15 Nisan 2015
Batman’da, 1915’teki Ermeni tehciri sırasında ana ve babaları öldürüldüğünde Ermeni kardeşler Nuran 11, Nure 13 yaşındaydı... Nuran Türkiye’de bir çobanla evlendirildi, Nure Suriye’ye kaçıp oraya yerleşti. Biri Müslüman, öteki Hıristiyan olarak büyüdü. İki bacı bir daha hiç kavuşamadı. Ama bir yüzyıl sonra farklı din ve kültürde büyüyen çocukları kucaklaşıp özlem giderdiler
1915’te Batman’daki köyleri basıldığında Ermeni kız kardeşler Nuran 11, Nure 13 yaşındaydı. Anne-babaları öldürüldü. Komşularının sahip çıktığı kardeşlerden Nure, Suriye’ye kaçırıldı.
Nuran ise Ermeni genç kızların konulduğu kampta bir çobanla evlendirildi. Nuran Müslüman oldu. Nure ise Suriye’de Ermeni olarak kendi kültürünü ve dinini yaşadı. Evlendi, 6 çocuk dünyaya getirdi. İki bacı hayatlarını birbirlerine duydukları özlemle geçirdi.
Ömürleri boyunca birbirlerini bulmaya çalıştılar fakat ömürleri buna yetmedi. Onların kavuşma hayalini asır sonra çocukları gerçekleştirdi. Teyze çocukları 2012’de Suriye’de bir araya geldi. Farklı din ve kültürlerde büyüyen kuzenler, annelerinin yaşadığı hasrete birbirlerine sarılıp nihai verdiler.
Nuran Eren’in kızı Medine Eren (45), bir yüzyıl sonra yaşanan büyük buluşmayı HABERTÜRK’e anlattı.
‘ANNEM BATMANLI BİR ÇOBANA EŞ GİTMİŞ’
Annesi ve teyzesinin, Batman’a yakın bir köyde yaşadıklarını söyleyen Medine Eren’e göre I. Dünya Savaşı’na kadar her şey yolundaydı. Ancak Osmanlı Devleti’nin mağlup olmasının ardından işler değişti.
Medine Eren, annesinin tanıklığıyla o günleri şöyle anlatıyor: “Annem, ‘sanki savaşın kaybedilmesi Ermenilerin suçuymuş gibi o devre tepkilerle karşılaştık’ derdi. Tehcir başladığında annem ve teyzem daha çocuktu. Köye baskın olmadan o bölgeyi terk etmeyi düşünüyorlar. Ama bir gece köy basılmış, erkek ve kadınlar öldürülmüş. Kız çocuklarına bir şey yapmamışlar. Annemi ve başka genç kızları bir eve toplamışlar. Annem çok sonra öğrendi ki, teyzem Nure’yi komşuları Suriye’ye kaçırmış. Köyün erkekleri bazılarıyla evlenmişler, bazılarını hizmetçi almışlar. Annem, Batmanlı bir çobana eş olarak gitmiş. Bir sene sonra kocası ölmüş.
Sonra onun abisiyle yani babamla evlenmek zorunda kalmış. Annem evlenmeden evvel zorla Müslüman yapılmış. Müslümanlığı tanıyınca doğru tercih yaptığını anlamış. Teyzemi bize anlatırken gözleri dolar, ağlardı. Birkaç defa babamdan habersiz kardeşini arama girişiminde bulunmuş fakat okuma yazma bilmediği için onu sadece Suriye’ye giden kaçakçılardan sormuş. Annem uzun yaşadı, kardeşini göremeden birkaç sene evvel öldü.”
SURİYE’DE BULUŞTULAR
Nuran ve Nure’nin hikâyesini bilen Batman’daki bir komşuları, iki ailenin bir yüzyıl sonra kavuşmasını sağlamış. Suriye’ye giden komşu, orada da benzer bir olayı dinleyince Türkiye’ye dönüp Eren Ailesi’ne haber vermiş. Nuran’ın kardeşi Nure’nin ailesinin Suriye’de izi bulunmuş.
Medine Eren, o buluşmayı şöyle anlatıyor: “Bir komşumuz ‘Annenizin kardeşinin ailesini buldum ve onlara sizin adresinizi verdim’ diye bize mektup gönderdi. O akşam tüm kardeşler toplandık, konuştuk. Suriye’den haber gelmesini bekledik. 3 gün sonra mektup geldi, hepimiz donduk. Ben ağlamaya başladım. Hemen buluşmak istediğimizi dedik. Annem o dönemde ölmüştü. En azından biz kuzenler bir araya gelebilirdik. Kuzenlerimiz bizden Suriye’ye gelmemizi istedi. Hiç düşünmeden karar verdik, yola çıktık.”
‘TEYZEMİN OĞLU KARDEŞİMİN İKİZİ GİBİ’
“Teyzemin büyük oğlu İshak ve başka iki oğlu bizi almaya gelmişlerdi. İshak’ı görünce şoke olduk. Çünkü, İshak ortanca kardeşim Yusuf’un ikizi gibiydi. Evlerine gittik. Bizi kapıda karşıladılar. Kadını erkeği herkes ağlıyordu. Tam bir yüzyıl sonra annemin rüyası gerçekleşti. Teyzemin hangisi olduğunu merak ediyordum. Teyzemi sorduğumda onun 10 sene evvel öldüğünü dediler. Cevap veremedim.”
İki farklı din ve kültürün mensupları olmalarına karşın aralarında büyük bir bağ kurulduğunu belirten Medine Eren şöyle konuştu: “Onlar da bizim gibi kalabalık bir aileydi. Yemekler yendi, sohbetler edildi. Bir an fark ettim ki, sanki uzun süredir tanışıyormuşuz gibi herkes birbirine o kadar sıcak davranıyordu ki... Teyzem, çocuklarına vasiyet etmiş... Çok arayıp da bulamadığı kardeşini, yakınlarını bulmalarını istemiş. Yani onlar da bizi çok aramış fakat bulamamış. Sonunda konu din meselesine geldi. Onlar Hıristiyan, biz Müslümandık... Bize nasıl Müslüman olduğumuzu sordular, annemin evvel zorla Müslüman olduğunu, sonra dinini tanıyarak inancına devam ettiğini anlattık. Bu buluşmadan sonra ilişkimizi kesmedik. Sık sık görüştük.”
Kaynak:Haberturk