02 Nisan 2015
İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Bildirici, tarihi bir Ermeni yerleşimi olan Urfa’nın Germüş köyündeki tarihi su kanallarını bekleyen tehlikeye dikkat çekiyor. Bildirici, imara açılan Germüş köyünde tarihi eserlerin yanı sıra su kanallarının da tehdit altında olduğunu belirtiyor.
İki hafta önce Agos’ta, ‘Germüş’te imar oyunları’ başlığıyla yayımladığımız haberde, tarihî bir Ermeni yerleşimi olan Urfa’nın Germüş köyünde imar izni verildiğine, bunun da Germüş’teki tarihî yapılar için önemli bir tehlike oluşturduğuna dikkat çekmiştik. İmar izninin sadece tarihî binalar için değil, Germüş’ün bir başka paha biçilmez zenginliği olan su kanalları açısından da tehlike oluşturduğu ortaya çıktı.
Top bakanlıkta
2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın teklifiyle ‘turizm gelişim merkezi’ ilan edilen Germüş’teki Surp Asdvadzadzin Kilisesi gibi tarihî yapıların turizm amaçlı kullanımıyla ilgili her türlü yetki, Kültür Bakanlığı’na geçti. Germüş Kilisesi ve çevresindeki yerleşim alanları, daha önce Şanlıurfa Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nca “kentsel arkeolojik sit alanı” ilan edilmişti. Bu çerçevede, 8 adet konut da tescil edilmişti. Buna rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı Turizm Yatırımları, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Genel Müdürlüğü izniyle, Ermeni mezarları ve yerleşim yerlerine 1.6 emsal imar izni verildi. Böylece, ‘kentsel arkeolojik sit alanı’ ilan edilen alanlara imar izni verilmediği hâlde, Germüş Kilisesi ve çevresinde boş arazilerin bulunmasına rağmen, ikinci bir kilise ile 19. yüzyıldan kalma taş yapıların bulunduğu yerleşim alanına, imar izni verilmiş oldu.
Sudan gelen miras
İnşaat Yüksek Mühendisi Mehmet Bildirici, Agos’a yaptığı açıklamada, Germüş’ün bir başka tarihî zenginliği olan ‘kehriz’lere dikkat çekiyor.İçme suyu şebekesinin olmadığı dönemlerde, içme suyunda kullanmak ve tarım arazilerini sulamak üzere dağ eteklerinden, yelpazeler içindeki geçirimli katmanlardan su taşıyan yatay yer altı su yolu sistemine ‘kehriz’ deniyor. Mehmet Bildirici’nin DSİ (Devlet Su İşleri Müdürlüğü) tarafından yayımlanan ‘Tarihi Sulamalar’ adlı bir kitabı var. DSİ kaynaklarından yararlanarak yararlanarak hazırladığı kitabında Bildirici, su kaynaklarının kullanımınının ve su anıtlarının tarihine odaklanıyor.
‘En güzel kehriz’
Agos’a konuşan Bildirici, Germüş’teki su kanalları hakkında şöyle diyor: “2014 yılında Sarkis Seropyan ve Nazar Binatlı yönetimindeki gezide, Göbeklitepe’den sonra, bir saatliğine Germüş’e uğradık. Köyü görünce çok heyecanlandım. Kanalların ve giriş su alma bacalarının dolduğunu, esasen köyün nüfusunun da çok az olması nedeniyle fazla suya ihtiyaç kalmadığını gördüm. Konuyla ilgili daha sonra yaptığım araştırmalarda, Germüş’te bulunan su yollarının Ermenice isimleri olduğunu öğrendim. Bugüne kadar katıldığım uluslararası tarihî su toplantılarında, bu tür ‘kehriz’lerin (su kanallarının) İran’dan dünyaya yayıldığı görüşü vardır. Ben şahsen buna karşı çıkıyorum. İran’da MÖ 6. yüzyılda Darius’un yönetiminde, çok önce MÖ 9. yüzyılda Urartu döneminde, su kanallarının rastlanmaktadır. Urartular, dünyanın en eski su uygarlıklarından biridir. Kehrizlerin Doğu Anadolu’da, yani Ermeni platosunda çıktığını savunuyorum. Bu açıdan Germüş, Türkiye’de ve dünyada en güzel kehriz örneklerinden biridir.”
Germüş’ün imara açılmasının, tarihî su kanalları için de önemli bir tehlike oluşturduğuna dikkat çeken Mehmet Bildirici, kamuoyunu ve yetkilileri, Germüş’teki tarihî miras konusunda duyarlı olmaya çağırıyor.
Agos