13 Ocak 2015
Hrant Dink Cinayetine ilişkin "kamu görevlilerinin ihmali" olduğu iddiasıyla ilgili yürütülen soruşturma
kapsamında dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü`nde görevli polisler Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.
Hrant Dink cinayeti ile ilgili soruşturmada haklarında yakalama kararı verilen 2 polis tutuklandı. Böylece Dink soruşturmasında ilk kez kamu görevlisi tutuklanmış oldu.
İki polis, 26 Aralık 2014 tarihinde soruşturma savcısı Gökalp Kökçü`ye ifade vermiş, tutuklamaya sevk edilmelerine rağmen, nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakılmışlardı.
Cinayette kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, olay sırasında Trabzon İstihbarat Şube`de komiser olan Özkan Mumcu ile polis memuru Muhittin Zenit savcılık sorgusunun ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Mahkemenin serbest bıraktığı 2 polis hakkında savcı itiraz etti. İtiraz üzerine yakalama kararı çıktı. Bu karar üzerine Mumcu ve Zenit, İstanbul Adalet Sarayı`na getirildi. Nöbetçi 5. Sulh ceza hakimliği 2 polisin tutuklama kararını yüzlerine okudu.
Serbest bırakılma kararına soruşturma savcısı Gökalp Kökçü itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği iki şüpheli hakkında yakalama kararı çıkardı. İki şüphelinin işlediği iddia edilen suç ise, "Görevi kötüye kullanmak" ve "İhmal suretiyle ölüme neden olmak".
ERHAN TUNCEL`LE GÖRÜŞMÜŞ BİLGİ VERMEMİŞ
Şüpheli polis Muhittin Zenit ile dava sanıklarından Erhan Tuncel arasında cinayetten önce telefon görüşmelerinin olduğu, bu görüşmelerin içeriğine bakılarak İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü`ne bilgi verilmediğinin anlaşıldığı iddia ediliyor.
Hrant Dink Kimdir?
Hrant Dink (15 Eylül 1954, Malatya),Ermeni asıllı Türkiye yurttaşı gazeteci.
Babası Malatya‘nın Gürün ilçesinde, annesi Gülvart ise Sivas‘ın Kangalilçesinde doğup büyümüştür. Anne ve babası 1961 yılında İstanbul‘a taşınmalarının ardından boşanır. Hrant ve iki kardeşi ailenin bölünmesi ardından Gedikpaşa’daki Ermeni Yetimhanesi’ne yerleştirilirler. Bir yandan içinde yaşadıkları Türkiye toplumundan olabildiğince uzaklaşır, Ermenice konuşmadıkları zaman cezalandırılırken, bir yandan da yetimhaneden ayrıldıktan sonra kolaylıkla topluma uyum göstermesi için yetiştirilir.
Dink bu sırada Türkiye’de gelişmekte olan sol siyasetten etkilenir. İllegal Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist (TKP-ML TİKKO) çizgisinde siyaset yapmaya başlar. Yakalandığı durumda örgüt ile Ermeni cemaati ilişkilendirilmesin diye ismini mahkeme kanalı ile Fırat olarak değiştirir.
Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Zooloji eğitimi alır. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlenir.
Kardeşleriyle birlikte açtıkları yayınevi, kırtasiye işini sürdürürken, eşi Rakel’le birlikte, kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başlar. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koyar. Denizli Piyade Alayı‘nda sekiz ay yaptığı askerliğinde, bütün arkadaşları çavuş olduğu halde çavuş yapılmaz ve askerliğini er olarak tamamlar.
Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileri ile başlayan yazı hayatı, basında çıkan yalan haberlere gönderdiği düzeltmeler ile duyulmaya başlar. Patrikhane’ye, ‘Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır’ diyerek bu amaçla Türkçe bir gazete çıkarmayı önerir. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos Gazetesi’nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlenir. Agos dışında Zaman Gazetesi‘nde yazar. Yazılarında Türkiye’deki her etnik toplumun ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini söyler. Ermeni Diasporasına 1915 olayları için soykırım kelimesini içermeyen daha yumuşak muhalefet yürütmeleri çağrısında bulunan Dink, Ekim 2005’te “Türklüğe hakaret”ten 6 ay hapis cezası aldı.
19 Ocak 2007’de Şişli Halaskargazi caddesi üzerindeki Agos Gazetesi‘nin çıkışında, 14.54’de yakın mesafeden yapılan 3 el silah atışıyla öldürüldü.
Hrant Dink cinayetini izleyen saatlerde, cinayete tepki duyan yurttaşların başlattığı Taksim’den Agos Gazetesi’ne doğru yürüyüş kendiliğinden kitle gösterisine dönüştü. Agos gazetesinin önünde on bin kişiyi bulan topluluk, Agos Gazetesiyle ve Ermeni cemaatiyle dayanışma duygularını“Hepimiz Hrant’ız”, “Hepimiz Ermeni’yiz” sloganlarıyla ifade ediyordu.
Katil zanlısı olarak, 17 yaşındaki Ogün Samast adlı bir kişi, güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin yayınlanmasından sonra, zanlının babası tarafından polise ihbar edilerek, Samsun otogarında sivil giyimli jandarma ve polis ekipleri tarafından yakalandı.
Hrant Dink, Türkiye’de 1909 yılından bu yana, suikast sonucu öldürülen 62. gazeteci oldu.
Hrant Dink’in cenazesi, 23 Ocak 2007 Salı günü Agos Gazetesi ve Meryem Ana Kilisesi‘ndeki törenlerin ardından Balıklı Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine toplumun her kesiminden katılanların 120 bin ile 200 bin kişi arasında olduğu tahmin edilen bir kalabalık katıldı.
Ermeni diasporasının önde gelen isimlerinden Isabelle Kortian “Türklerin Dink’i kucaklaması bizde ‘deprem etkisi’ yaptı!” dedi.