04 Mayıs 2015
NEWS.am’in Osmanlı Türkiyesinde 1915-1923 yıllarında gerçekleştirilen Ermeni Soykırımının 100. Yıldönüü çerçevesinde «Sağ kurtulanlar» dizisine devam etmekte.
«Sağ kurtulanlar» çoculuklarını ve vatanlarını kaybeden sıradan insanların hikayelerini içermekte.
«Sağ kurtulanlar» 100 yıllık telafi beklentisinin 100 yıllık acı ve belleğidir.
«Sağ kurtulanlar» tanınmayı, kendi acılarının tanınması umudunu kaybetmeyen, sayıları her geçen gün seyrekleşen insanlar topluluğudur.
«Sağ kurtulanlar»dan biri 103 yaşındakiAntranik Matevosyan’dır.
Erivan Sari Tagh mahallesinde kendine özgü bir hayat yaşamakta. Zaman sanki burada özünde acele edecek birşeyi olmadığını söyler gibi daha sakin ve huzurlu akmakta...
Ve eğer Tanrı Erivan’da dolaşsaydı mutlaka, Ermenistan’ın başkentinin sanki avuçlarının içinde olduğu Matevosyanların evi yakınında mola verirdi (Fotoröportaj).
1918’in bir gününde Tanrı’nın görünmez varlığını Siranuş Matevosyan da hissediyordu. 6 yaşındaki oğlu Antranik’i ve elinin vardığı eşyaları alarak eşi Artem’le beraber evden kaçar. Ancak görünmez bir el onu anbara doğru geri yöneltir.
- Burada un, fasulye, bal ve Narekalı’nın ikonasını saklıyorduk-bugün bir asır sonra hatırlıyor 103 yaşındaki Antranik dede. Muhtemelen Tanrı ikonamızı bizmle beraber götürmemizi istiyordu. O da bizi kurtardı.Beklenen katliamlara ilişkin Artem, Rus Ordusunda askerliği esnasında duydu ve aynı anda üniformalı halde akrabalarını kurtarmak için askerden kaçtı. Ancak onun gelişine kadar kayınpederi ve kayın validesi ve damadı hunharca katledilmişlerdi, geriye yapılacak tek şey eşi ve çocuğuyla beraber Kars’tan gözünün kesitiği yere kaçmaktı.«Annem açık tenliydi ve Kürt kadını yerine geçsin diye yüzüne is sürmüş ve başını siyah örtüyle bağlamıştı.» diye devam ediyor Antranik dede annesinin hikayesini anlatmaya devam ederek.Böylece onlar, bildik mekanları yurt ocağını ve yılların birikimi varlıklarını terk edip köyden köye gitmekteydiler.
- Varlıklarımız çoktu: Saban, inek, manda-diye saymakta Antranik dede-. Paraların büyük kısmını gizli bir yerde saklıyorlardı. Bunların yerini sadece büyük annem biliyordu...Onu öldürdüler, böylece her şey kayboldu.
Onlar yolları aşındırırken, Ermeni izi süren Türkler onların kim olduklarını anlamasınlar diye anadilleriyle konuşmamaya çalışıyorlardı.
- Annem gece gündüz yayan yürüdüğümüzü söylüyordu. Beraberimizde aldıklarımız çabucak bitti, ancak yorgunluğa, açlışa ve soğuğa karşın ilerlemek gerekiyordu.
Bir sefer onlara bir Türk askeri rastlar.
- Babam beni paltoya sarılı halde omzunda taşıyordu, Türk askerse beni silah sanmıştı. Sonra çocuk olduğumu gürdü ve hangi milletten olduğumuz sordu, babam ‘Kürdüz‘ dedi.
- Matevosyan ailesi kısa bir süre sonra Batum’a ulaşır ve kışlalardan birine yerleşir. Antranik dedenin ifadesiyle o zaman gemilerle Batum’dan Büyük Britanya’ya kaçmak mümkündü; çokları bu fırsattan
yararlandılar, ancak onlar kalmaya karar vediler ve 2 yıl sonra Rusya’nın Maykop kentine taşındılar.
Antranik 1930 yılında kaderin cilves olarak annesi Siranuş’un adını taşıyan genç bir Ermeni hanımla evlenir. Ortak yaşamları esnasında ailelerinde 7 çocuk dünayay gelir: Tevan, Haçik, Gohar, Angin,
Araksya ve ikizler Rafael ve Razmik.
1936-1937 yıllarında Antranik ailesiyle Ermenistan’ın Etchmiatsin kentine taşınır.
- Ben sürekli oların Ruslar olduğunu, kendi topraklarında yaşadıklarını, bizlerse Ermeniydik ve Vatana dönmenin zamanıdır şeklinde düşünüyordum – diyor geçmişe bugünden bakarak Antranik dede.
1939 yılında milyonlarca hayata mal olan ve birkaç neslin hayatını değiştiren İkinci Dünya Savaşı başladı. Antrani dedeyi cepheye götürmediler, ancak savaş yıllarında Goris’te, Akhalkelek’te ve diğer
kentlerde çalışıyordu. İlerde Matevosyanlar Erivan Sari Tagh mahallesine taşınırlar; Antranik dede bu güne dek yaşamakta olduğu evi kendi elleriyle inşa eder.
- İşte böyle de günlerim geçti-diye sözlerini sona erdirir kaybettiği gençliğinin hasretiyle Antranik dede.
Artem Matevosyan hayatı erken son buldu. Eşi Siranuş 1993 yılında öldü. Şimdi eşi ve üç kardeşi Gurgen, Garen ve Arsen onunla birlikte değiller.
Şimdi çocukları, gelinleri, torunları ve torun çocuklarının ihtimam ve bakımıyla çevrelenmiş durumda.
Onların sayısı 70’i geçmekte.
Narekalı’nın ikonası 90 yıl sürekli elden ele geçer ve evden eve göç eder. Onun bugün nerede olduğunu kimse bilmemekte. Ancak Antranik dede ailelesini Osmanlı Türklerinin elinden kurtaran Tanrı’ya inanmaya devam etmekte ve gömleğinin cebinde bu haçı hep saklamakta.
News am