14 Şubat 2015
Türkiye`de unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasındaki yerini alan mesleklerden biri de kalaycılık. Kalaycılık,
ADANA - Bir zamanların önde gelen mesleklerinden `kalaycılık` kaybolmak üzere olan meslekler arasında. Ermenilerin mesleği olarak da bilinen kalaycılık, Çukurova`dan sürülen veya katledilen Ermeniler ile birlikte Ermenilerden geride kalan Türk ve Arap çırakların elinde varlığını sürdürürken, geride kalan son çırakların da ilerleyen yaşlarından dolayı kalaycılık son temsilcileri ile birlikte unutulma riski ile karşı karşıya.
Türkiye`de unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasındaki yerini alan mesleklerden biri de kalaycılık. Kalaycılık, toprak, demir ve bakırdan yapılan gereçlerin kullanılabilecek hale getirilmesi amacıyla, kalay maddesinin eritildikten sonra kaplara sürülerek yapılması işlevini içeriyor. Kalaylama işleminin yapılabilmesi için öncelikle demir veya bakır kap, kumlu suda yıkanarak temizlenir. Ardından ise, örste eğri yerleri dövülerek düzeltilir. Düzeltme işlemi yapıldıktan sonra, 230 derece sıcaklığı bulunan ocağa getirilen kaplar, kömür alevinde kızdırılarak, tavına getirilir. Tavına getirilen kaplara daha sonrasında pamuk yardımı ile sürülen kalay maddesi ile perdeleme işlemi yapılarak, soğumaya bırakılır. Kalay işlemi tamamlanan kaplar gümüş renginde kullanılmaya hazır hale getirilir.
Ermenilerden geriye kalaycılık ve çıraklar kaldı
Kalaycılık mesleğini asıl icra edenler Ermeni ve Süryani zanaatkarlar iken, Adana`da ise bu işler Ermenilerden sorulurmuş. Kalaycılar her ne kadar at ve eşeklerine yükledikleri malzemeler ile civar köylere ve kasabalara kapları kalaylamak için gidiyor olsalar da, Adana`nın Tarihi Ermeni Çarşısı olarak bilinen Kazancılar Çarşısı`nda dükkanı bulunan kalaycılara köy ve kasabalardan gelen yurttaşlar, getirdikleri kaplarını kalaylatırlarmış. 1915 Ermeni soykırımı ile birlikte diğer Ermeni esnaflar gibi kalaycılar da her şeylerini geride bırakarak gitmek zorunda kalmışlar. Ancak 1956 yılına kadar Adana`da kalan 15 kadar Ermeni ustanın sadece 2 tanesi kalaycılığa devam etmiş. Onlar da daha sonrasında gitmek zorunda kalmışlar. Onlardan geriye kalan Arap ve Türk çıraklar ile birlikte kalaycılık son demlerini yaşıyor.
Teknolojinin kurbanı kalaycılar
Kazancılar Çarşısı`nda kalaycılık yapan Cabbar Yaraşık (83), 65 yıldır kalaycılık yaparak geçimini sağlıyor. Yaraşık, kalaycılığın maharet isteyen bir meslek olduğuna dikkat çekerek, bir zamanlar en fazla rağbet gören meslekler arasında olduğunu ifade etti. Eskiden herkesin demir ve bakır kaplar kullandığını ifade eden Yaraşık, dükkânda iş yetiştiremediklerini ancak alüminyum ve çelik kapların üretilmesi ile birlikte kalaycılığın anlamının tüketildiğini belirtti. Daha önceleri Adana`da yüzlerce bakırcının olduğunu ve bakır kaplar ürettiğini belirten Yaraşık, şimdi ise kimsenin bu işi yapmadığını söyledi. Bakır kapların üretilmesinin ardından kalaycıların işinin başladığını ve 200`e yakın kalaycının Adana`da faaliyet yürüttüğünü vurgulayan Yaraşık, "Şimdi ise birimiz hasta, 2 buçuk kalaycı kaldık" diyerek, kalaycılık mesleğinin son temsilcileri olduklarını belirtiyor. Teknolojinin birçok meslek gibi kendilerini de vurduğunu belirten Yaraşık, kalaycılığın koruma altına alınması gerektiğini ifade ediyor.
Yeni nesil gençlik kalaycılıktan habersiz
Kalaycılık mesleğinin Adana`daki bir diğer temsilcisi Ali Güzeloğlu (66), 40 yıldır bu işi yaptığını ifade ederek, kalaycılığın Ermenilerden kendilerine kaldığını da kabullenerek, meslekte yeni ustaların yetişmemesinden şikâyetçi. Yeni yetişen neslin kalaycılıktan haberinin dahi olmadığına dikkat çeken Güzeloğlu, çırak bulamadıklarını belirtiyor. Eskiden insanların kalaycılığa rağbet gösterdiklerini ve kalaycılık sanatını öğrenmek için gençlerin yanlarına geldiğini belirten Güzeloğlu, şimdilerde ise kimsenin derdinin sanat olmadığını her gelenin ilk sorusunun "Ne kadar maaş vereceksin?" sorusu olduğunu söyledi. Kalaycılık ile birlikte birçok mesleğin de kaybolmak üzere olduğuna dikkat çeken Güzeloğlu, Avrupa`da kaybolmak üzere olan mesleklerin koruma altına alındığını belirterek, bu uygulamanın Türkiye`de de yapılması gerektiğini söyledi.
Yüksekova Haber