayıs 2015
- Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ünüvar: - "24 Nisan 2015`te Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde 100`e yakın devlet adamı, 24 devlet başkanının katılımıyla bütün dünyaya Çanakkale`den birlik beraberlik mesajı verilmiştir. Türkiye`den böyle bir mesajın verilmesi çok önemliydi. Dolayısıyla o Ermeni iddialarının herhangi bir temeli söz konusu değil" - "Soykırım iddiasında bulunanların kendi tarihlerine bakması gerektiği çok açık"
ADANA (AA) - VOLKAN KAŞİK - Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Necdet Ünüvar, 24 Nisan`da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan `ın önderliğinde 100`e yakın devlet adamı ve 24 devlet başkanının katılımıyla Çanakkale`den dünyaya birlik mesajı verildiğini belirterek, "Türkiye`den böyle bir mesajın verilmesi çok önemliydi. Dolayısıyla o Ermeni iddialarının herhangi bir temeli söz konusu değil" dedi.
Ünüvar, AA muhabirine, "sözde Ermeni soykırımı" iddialarının hiçbir temeli bulunmadığını söyledi.
İddiaları ortaya atanların da bunun bir temele dayanmadığını çok iyi bildiklerini ifade eden Ünüvar, "Arşivleri açalım. Bu konuya parlamentolar değil, tarihçiler karar versin` dediğimiz zaman buna yanaşmıyorlar. Buna yanaşmamalarının altında yatan gerçek, aslında o iddialara kendilerinin de inanmıyor olması" diye konuştu.
Ünüvar, 1915`de yaşananları birilerinin "sözde soykırım" iddiasıyla ifade ettiğini anımsatarak, öne sürülenlerin tarihi gerçeklerle örtüşmediğini dile getirdi.
Adana`nın Saimbeyli ilçesinde, 1915-1920 yıllarında 80 Müslüman Türk`ün Ermeni milislerce şehit edildiğini aktaran Ünüvar, şöyle devam etti:
"Ermeni milisler orada sadece Müslüman Türkleri değil, masum bazı Ermenileri de katletti. Esasında 1915`de olan hadise, tehcir, o masum Ermenilerin, bu Ermeni milislerin ellerinden kurtulması için riskli yerlerden daha az riskli yerlere taşınması işidir. Bunu, insaf sahibi Ermeniler de söylüyor ancak Ermeni diasporasından bir grup, ısrarla başka bir şey söylüyor. 2015`te zannettiler ki dünya, soykırım tasarısını kabul edecek ancak dağ fare doğurdu, herhangi bir şey de olmadı. Yani aklıselim devlet adamlarından gerçekten aklıselim açıklamalar geldi. Bir kısmı soykırımı şiddetle reddetti. Soykırım iddiasında bulunanların kendi tarihlerine bakması gerektiği çok açık. Kendi tarihinde bu nevi hadise olan bazı liderler de böyle açıklamalar yaptı. Onlara, kendi tarihlerine bakmalarını öneriyorum. 24 Nisan ile ilgili konu, 2015`te herhangi bir sıkıntıya mahal olmaksızın sonuçlanmıştır."
- "İddialarının herhangi bir temeli söz konusu değil"
Ünüvar, Çanakkale Kara Savaşları`nın 100. yılı kapsamında düzenlenen törenin önemine dikkati çekerek, "24 Nisan 2015`te Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde 100`e yakın devlet adamı, 24 devlet başkanının katılımıyla bütün dünyaya Çanakkale`den birlik beraberlik mesajı verilmiştir" dedi.
Dünyada istikrarın ve barışın korunmasında Türkiye`nin öneminin vurgulandığının altını çizen Ünüvar, "Çanakkale`ye gelen devlet başkanları ve devlet adamları da bu mesajı kabul etmiştir. Yani Türkiye, dünyanın ve bölgenin istikrar abidesidir. Dolayısıyla Türkiye`den böyle bir mesajın verilmesi çok önemliydi. Başarılı bir organizasyondu. Dolayısıyla o Ermeni iddialarının herhangi bir temeli söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
- "Şu an Azerbaycan topraklarının 5`te biri esir"
Hocalı`da 1992`de bin 300 Müslüman, Ahıskalı, Azerbaycanlı`nın katledildiğine dikkati çeken Ünüvar, bir çoğunun da yerlerinden edildiğini vurguladı.
Bu tarihten 2 yıl sonra da Dağlık Karabağ`ın işgali ile sonuçlanan sürecin başlatıldığını anlatan Ünüvar, şöyle konuştu:
"Şu an Azerbaycan topraklarının 5`te biri esirdir, Ermenistan işgali altındadır. Tam 1 milyon o yöreden insan, yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır ve şu an Azerbaycan`ın değişik şehirlerinde yaşamaktadırlar. Dünyanın öncelikle Dağlık Karabağ meselesinin çözümü için adım atması gerekiyor. 20 yıl önce Minsk Grubu kuruldu ama Minsk Grubu`nun 20 yıldır yaptığı şey, havanda su dövmektir. Minsk Grubu, asıl Dağlık Karabağ`daki işgali sonlandırma noktasında adımlar atmalıdır. Orada yerinden, yurdundan edilmiş Azeri vatandaşların yuvasına kavuşmasını temin etmelidir. En azından mezarlıktaki yakınlarını ziyaret etmeleri, Fatiha okumaları, oradaki mahzun camilerden ezan sesinin yeniden yükselmesi sağlanmalı ancak dünya, maalesef bunu görmek istemiyor ama görecek, kabullenecek. Çünkü dünyada nihayetinde vicdanın temiz sesi galip gelecektir."
Radikal